darwin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
darwin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2022 Cumartesi

SOFIE'NİN DÜNYASI

 












KÜNYE

Kitap Adı: Sofie’nin Dünyası

Yazarı: Jostein Gaarder

Basım: Pan Yayıncılık- 13.Basım- 2016

Sayfa:  576

Tür:  Roman, Felsefe-Düşünce


İNCELEME:

Felsefe tarihi üzerine bir roman…

15.yaşgününü kutlamaya hazırlana Sofie bir gün okul dönüşü posta kutusunda kendi adına gelmiş bir mektup bulur. “Kimsin Sen?” Mektupta yazan bu cümle Sofie’nin kim olduğunu ve varlığını sorgulamaya başlayacağı sürece bir adım olur. İlerleyen günlerde mektupların devamı gelir. Mektuplar gizli bir felsefe öğretmeni (Albert Knox) tarafından yazılmaktadır. Sofie için bir felsefe kursu başlamıştır. Sorular ve cevaplarla felsefe tarihi, felsefi akımlar ve filozoflar, kronolojik bir sırayla bir roman kurgusu içerisinde anlatılmaya başlanır.

Yunan mitolojik tanrıları ile anlatıma başlar felsefe kursu.

Daha sonra doğa filozofları ile devam eder: Thales, Anaksimandros, Anaksimenes.

Antik çağın 3 önemli filozofu takip eder: Sokrates, Platon ve Aristoteles

Helenistik dönemin (Geç Antik Çağ.) 4 felsefi akımını ele alır: Kinikler (Antisthenes, Diogenes), Stoacılar (Herakleitos, Marcus Aerelius, Cicero, Seneca), Epikurosçular (Epikuros, Demokritos), Yeni Platonculuk (Plotinos)

Ortaçağ ile birlikte dinlerin (Hristiyanlık, Musevilik, Müslümanlık) yayılımı ve etkilerini, Augistunus ve Aquino’lu Thomas’ı okuyoruz.

Rönesasans döneminde yapılan çalışmalar: Copernicus, Galileo Galilei, İsaac Newton, Martin Luther

17.yy ile Barok Dönemi: Descartes, Spinoza ve Leibniz ile Rasyonalizm; Locke, Berkeley ve Hume ile Empirizm.

18.y.y. ve Aydınlanma Çağı ile Montesquieu, Voltaire, Rousseau’dan kısace bahsedip Alman filozof İmmanuel Kant’ı detaylı tanıyoruz.

19.yy ortalarına uzanan son büyük kültür çağı olan Romantik Çağ ile Hegel, Kierkegaard, Karl Marx’ı anlatıyor.

Sonrasında Naturalizm akımı ile Darwin ve çalışmalarını; devamında da Sigmund Freud’u ve onun bilinçdışı ile ilgili çalışmalarını okuyoruz.

Son olarak ise Big Bang Büyük Patlama ve evrenin başlangıcından bahsederek bitiriyoruz.

“Evet, biz de yıldız tozuyuz.”

Felsefeye ilgi duyanlar için başlangıç niteliğinde okunabilecek bir kitap.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

“Kadın kendini geri kazanmalı, kimliğini erkeğin kimliğine bağımlı kılmaktan vazgeçmeli. Çünkü kadını baskı altında tutan yalnızca erkek değildir, yaşamının sorumluluğunu ele almayan kadın kendi kendine de baskı uygular.”

 

“Filozoflardan ve düşüncelerinden söz ederken hep erkekleri kastettim aslında. Çünkü felsefe tarihi de erkeklerin damgasını taşıyor. Bunun nedeni de, kadının hem kadın hem de düşünen bir varlık olarak insanlık tarihi boyunca hep ezilmiş, baskı altında tutulmuş olması. Kötü bir şey bu, çünkü birçok önemli deneyimin yitip gitmesine neden oluyor. Ancak bizim yüzyılımızda kadınlar felsefe tarihine tam anlamıyla adım atabildi.”

 

"memento mori": "öleceğini unutma!"

 

“Bütün insanların ihtiyacı olan bir şey vardır: Kim olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmek.”

 

“Temel soru mutluluğun ne olduğu ve nasıl elde edilebileceğiydi.”

 

"İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu yine anlayamayacak kadar aptal olurduk."

 

"En akıllı kişi neyi bilmediğini bilendir." -Sokrates


10 Eylül 2022 Cumartesi

BONOBO VE ATEİST

 












KÜNYE

Kitap Adı: Bonobo ve Ateist – Primatlar Arasında İnsanı Aramak

Yazarı: Frans de Wall

Basım: Metis Yayınları- 2.Basım- 2014

Sayfa:  259

Tür:  Bilim, Araştırma-İnceleme


İNCELEME:

Etolog (hayvan davranışları uzmanı) ve Primat araştırmacısı olan Frans de Waal, bonobolar başta olmak üzere yakın akrabalarımız olan primat dünyası üzerindeki gözlemlerinden, deneylerden ve araştırmalardan edindiği bilgilerle evrim biyolojisi ve ahlak felsefesi üzerine duruyor. İnsan ahlakı denilen şeyin gökten zembille inmediğini, "içten geldiğini" savunuyor: "Ahlaki davranış ne dinle başlamıştır, ne de dinle biter; evrimin ürünüdür." diyor.

Kitap ahlakın dinden kaynaklandığı, dinden temel aldığı, ahlaka sahip olmamız için mutlaka dini bir inanca sahip olmamız gerektiği yargısını çürütüyor. Ahlaki unsurların evrimsel biyolojinin bir parçası olduğunu örnekleriyle anlatıyor. Ahlakın dinlerden çok daha önce canlılar dünyasında var olduğuna, dinin ahlak kavramı üzerine inşa edildiğine dikkat çekiyor.

Komşumuza tecavüz etmemizi ya da birinin hakkını çalmamızı engelleyen şey din midir ahlak mı? Bu ayrımı çok doğru yapmak gerekiyor. Toplumca kabul görmeyen bu gibi davranışlara engel olmak için illa ki bir dine ihtiyaç olmaması gerektiğine inanıyorum ben de.

Benim de şahsi fikrim bu yöndedir ki kitapta yer aldığı şekliyle paylaşmak isterim:

“… Menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım.”

Konusu itibariyle herkesin okumaya yakın hissedeceği bir kitap olduğunu düşünmüyorum, zira ahlak ve inanç kavramlarını sorguladığından muhafazakâr kesim tepkisel yaklaşabilir. Dogmatik yaklaşan kişiler için bazı bilgiler haliyle kabul görmeyecektir. İnanç ve evrimsel konularda katı yargılarını bir kenara koyabilen; ahlak, din, evrim, empati, dayanışma, yardımlaşma, minnettarlık, özgeci davranış konularında bilgiler edinmek isteyenlere tavsiye ederim. Kendimce ahlak ve inanç kavramları üzerine derin bilgiler içeren bir kitap olduğunu düşünüyorum.


KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

“Ahlakın doğrudan yaratıcı Tanrı'dan geldiğine inanan birisi için evrimi kabul etmek manevi bir uçurum demektir... Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama menfur bir davranışta bulunmasını engelleyen tek şey inanç sistemi olan insandan korkarım. Yaşanabilir bir toplum için gerekli özdenetim de dahil, bütün insanlığımızın yapımızda olduğunu neden düşünmeyelim?"

 

“Bilimin düşmanı din değildir… Asıl düşman, düşüncenin, sorgulamanın ve merakın yerine dogmayı koymaktır.”

 

“İnsanlar elalemin ne düşündüğüne o kadar önem verir ki davranışlarımızı düzeltmemiz için bir duvara yapıştırılmış bir çift göz resmi yeter. Din bunu uzun zaman önce anlamıştır ve Tanrıyı sembolize etmek için her şeyi gören göz imgesini kullanır.”

 

 “Dindar olsun olmasın bütün insan­larla ilişkilerimde, neye inandıklarına değil ne kadar dogmatik ol­duklarına bakarak kesin bir sınır çiziyorum.”

 

“Ölüm konusundaki farkındalığımız genelde biz insanların, dini geliştirme sebepleri arasında yer alır.”

 

“İnsanlar sadece inanmak istedikleri için inanırlar. Bu bütün dinler için geçerlidir. İnanç, belli insanlara, hikâyelere, ritüellere ve değerlere duyulan bağlılıktan çıkar. Emniyet, otorite ve ait olma arzusu gibi duygusal ihtiyaçları karşılar. İlahiyat ikinci, kanıtsa üçüncü sırada gelir...”

 

“Ahlak kanunu yukarıdan dayatılmaz ya da akıl yürütme sonucu varılmış ilkelerden çıkmaz; ezelden beri var olan, içe işlemiş değerlerden kaynaklanır. En temel kanun, grup yaşantısının hayatta tutma değerinden çıkar. Ait olma, iyi geçinme, sevme ve sevilme arzusu, bağlı olduğumuz bireylerle iyi ilişkiler sürdürmek için elimizden geleni yapmamızı sağlar. Başka sosyal primatlar da bu değeri paylaşır ve herkesin onayladığı bir yaşam tarzını sürdürebilmek için duygularla eylemler arasına filtre koyarlar.”