KÜNYE
Kitap Adı:
Deli Kadın Hikâyeleri
Yazarı: Mine
Söğüt
Basım: Yapı
Kredi Yayınları- 23.Baskı-2020
Sayfa: 172
Tür: Öykü
ÖNSÖZ
Bu yazımda sizlerle Mine Söğüt’ün
Deli Kadın Hikâyeleri adlı öykü kitabını paylaşmak istiyorum. Öncelikle
belirtmeliyim ki Mine Söğüt’ün kalemini ya çok seversiniz ya da size uzak
gelecektir. Arası olduğunu düşünmediğim yazarlardan. Çok karanlık ve buhranlı
bir havası var. Oldukça depresif. Bir öyküyü bitirip öyle hemen bir sonrakine
geçemiyorsunuz. Bir sindirme süreci geçirmeniz gerekiyor. O nedenle okumaya
başlamak için sağlam bir ruh hali gerektiğini düşündüğüm bir kitap ki yazarın
okuduğum diğer kitapları da aynı atmosferi taşıyor. Kitaplarında eşi Bahadır
Baruter’in çizdiği illüstrasyonlar da hikâyelerin karanlık atmosferini oldukça
pekiştiriyor. Ben oldukça etkilendim. Ne mi anlatıyor Mine Söğüt? Gelin
birlikte inceleyelim. Keyifli okumalar dilerim.
KİTABIN KONUSU
‘Delirerek
ölenlere…’ atfedilmiş bir kitap. Peki ya okurken deliliğin sınırlarını
hissedenler?
21
adet deli kadın hikâyesi içeriyor kitap. Deli değil delirtilmiş kadıların sarsıcı
hikâyelerini okuyoruz. Ve tüm bu hikâyeleri deliliğin dili ile okuyoruz. Hem
kitabın karanlık dili hem de eklenmiş çizimler benliğinizi içine çekiyor.
Düşünmeden, hissetmeden okuyamıyorsunuz. Anlatılan hikâyeler yüreğinizi
acıtıyor, kalbinizi avuçlarının içine alıp sıkıştırıyor.
21 Delir(til)miş
kadın hikayesi… Kimi kimsesiz yapayalnız, kimi evladını toprağa vermiş, kimi
kendi babasının tecavüzüne uğramış, kimi sevdiğini suya vermiş, kimi doğum
psikozunda, kimi şiddete uğramış, kimi annesinin cinayetini izlemiş, kimi çocuk
kimi kadın haliyle kendini asmış, kimi ailesinden kaçmış, kimi öldürülmüş, kimi
öldürmüş… Tecavüze, şiddete, dehşete, ölüme tanık… 21 deli, 21 kayıp, 21 yok
olmuş kadın hikâyesi…
Bu
kadınlara hiç yabancı değiliz. Bu kadınları okuyoruz, izliyoruz, belki
görüyoruz ve tanık oluyoruz. Ancak kitabı okuyunca madalyonun diğer yüzü ile
tanışıyoruz. Yaşananın yaşandığı gibi kalmadığı gerçeği. Ruhunuzda asla büyük
yaralar açılmaması dileğiyle.
KİTAPTAN ALINTILAR
“Size
kadınlıkla lanetlenmiş bir varoluş hezeyanı anlatacağım. Sizi saçlarının ve
ayaklarının ucu arasında olup biten şeylerden ibaret, Doğurmaya mahkûm,
Çocuklarını kaybetmekle mühürlü, Yalnız, yapayalnız bir kalabalıkta
dolaştıracağım. İçlerine açılan kapıların arkasına saklanmış kadınların
Delirerek bedenlerinden dışarı açtıkları pencerelerden bakacağım. O
pencerelerden tekrar ve tekrar ve tekrar kendimi aşağı atacağım.”
"Ne
korkunç değil mi?
Bu şehir öyle bir şehir ki, küçük bir kız
üzülür, üzüldüğü anlaşılmaz. Kuşlar cehennem çığlıklarıyla ötüşür, duyan olmaz.
Bir ağaç acıkır, kimse…hiç kimse umursamaz."
“Sahi
insan ölünce içindeki şarkılara ne oluyor sen bilirsin. Ölüden avucuna hiç
şarkı döküldü mü daha önce? Benim döküldü. Küçük oğlum öldüğünde, avuç avuç
ninni döküldü avucuma.”
“Ben
unutmak istiyorum doktorcuğum. Eskiden olan her şeyi unutmak. İnsan ölürken
geçmişi hatırlarsa çok üzülür değil mi? İnsan ölürken kendi kendini niye üzsün
ki?”
“Hiçbir ev kadını kendini mutfakta asmaz. Yemeklere yas sıçratmaz.”
“Bu
şehir yüzyıllardır erkektir ve kadınları sevmeyi bilmez. İşte bu yüzden, bu
şehirde ben her gün kendimi defalarca öldürürüm. Bomba olur patlarım;
kulesinden, köprüsünden aşağı atlarım. Elimde bir bıçak her yerime saplarım. Tavandaki
bütün ipler kendimi asmam için sallanır. Arabalar önlerine atlamam için yol
alır. Denizinde, lağımında, çöpünde kimliksiz cesedim. Kimsesizler mezarlığında
daracık çukurlara sığar dev cesaretim.”
EN ETKİLENDİĞİM ÖYKÜLER
ü Beni Öldürmek İsteyen Muhteşem
Hayat
ü Naz Neden Derine Gömmüş Kediyi?
ü Sinekler Sevişirken
ü Vakvak Ağacı
ü Veda Töreni
KAYNAK
Deli Kadın
Hikâyeleri – Yapı Kredi Yayınları

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder