KÜNYE
Kitap Adı:
Bonobo ve Ateist – Primatlar Arasında İnsanı Aramak
Yazarı: Frans
de Wall
Basım: Metis
Yayınları- 2.Basım- 2014
Sayfa: 259
Tür: Bilim, Araştırma-İnceleme
İNCELEME:
Etolog
(hayvan davranışları uzmanı) ve Primat araştırmacısı olan Frans de Waal, bonobolar
başta olmak üzere yakın akrabalarımız olan primat dünyası üzerindeki gözlemlerinden,
deneylerden ve araştırmalardan edindiği bilgilerle evrim biyolojisi ve ahlak
felsefesi üzerine duruyor. İnsan ahlakı denilen şeyin gökten zembille
inmediğini, "içten geldiğini" savunuyor: "Ahlaki davranış ne dinle başlamıştır, ne de dinle biter; evrimin
ürünüdür." diyor.
Kitap
ahlakın dinden kaynaklandığı, dinden temel aldığı, ahlaka sahip olmamız için
mutlaka dini bir inanca sahip olmamız gerektiği yargısını çürütüyor. Ahlaki
unsurların evrimsel biyolojinin bir parçası olduğunu örnekleriyle anlatıyor.
Ahlakın dinlerden çok daha önce canlılar dünyasında var olduğuna, dinin ahlak
kavramı üzerine inşa edildiğine dikkat çekiyor.
Komşumuza
tecavüz etmemizi ya da birinin hakkını çalmamızı engelleyen şey din midir ahlak
mı? Bu ayrımı çok doğru yapmak gerekiyor. Toplumca kabul görmeyen bu gibi
davranışlara engel olmak için illa ki bir dine ihtiyaç olmaması gerektiğine
inanıyorum ben de.
Benim de şahsi
fikrim bu yöndedir ki kitapta yer aldığı şekliyle paylaşmak isterim:
“… Menfur bir davranışta
bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım.”
Konusu
itibariyle herkesin okumaya yakın hissedeceği bir kitap olduğunu düşünmüyorum,
zira ahlak ve inanç kavramlarını sorguladığından muhafazakâr kesim tepkisel
yaklaşabilir. Dogmatik yaklaşan kişiler için bazı bilgiler haliyle kabul
görmeyecektir. İnanç ve evrimsel konularda katı yargılarını bir kenara
koyabilen; ahlak, din, evrim, empati, dayanışma, yardımlaşma, minnettarlık, özgeci
davranış konularında bilgiler edinmek isteyenlere tavsiye ederim. Kendimce ahlak
ve inanç kavramları üzerine derin bilgiler içeren bir kitap olduğunu
düşünüyorum.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Ahlakın
doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek
manevi bir uçurum demektir... Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur
bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan
korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün
insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim?"
“Bilimin
düşmanı din değildir… Asıl düşman, düşüncenin, sorgulamanın ve merakın yerine
dogmayı koymaktır.”
“İnsanlar
elalemin ne düşündüğüne o kadar önem verir ki davranışlarımızı düzeltmemiz için
bir duvara yapıştırılmış bir çift göz resmi yeter. Din bunu uzun zaman önce
anlamıştır ve Tanrıyı sembolize etmek için her şeyi gören göz imgesini
kullanır.”
“Dindar olsun olmasın bütün insanlarla ilişkilerimde,
neye inandıklarına değil ne kadar dogmatik olduklarına bakarak kesin bir sınır
çiziyorum.”
“Ölüm
konusundaki farkındalığımız genelde biz insanların, dini geliştirme sebepleri
arasında yer alır.”
“İnsanlar
sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir.
İnanç, belli insanlara, hikâyelere, ritüellere ve değerlere duyulan bağlılıktan
çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar.
İlahiyat ikinci, kanıtsa üçüncü sırada gelir...”
“Ahlak
kanunu yukarıdan dayatılmaz ya da akıl yürütme sonucu varılmış ilkelerden
çıkmaz; ezelden beri var olan, içe işlemiş değerlerden kaynaklanır. En temel
kanun, grup yaşantısının hayatta tutma değerinden çıkar. Ait olma, iyi geçinme,
sevme ve sevilme arzusu, bağlı olduğumuz bireylerle iyi ilişkiler sürdürmek
için elimizden geleni yapmamızı sağlar. Başka sosyal primatlar da bu değeri
paylaşır ve herkesin onayladığı bir yaşam tarzını sürdürebilmek için duygularla
eylemler arasına filtre koyarlar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder