KÜNYE
Kitap Adı:
Kadın Beyni Erkek Beyni
Yazarı: Serkan
Karaismailoğlu
Basım: Elma
Yayınevi – 5.Basım – 2017
Sayfa: 221
Tür: Popüler
Bilim
İNCELEME:
Biyolog ve
fizyolog olarak nörofizyoloji alanında çalışmalar yapan Serkan Karaismailoğlu
tarafından yazılan bu kitap popüler bilim kategorisinde yer alıyor. Bilimsel
konuları, bilimsel araştırma sonuçlarının ışığında, sohbet havasında sunuyor
yazar bizlere. Kalemi hem esprili hem oldukça anlaşılır ve akıcı.
Aranızda mutlaka zaman
zaman ‘Bu adam beni hiç anlamıyor?’ diyen kadınlar ya da tam tersi ‘Bu kadın
beni niye anlamıyor?’ diyen erkekler vardır diye düşünüyorum. Cinsiyetler arası
iletişim kopukluklarının, durumlara karşı bakış açısı farklılıklarının
nedeninin beyin fizyolojilerimizdeki farklılıklardan kaynaklandığını söylesem.
Öncelikle
belirtmeliyim ki bu kitapta yazar Kadın ve Erkek arasındaki farklardan
bahsetmiyor. O tamamen kişisel gelişim kitaplarının konusu altına girerdi
sanırım. Daha ziyade ‘Kadın Beyni’ ile ‘Erkek Beyni arasındaki farkları,
fizyolojik nedenleri ile birlikte inceliyor. Peki fark ne dediğinizi duyar
gibiyim? Beyninizin biyolojik cinsiyetinizden bağımsız bir cinsiyeti olduğunu
biliyor muydunuz?
Yani dişi
beyinli bir erkek ya da erkek beyinli bir kadın olabilirsiniz. (Bu durumun cinsel
yönelim ile alakası olmadığının notunu hemen buraya düşelim.) Pek tabi ki
biyolojik cinsiyetiniz ile beyninizin cinsiyeti paralel seyretmiş de olabilir. Ya
siz beyninizin cinsiyetini öğrenmek ister misiniz? Yazar kitabında bununla
ilgili tüm bilimsel çalışmaları ve hesaplama yöntemini açıklıyor. Ve bizlere
kadın beyni ile erkek beyninin olaylara ve durumlara yaklaşımlarındaki, hayatı
algılamalarındaki farklılıkları fizyolojik temelleriyle birlikte açıklıyor.
Konu ile
ilgili daha neler okuyoruz bu kitapta?
·
Tarihte
beyin çalışmaları nasıl yol almış, hangi zorluklardan geçmiş?
·
‘Beynin
cinsiyeti’ nedir? Ve bu cinsiyetin oluşumuna neden olan etkiler neler?
·
Parmaklarımız
beynimizin cinsiyeti hakkında ne söylüyor?
·
Erkekler
neden dinlemez? Kadınlar çok mu konuşur?
·
Renkleri
aynı şekilde mi algılıyoruz?
·
Neden
vesikalık fotoğraflarımızı genellikle beğenmeyiz? Duygular bu işin neresinde?
·
Neden
çarptığımız başımızı annemiz ‘öpünce geçer’.
·
Çocuklar
doğduklarında boş bir defter gibi mi doğar yoksa doğmadan önce psikososyal
olarak şekillenmişler midir? (Bruce ve Brenda vakası oldukça dikkat çekici ve aynı
zamanda trajik)
Oldukça
ilgi çekici bu bilimsel bilgileri çok da eğlenceli bir dil ile sunuyor yazar.
Hem karşı cinsle iletişimlerimizde farklı bir bakış açısı geliştirmemiz adına
da oldukça yararlı olduğunu düşünüyorum.
Siz
karşınızdakinden yakınırken belki de o nörolojik olarak maksimum performansını
sergilemektedir. Hayatı birbirimize dar etmemek adına bir adım. Neden olmasın?
KİTAPTAN ALINTILAR
"Ne zaman bir kitap açıp
okusan, bir ağaç gülümser ölümden sonra yaşam olduğunu bilen."
Bardağın yarısı boş mu, dolu mu
önemli değil. Asıl mesele bardakta ne var sen bana onu söyle.
"Masal tadında insanlar
tanıdım. Bir varmış bir yokmuşlardı..."
"Sanırım aşk, beyninin
kullanma kılavuzunu hiç tanımadığın birine teslim etmek olsa gerek..."
"Bulunduğun odadaki en zeki
insan olman, aslında sadece yanlış odada olduğunu gösterir."
Detaycılık, beynin sol yarıküresinin
baskınlığı ile ilgilidir ve tipik kadın özelliğidir.
“Kadınlar ve erkeklerin
birbirlerinden farklı bir beyin yapısına sahip olmasındaki en önemli etkenin,
anne karnında iken maruz kaldıkları cinsiyet hormonları olduğu gösterilmiştir.
Gelişim sırasında çeşitli
hormonların birtakım etkileri olmasına rağmen asıl etki gösteren hormon
testosterondur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder