14 Ağustos 2022 Pazar

BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE

KÜNYE

Kitap Adı: Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Yazarı: Grigory Petrov

Basım: Koridor Yayıncılık – 19 Ekim 2007

Sayfa: 240

Tür: Edebiyat, Roman, Tarih


KİTABIN ADI HAKKINDA

Beyaz zambak çiçeği; ruhun yenilenmesi, yeniden doğuş ve yeni başlangıçları temsil eder.

KİTABIN ÇEVİRİSİ HAKKINDA

Beyaz Zambaklar Ülkesi, 1928’de Bulgarcadan Türkçeye ilk çevirisi yapılmış ve İstanbul’da kitapçılardaki yerini almıştır. Petrov’un kitabının Atatürk’ün eline nasıl geçtiği bilinmemektedir. Ancak Mustafa Kemal kitabı okuduktan sonra o kadar etkilenmiştir ki, kitabın ülkedeki tüm eğitim kurumlarının, özellikle de askeri okulların ders programına dahil edilmesini emreder. Ülkemizde Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap, çağdaş Türkçe ile yayınlanan kitaplar içinde en çok satan kitaptır.

KİTABIN KONUSU

Finlandiya... Kitapta bataklık ve kayalıklar arasında yer alan, doğal kaynak fakiri bu küçük ülkenin ayağa kalkarak, yoksulluktan kurtulması ve siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir refah toplumuna dönüşmesinin hikayesi anlatılmaktadır.

Petrov'ın görüşüne göre, bu başarı "hayatın mimarları", başka deyişle ülkenin çalışma şevki ve heyecanıyla dolup taşan, bencillikten uzak insanları, yorulmak bilmeden halkın eğitimine katkıda bulunan toplum önderleri sayesinde elde edilmiştir.

Öyle ki Finlandiya halkı ülkelerine bataklık arazi anlamına gelen Suomi kendilerine de Suom adını vermiştir. Finlandiya altı asır boyunca İsveç hakimiyeti altında ikinci sınıf bir ülke konumunda olup; idari, siyasi, sosyal, iktisadi, kültürel, eğitim, kısacası hiçbir alanda gelişememiş bir toplumdur. Tamamen İşveç kültürü hakimdir.

İsveç ve Rusya arasında yaşanan savaş sonucunda Rusya ile birleşen ve özerk bir statü kazanan Fin halkı adeta bir dönüm noktası yaşarlar.

Sonrasında "Biz İsveçli değiliz, Rus olmak da istemiyoruz, o zaman Finlandiyalı olalım." diyerek milli bir uyanış başlatırlar.

Peki şu an Finlandiya nasıl bir ülke?

Birleşmiş Milletler Finlandiya eğitim sistemini dünyanın en iyilerinden biri olarak nitelendiriyor. Ülkede okuryazarlık oranı yüzde yüz. Kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla Avrupa'da ilkler arasında. Finlandiya, endüstriyel ve laboratuvar ekipmanlarında, iletişim teknolojisinde dünya liderlerinden biri. Birleşmiş Milletler'in 149 ülke arasında yaptığı değerlendirmeyle belirlediği Dünya Mutluluk Raporu'nda Finlandiya birinci sırada bulunuyor.

Nasıl oluyor da tüm bu elverişsiz doğa koşullarına, yoksulluğa ve imkansızlıklara rağmen bir bataklık ülkesi, beyaz zambaklar ülkesine dönüşebilir? Kitaptan işte bu sorunun cevabını alıyoruz. Bir avuç aydın kişinin önderliğinde, toplumun her kesiminin elini taşın altına koyarak, güçlü bir dayanışma sergileyerek ülkelerini ve dolayısıyla kendilerini refah düzeyine çıkarışlarını okuyoruz.

Kitapta Finlerin şu sözü gözümüze çarpıyor: "Eğer bizi yok etmek istiyorsanız eğitim sistemimizi elimizden alın." Bu cümle yaşanan yükselişin temelinde eğitimin önemini bize vurguluyor.

Ne kadar umutsuz durumda olunursa olunsun, tekrar refah düzeyine ulaşmanın mutlaka bir yolu var. En kestirme yol ise sanırım ‘eğitim’. Tek başına olmasa da masayı ayakta tutmak için sağlam tutmamız gereken ayaklardan biri olduğu kesin.

Eğer hala okumadıysanız okumanızı şiddetle öneririm. Sanırım umuda ihtiyacımız olan günlerden geçiyoruz hep birlikte ve kitap hiçbir şey için geç olmadığını gösteriyor bizlere.

KİTAPTAN ALINTILAR

Ülke insanının çoğunluğunun eğitimden yoksun bırakılmış olması bir cinayettir. Devletin kendi kendini yok edişi, intihar etmesi demektir.”

Hayattaki aşırı düzensizliğin başlıca nedenlerinden birisi herkesin hayatta iyi bir düzen kurmaya çalışması, fakat hiç kimsenin hayatın kendisini düzene sokmak istememesidir.”

"Tanrım, beni dostlarımdan koru, düşmanlarımla kendim baş ederim."

 “Yöneticiler nasıl olursa olsunlar, ister iyi yürekli ve acımasız, ister kahraman veya zalim... Her zaman halkın içinden çıkmışlardır. Halkın ruhunun bir kopyasıdırlar. Halkları yaratmıştır onları. Halk neyse onlar da o dur. Bu nedenle, yüzyıllar öncesinden bu yana söylendiği gibi her ulus hak ettiği biçimde yönetilir.”

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder