7 Eylül 2022 Çarşamba

KÖRLÜK

 












KÜNYE

Kitap Adı: Körlük

Yazarı: Jose Saramago

Basım: Kırmızı Kedi Yayınevi- 1.Basım- 2017

Sayfa:  331

Tür:  Roman, Distopya


İNCELEME:

Jose Saramago’nun distopik romanı ‘Körlük’, 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır.

Konusu ise insanlığın zor durumlarda, yaşama mücadelesine girdiği ya da gücü eline aldığı anda gelebildiği noktayı, aştığı sınırları, ahlaki değerleri bir anda nasıl yok saydığını, bencilliğini, şiddeti, tecavüzü, sömürüyü anlatıyor. Ürkütücü ve yer yer tiksindirici bir hikâye anlatıyor. Ürkütücü olan kısmı anlatı ile ilgili ‘bu kadarı da yaşanmaz, çok fazla abartmış yazar’ diyemiyor olmamız sanırım. Ayrıca 18 yaş altı okuyucular için de bir uyarı mahiyetinde paylaşayım ki kitap bence fazlaca cinsel betimleme içeriyor.

Konuyla ilgili detaylı bilgiyi ise kitap arka kapağındaki yazıya bırakıyorum:

“Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.”

Saramagonun kendine has bir anlatı üslubu var. Konuşmaları konuşma çizgisi kullanmadan, yazının akışı içerisinde sadece virgüllerle ayırarak veriyor. Noktalama işaretlerini çok az kullanıyor. Kimileri bu tarzı sevse de açıkçası noktalama işaretlerinin anlamı etkilediğini ve dolayısıyla -anlatılanı daha kolay anlaşılır kıldığından- akıcılığı da etkilediğini düşündüğümden beni biraz rahatsız ediyor. Yer yer bunu şimdi kim söyledi diye geri döndüğüm çok oldu. Yine de konusu itibariyle okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum.

İnsanın içindeki karanlığa, ilk fırsatta ortaya döktüğü kötülüğe dair bir insanlık eleştirisi.

"Ben, kötü yürekliliğin ve kötülüğün bir sınırı olabileceğini hiç mi hiç sanmıyorum."

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“Gönül pencerelerindeki körlük, vicdan duvarlarındaki sağırlıktır insanları duyarsız kılan.”

 

“Her hareketimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız.”

 

“…Herkesin bildiği gibi, kötülük, daima en kolay yapılan şeydir.”

 

 “Öldü, işte o kadar, neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçma bir davranış, ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır, öldü...”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder