4 Eylül 2022 Pazar

AEDEN - BİR DÜNYA HİKAYESİ


 











KÜNYE

Kitap Adı: Aeden – Bir Dünya Hikayesi

Yazarı: Akilah Azra Kohen

Basım: Destek Yayınları - 2016

Sayfa: 616

Tür:  Roman, Kurgu


İNCELEME:

Masalla gerçeği ayırt edebilecek olan okurlara…” diye başlıyor roman.

Azra Kohen yazdığı fantastik-bilim kurgu türündeki bu romanda aslında kurgu ve gerçekliği iç içe anlatıyor. “Gerçeğin masalıdır Aeden” diyor yazar. Bir yanda bizi ütopik bir yaşamın var olduğu Aeden gezegeni ile tanıştırıyor. Diğer tarafta da yaşadığımız dünyanın soğuk gerçekliğini tokat gibi yüzümüze çarpıyor.

Aeden evrimsel ve teknolojik olarak çok ilerde bir insan formunun yaşadığı, tüm canlılığın eşsiz bir denge içerisinde var olduğu, huzur dolu bir gezegen. Yapılan her şey yaşama katkı sağlamak için ve tüketilen her şey bir şekilde doğaya yeniden kazandırılıyor. İçinde yaşam enerjisi taşıyan - ki buna Çİ adı veriliyor - her şeye sonsuz saygı duyuluyor. Öyle gelişmişler ki birbirleriyle telepatik yolla iletişim kurabiliyorlar. Burada anlatılan yaşam bize biraz Avatar dünyasını anımsatıyor.

Ana karakterlerimiz Aedenli Sonje ve Numi. Aeden toplumuna bazı açılardan uyumsuz şekilde davranan Numi annesinin Dünyalı olduğunu öğrenir ve Sonje’yi annesini aramak için birlikte Dünya’ya gitmeye zorlukla da olsa ikna eder. Dünyaya vardıklarında ise gördükleri nedeniyle pişman olurlar, geri dönmek isterler ancak bunu hemen yapamazlar. Yolları ayrılır ve tekrar buluşana kadar ayrı ayrı yaşadıkları serüvene şahit oluruz.

Sonje ve Numi’nin Dünya’ya gelişleriyle birlikte Dünyalı insan ırkına dışardan bir göz ile bakmaya başlıyoruz. Ve Aedenlilerin neden bize ‘insansı’ dediklerini çok iyi anlıyoruz. Hava kirliliği, şiddet, cinayetler, savaşlar, tecavüzler, çocuk istismarları, hayvanlara yapılan eziyet ve katliam, bitkilerin-ormanların katledilişi, besin adı altında kendimizi zehirliyor oluşumuz, para için yapılan tüm kötülükler… Aeden aslında bizi insanlığımızdan utandıracak şekilde bize bizi gösteriyor. Bir sistem ve insanlık eleştirisi… Dünyayı, canlılığı hatta kendi türümüzü bile bir parazit gibi nasıl sömürdüğümüzü vuruyor yüzümüze.

Fantastik bir kurgu içinde yaşamımızı sorgulatan ve farkındalık yaratan bir kitap. Umarım bir gün biz de Çİ’ye saygı duymayı öğreniriz.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

"Çi'den gel, Çi'ye dön. Potansiyeline doğ, kaderinin efendisi ol. Olmaktan, doğmaktan, dönüşmekten yoksunma."

 

“Kendi kümelerinden görmedikleri insansıları öldüren bir uygarlıktan, yaşama saygıyı öğrenmeleri beklenemez.”

 

“neyi, niye nasıl merak ettiğine dikkat et. Evren merakla harekete geçer, düşünceyle genişler, korkuyla küçülür, analizle büyür, yargıyla son bulur. Merak ettiğin her şey senin kim olacağına yön verir.”

 

“Babam derdi ki, bu kadar iyi olma... Sen bu kadar iyisin diye evrenin bir yerinde birileri o kadar kötü olmak zorunda kalıyor... Evrenin tek sorunu denge...”

 

“Güç neydi? Etrafına saldığın korku mu? Etrafında uyandırdığın saygı mı?”

 

“Yargılamak insanlığın en büyük duvarıdır. Anlamak ve kabullenmekse yargılamanın tek ilacı.”

 

“Hayat kınadığımız, anlamakta zorlandığımız her şeyi bize yaşatmak için mükemmellikle dizayn edilmişti.”

 

”Önyargı düşüncenin en büyük hastalığıdır.”

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder