KÜNYE
Kitap Adı:
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Yazarı: Stefan
Zweig
Basım: e-kitap
(İş Bankası Kültür Yayınları)
Sayfa: 68
Tür: Hikaye
İNCELEME:
13 yaşında
karşı dairesine taşınan bir adama âşık olan bir kız çocuğu… 3 yıl boyunca karşı
dairenin kapı deliğinden onun gelişini, gidişini, hayatını izler, aşkını içinde
büyütür. 16 yaşında annesi başka bir şehre taşınmaları gerektiğini söyler ve
dünya başına yıkılır. Taşınırlar ve içine kapanır.
18 yaşına
bastığında ise eski şehrine geri döner ve adamı izlemeye başlar. En sonunda
adamın dikkatini çeker ve 3 günlük bir ilişki yaşarlar. Kadın hamile kalır ve
bir oğlu olur.
Bundan
sonra kadın her doğum gününde adama bir buket beyaz gül yollar. Zengin
adamlarla birlikte olur ya da günübirlik ilişkiler yaşar oğluna bakabilmek
için.
Bir gün umduğu
gibi adamla tekrar karşılaşır ve yakınlaşırlar ancak adam onu tanımaz ve fahişe
muamelesi yapar. Kadın yıkılır ve adama karşı tüm umutlarını yitirir.
Oğlu bir gün
hastalanır ve ölür. Kadını o zamana kadar oğlu hayata bağlamış ve her şeyi
unutturmuştur. Oğlunun kaybı ile her şey anlamını yitirir ve adama bir mektup
yazar.
"Bu mektup kime mi?
Sana. Beni hiç tanımamış olan sana..."
Bir aşkın
itirafı şeklinde yazılan mektup işte böyle başlıyor. Ve diyor ki eğer bu mektup
sana ulaştıysa yüksek ihtimalle ben de ölmüşümdür. Adama tüm hislerini ve yaşadıklarını
bu mektupla anlatır.
Bir
kadının platonik ve hüzünlü aşk hikâyesini erkek bir yazarın kaleminden bu
kadar başarılı okumak etkileyici. Sorulması gereken soru ise okuduğumuz hikâye
aslında gerçek bir Aşk’ın mı yoksa bir saplantının mı hikâyesi idi? Zira ben hikâyeyi
okuduğumda çok da sağlıklı duygular yaşanmadığı düşüncesine vardım? Okuduysanız
siz ne düşünüyorsunuz?
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Çünkü
acı, gidenin değil kalanın hikâyesidir. Ve hikâyeler kalanlara aittir.”
“Ve
insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.”
“Ölmüş
olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da,
teselli edilmeyi de istemez.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder