KÜNYE
Kitap Adı:
Pia Mater
Yazarı: Serkan
Karaismailoğlu
Basım: Elma
Yayınevi- 7.Basım- 2019
Sayfa: 422
Tür:
Roman, Nöro-Roman
İNCELEME:
Serkan
Karaismailoğlu’nun yazdığı ve üçleme olarak hazırlanan Mater serisinin ilk
kitabı Pia Mater ile karşınızdayım. Yazar romanının türünü Nöro-roman olarak
isimlendiriyor. Kendisinin tanımıyla sinirbilimsel gerçeklerin, belli bir kurgu ve
hayali karakterler eşliğinde okura sunulduğu roman türü.
Olaylar
romanımızın başkahramanı tıp öğrencisi Tesla etrafında gelişiyor. Tesla’nın
ablası Meryam, kocası Perit tarafından aldatıldığını öğrenir ve evi terk eder.
Yemek tasarımcısı ve hocası Alef’in davetini kabul edip evine gitmesiyle
birlikte Meryam için her şey değişecektir. Alef aynı zamanda sinestezi
özelliğine sahiptir.(Dipnot: Sinestezi birleşik duyu anlamına gelir, bir duyu
başka bir duyuyu tetikler. Yani kokusunu aldığınız şeyin rengini görmek, tadını
aldığınız duyuyu aynı zamanda işitmek gibi)
Tesla,
en yakın arkadaşı ve bilgisayar korsanı olan Derviş (İllias) ile birlikte
Meryam’ın izini sürer. Bir olay sonrasında yolları bir mafya liderinin veliahtı
olan Galen ve arkadaşı Devin ile kesişir. Galen’in lakabı Fizyologdur ve o da İllias
gibi önemli bir bilgisayar korsanıdır. Birlikte Alef’in peşine düşerler.
Olaylar
gelişirken Galen ve Devin’in geçmişini, Galen’in Tesla ile olan bağlantısını,
Tesla ve Meryam’ın yıllar önce ortadan kaybolan abileri Uras’ın hikâyesini,
Uras ve Meryam’ın yollarının Alef ile kesişmesinin tesadüf olmadığını
öğreniyoruz. Tesla’nın anne ve babasının büyük sırrı neydi? Peki bu sır
içerisinde Alef’in rolü ve Alef’in Tesla ile olan bağı neydi?
Tüm
bu kovalamaca sırasında Tesla annesi Vera ile yüzleşir. Vera bu vicdan yükünü
artık taşıyamaz ve tüm gerçekleri itiraf eder. Ancak o sırada yalnız değillerdir.
Tesla’nın yüzleşeceği konular Alef’in anlatacakları ile devam eder. Artık hiçbir şey
Tesla için aynı olmayacaktır. Tesla abisini yeni bulmuşken oracıkta maalesef
kaybeder. Tesla, Meryam, Galen ve İlias’ı neler beklemektedir?
Bir yandan
bir kurgu hikâye okurken bir yandan da bilimsel ve oldukça ilgi çekici birçok
bilgi ile tanışıyorsunuz. Hacimli bir kitap olmasının yanında oldukça akıcı ve
sürükleyici bu hikâye sonunda öyle yerlere evriliyor ki bir an önce hikâyenin
devamını öğrenmek isteyecek, ikinci kitaba başlamak için sabırsızlanacaksınız.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Çatlamalar
ve kırılmalar hayatın en önemli dinamikleridir. Burada önemli olan kırılmanın
nasıl yaşandığıdır. Yumurtayı düşün Meryam. Eğer yumurta içeriden kırılırsa
hayat başlar. Yok, eğer yumurta dışarıdan kırılırsa işte o zaman bir hayat son
bulur. Yani içten başlamayan dönüşümler ölümcüldür.”
“İyiler
hep kazanır. Sadece sonucu görmek için zamana ihtiyaçları vardır. Kimi zaman
bir gün gerekir, kimi zaman bir ömür. Hatta bazılarının ömrü de yetmeyebilir
görmeye ama sonuç değişmez. İyiler hep kazanır...”
“Sokakta
yaşamanın en öğretici tarafı neydi biliyor musun? İnsan denen memeli canlının
yeryüzündeki en vahşi canlı olduğunu görüyordun. Dünyanın en güzel sanat
eserlerini ve bilimi üreten bu beyinler, söz konusu kötülük olduğunda, emin ol
hiçbir nörona sığmayacak acımasızlıklara imza atabiliyorlardı. Mesela az önce
oturduğumuz şu bank. Her tarafı kırık ve kirli. Kimisi üzerini çizmiş, kimisi
bir kısmına tekme atıp kırmış. Niye biliyor musun? Çünkü bu bank sahipsizdi ve
insanoğlunun sahipsiz olana karşı tavrı netti. Ya sahip olacaktı ya da sahip
olmayacaksa illaki zarar verecekti.”
“İnsanın
laneti de buydu işte. Sürekli kendisi için yeni ihtiyaçlar yaratmak ve
sonrasında da bunlara bağımlı olmak.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder