KÜNYE
Kitap Adı:
Unutma Dersleri
Yazarı: Nermin
Yıldırım
Basım: Doğan
Egmont Yayıncılık (Doğan Kitap) - 5.Basım- 207
Sayfa: 312
Tür: Roman
İNCELEME:
Ana
karakter ve aynı zamanda anlatıcımız Feribe, 13 yıllık rutin bir evlilik hayatı
yaşarken bir anda yasak aşka yelken açıyor. Ancak bu heyecan fazla sürmez ve
terk edilir. Yaşadığı yasak aşkın acısını ile de tek başına mücadele etmek
zorunda kalır. Bir gün iş yerindeki arkadaşları konuşurken Mazi İmha Merkezi (MİM)’nin
varlığından haberdar olur. Derin depresyonunun içinde tek başına debelenmektense
MİM’e başvurmaya karar verir.
“Eternal
Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan)” filmindeki gibi hafızasını sildirebileceğini
düşünmüştür ancak MİM’de süreç farklı işlemektedir. Burada kişilere unutma dersleri
verilmekte her ders seansı sonrası da bazı ödevler yapmaları istenmektedir.
Unutmak istenen şeyi önce hatırlamak ve kabullenmek gerekiyordur.
MİM’ne
başvuranlar 4 ders almaktadır:
Birinci ders: Unutulacak
olanı hatırla.
İkinci ders: Yasını
tut.
Üçüncü ders: Gel
barışalım artık
Üç buçuk uncu ders: Kolaysa
affet ;)
Dördüncü ders: Geleceğe
bak!
Bu dersler sırasında
Feribe’nin çocukluğuna da iniyor ve aile travmalarına da tanıklık ediyoruz.
Olaylar beklediğimizden (Feribe’nin de beklediğinden) farklı bir yönde
gelişiyor. “Rüya sanmıştım gerçekmiş.
Gerçek sandıklarım da rüya.” diyor Feribe.
Kitabın
son cümlesi hayat mottosu olacak türden:
“Yarın ne getirecek
bilmiyorum, ama her şeyi doğru yapmış değil, ‘yaşadım’ diyebilecek biri olarak
ölmek istiyorum. Hayat hata yapmaktan korkmak için çok kısa. Korkmuyorum.”
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Yadırgadığın
her şeyi yaşayabilir, yargıladığın herkese dönüşebilirdin.”
“Güzel
şeyler hızla; doğru ve emniyetli olanlarsa zamana yayıp bekleyerek
yaşananlardır.”
“Hayat
dediğin neydi ki zaten; bitecek diye korktuğun kısıtlı vakti bozuk para gibi
harcama telaşı.”
“İnsan
kandırılamaz, kanmak istediği için kanar.”
"Hayaller,
ceplerinde sırça kırıklarıyla gezdiklerinden, hatıralardan bile daha tehlikeli,
daha vahşiydiler. Olup bitmişle baş etmek, sonuna dek yaşanamadan kalbe
saplanan heveslerin sancısıyla cenk etmekten kolaydı. (…) Ve yarım kalan her
şey sonsuzluğa uzardı."
“…Ama bir
beklediğiniz varsa genellikle gelmez. Beklemek çünkü, bir olmazı oldurmayı
umanların safdilliğidir. Gelecekler zaten kalbinizi yormadan gelir. Bekletmek,
gelmeyeceklerin işidir. Bu yüzden en çok gelmeyecek olanlar beklenir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder