21 Ağustos 2022 Pazar

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN


 










KÜNYE

Kitap Adı: İçimizdeki Şeytan

Yazarı: Sabahattin Ali

Basım: Yapı Kredi yayınları – 38.Basım – 2015

Sayfa: 254

Tür: Novella (Uzun Hikaye-Kısa Roman)


İNCELEME:

Roman Ömer ve Macide’nin tanışmalarını, aşklarını, hatalarını, yaşadıkları gitgelleri, nelerden kaçtıklarını, nelere sarıldıklarını, sorgulamalarını, pişmanlıklarını, yarım kalmışlıklarını anlatıyor.

Kitabın ana teması bir aşk hikayesi gibi görünse de kitap detaylarda bundan çok daha fazlası. Yazarın karakter analizleri, psikolojik çözümlemeleri, toplum ve birey eleştirileri… Yine dolu bir eser.

Ömer, Macide ve Bedri ana karakterlerimiz…

Ömer; zeki, felsefe okumuş, özgür ruhlu, biraz çocuk kalmış, iradesiz, zaaflarına yenik, memurluk yapmakta olan bir adam.

Macide; konservatuar öğrencisi, naif, anlayışlı, düşünceli, olgun, güçlü, akrabalarından hoşlanmayan, hayattaki sıkıntılar yüzünden zorluklar yaşamış bir kadın.

Bedri; konservatuarda müzik öğretmeni, olgun, kendini yetiştirmiş, mantıklı, merhametli, duyarlı, karakteri oturmuş, Ömer’e dostluğuğuyla destek olan Macide’ye içten içe hayran bir adam.

Ömer ve Macide aşık olur ve birlikte yaşamaya başlarlar. Peki aşk tek başına yeterli olacak mıdır birlikte hayat devam ettirmeye?

İnsanın hayatta yaptığı büyük hatalar ile yüzleşmesi, hatalarını kabul etmesi her zaman çok kolay olmaz. Yapılan hatanın sorumluluğundan bir parça sıyrılma çabası değil midir bu durumlarda telaffuz edilen ‘şeytana uydum işte!’ cümlesi. İşte Ömer’de “İçindeki Şeytan”a yüklüyor hatalarının tüm sorumluluğunu. Ya Ömer yüzleşebilecek mi İçindeki Şeytanla?

Keyifli okumalar…

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 "İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemedigimi iddia ettigim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum. Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."

 "Fakat içimde kendimden bile sakladığım bir umut vardı."

 "Dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder