KÜNYE
Kitap Adı:
Körlük
Yazarı: Jose
Saramago
Basım: Kırmızı
Kedi Yayınevi- 1.Basım- 2017
Sayfa: 331
Tür: Roman, Distopya
İNCELEME:
Jose
Saramago’nun distopik romanı ‘Körlük’, 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü
kazanmıştır.
Konusu ise
insanlığın zor durumlarda, yaşama mücadelesine girdiği ya da gücü eline aldığı
anda gelebildiği noktayı, aştığı sınırları, ahlaki değerleri bir anda nasıl yok
saydığını, bencilliğini, şiddeti, tecavüzü, sömürüyü anlatıyor. Ürkütücü ve yer
yer tiksindirici bir hikâye anlatıyor. Ürkütücü olan kısmı anlatı ile ilgili ‘bu
kadarı da yaşanmaz, çok fazla abartmış yazar’ diyemiyor olmamız sanırım. Ayrıca
18 yaş altı okuyucular için de bir uyarı mahiyetinde paylaşayım ki kitap bence
fazlaca cinsel betimleme içeriyor.
Konuyla
ilgili detaylı bilgiyi ise kitap arka kapağındaki yazıya bırakıyorum:
“Adı
bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda
trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak
karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını
bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen;
bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık
ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne
pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde
karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk
yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve
gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen
bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun
müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün
simgesi.”
Saramagonun
kendine has bir anlatı üslubu var. Konuşmaları konuşma çizgisi kullanmadan, yazının
akışı içerisinde sadece virgüllerle ayırarak veriyor. Noktalama işaretlerini
çok az kullanıyor. Kimileri bu tarzı sevse de açıkçası noktalama işaretlerinin
anlamı etkilediğini ve dolayısıyla -anlatılanı daha kolay anlaşılır kıldığından-
akıcılığı da etkilediğini düşündüğümden beni biraz rahatsız ediyor. Yer yer
bunu şimdi kim söyledi diye geri döndüğüm çok oldu. Yine de konusu itibariyle
okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum.
İnsanın
içindeki karanlığa, ilk fırsatta ortaya döktüğü kötülüğe dair bir insanlık
eleştirisi.
"Ben, kötü yürekliliğin ve
kötülüğün bir sınırı olabileceğini hiç mi hiç sanmıyorum."
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Gönül pencerelerindeki
körlük, vicdan duvarlarındaki sağırlıktır insanları duyarsız kılan.”
“Her
hareketimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi
olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra
rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak,
kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız.”
“…Herkesin
bildiği gibi, kötülük, daima en kolay yapılan şeydir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder