26 Ekim 2022 Çarşamba

PİA MATER


 










KÜNYE

Kitap Adı: Pia Mater

Yazarı: Serkan Karaismailoğlu

Basım: Elma Yayınevi- 7.Basım- 2019

Sayfa: 422

Tür: Roman, Nöro-Roman


İNCELEME:

Serkan Karaismailoğlu’nun yazdığı ve üçleme olarak hazırlanan Mater serisinin ilk kitabı Pia Mater ile karşınızdayım. Yazar romanının türünü Nöro-roman olarak isimlendiriyor. Kendisinin tanımıyla sinirbilimsel gerçeklerin, belli bir kurgu ve hayali karakterler eşliğinde okura sunulduğu roman türü.

Olaylar romanımızın başkahramanı tıp öğrencisi Tesla etrafında gelişiyor. Tesla’nın ablası Meryam, kocası Perit tarafından aldatıldığını öğrenir ve evi terk eder. Yemek tasarımcısı ve hocası Alef’in davetini kabul edip evine gitmesiyle birlikte Meryam için her şey değişecektir. Alef aynı zamanda sinestezi özelliğine sahiptir.(Dipnot: Sinestezi birleşik duyu anlamına gelir, bir duyu başka bir duyuyu tetikler. Yani kokusunu aldığınız şeyin rengini görmek, tadını aldığınız duyuyu aynı zamanda işitmek gibi)

Tesla, en yakın arkadaşı ve bilgisayar korsanı olan Derviş (İllias) ile birlikte Meryam’ın izini sürer. Bir olay sonrasında yolları bir mafya liderinin veliahtı olan Galen ve arkadaşı Devin ile kesişir. Galen’in lakabı Fizyologdur ve o da İllias gibi önemli bir bilgisayar korsanıdır. Birlikte Alef’in peşine düşerler.

Olaylar gelişirken Galen ve Devin’in geçmişini, Galen’in Tesla ile olan bağlantısını, Tesla ve Meryam’ın yıllar önce ortadan kaybolan abileri Uras’ın hikâyesini, Uras ve Meryam’ın yollarının Alef ile kesişmesinin tesadüf olmadığını öğreniyoruz. Tesla’nın anne ve babasının büyük sırrı neydi? Peki bu sır içerisinde Alef’in rolü ve Alef’in Tesla ile olan bağı neydi?

Tüm bu kovalamaca sırasında Tesla annesi Vera ile yüzleşir. Vera bu vicdan yükünü artık taşıyamaz ve tüm gerçekleri itiraf eder. Ancak o sırada yalnız değillerdir. Tesla’nın yüzleşeceği konular Alef’in anlatacakları ile devam eder. Artık hiçbir şey Tesla için aynı olmayacaktır. Tesla abisini yeni bulmuşken oracıkta maalesef kaybeder. Tesla, Meryam, Galen ve İlias’ı neler beklemektedir?

Bir yandan bir kurgu hikâye okurken bir yandan da bilimsel ve oldukça ilgi çekici birçok bilgi ile tanışıyorsunuz. Hacimli bir kitap olmasının yanında oldukça akıcı ve sürükleyici bu hikâye sonunda öyle yerlere evriliyor ki bir an önce hikâyenin devamını öğrenmek isteyecek, ikinci kitaba başlamak için sabırsızlanacaksınız.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 “Hayat öyle bir sinir ağı ki, kimlerle sinaps yapacağını asla kestiremezsin...”

 

“Çatlamalar ve kırılmalar hayatın en önemli dinamikleridir. Burada önemli olan kırılmanın nasıl yaşandığıdır. Yumurtayı düşün Meryam. Eğer yumurta içeriden kırılırsa hayat başlar. Yok, eğer yumurta dışarıdan kırılırsa işte o zaman bir hayat son bulur. Yani içten başlamayan dönüşümler ölümcüldür.”

 

“İyiler hep kazanır. Sadece sonucu görmek için zamana ihtiyaçları vardır. Kimi zaman bir gün gerekir, kimi zaman bir ömür. Hatta bazılarının ömrü de yetmeyebilir görmeye ama sonuç değişmez. İyiler hep kazanır...”

 

“Sokakta yaşamanın en öğretici tarafı neydi biliyor musun? İnsan denen memeli canlının yeryüzündeki en vahşi canlı olduğunu görüyordun. Dünyanın en güzel sanat eserlerini ve bilimi üreten bu beyinler, söz konusu kötülük olduğunda, emin ol hiçbir nörona sığmayacak acımasızlıklara imza atabiliyorlardı. Mesela az önce oturduğumuz şu bank. Her tarafı kırık ve kirli. Kimisi üzerini çizmiş, kimisi bir kısmına tekme atıp kırmış. Niye biliyor musun? Çünkü bu bank sahipsizdi ve insanoğlunun sahipsiz olana karşı tavrı netti. Ya sahip olacaktı ya da sahip olmayacaksa illaki zarar verecekti.”

 

“İnsanın laneti de buydu işte. Sürekli kendisi için yeni ihtiyaçlar yaratmak ve sonrasında da bunlara bağımlı olmak.”

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder