KÜNYE
Kitap Adı:
Beyaz Diş
Yazarı: Jack
London
Basım: Can
Sanat Yayınları – 21.Basım- 2020
Sayfa: 249
Tür: Roman
İNCELEME:
Usta
yazar Jack London, Beyaz Diş adlı eserinde kuzeyin karlarla kaplı zorlu
coğrafyasında sürdürülen yaşam kavgasını, soğuk, açlık ve hayatta kalma
mücadelesini bu kez insanların değil, onlarla aynı koşulları paylaşan kurtların
gözünden aktarıyor.
Kitap
kısa bölümler halinde işlenmiş olsa da ben kitabı 3 ana bölüm olarak
değerlendireceğim. Ancak yaptığım küçük araştırmaya göre bazı yayınevi basımları
ilk bölümü atlayıp Beyaz Diş’in anne ve babası ile başlayan 2.bölümden eseri
yayımlamışlar. Benim okumuş olduğum Can Sanat Yayınlarında kitap Dişi Kurt ile
İnsan’ın mücadelesini anlatan bir girişle başlıyor. Küçük bir not olsun.
1.bölümde
Henry ve Bill isimli iki adam 6 köpeğin çektiği bir kızakla bir cenaze taşırlar.
Ancak etraflarını aç kurtlar sarmıştır. Kurtlar köpeklerin dikkatini çekmek
için sürüleri içindeki Dişi Kurdu kullanırlar ve böylece bir zamanlar
evcilleştirilmiş ancak yaban hayata kaçmış, hem köpek hem kurt kanı taşıyan Dişi
Kurt ile tanışırız. Bu bölümde hem insan hem hayvanlar açısından hayatta kalma
mücadelesine tanıklık ederiz.
2.bölümde
Dişi Kurt ile sürüsü arasındaki ilişki, erkek kurtlar arasındaki mücadele ve
hiyerarşi anlatılıyor. Yaşlı kurt Tekgöz’ün liderliği alması ile Dişi Kurtla
ilişkileri ve yavrulaması ile de bebek kurt Beyaz Diş ile tanışıyoruz. Vahşi doğa
koşullarına hayvanların gözlerinden tanık oluyoruz.
3.bölümde
Beyaz Diş artık yavaş yavaş önce mağarasını sonra yakın çevresini ve hayatı
keşfetmeye başlar. Tekgöz av mücadelesinde ölür. Hem annesinden hem doğadaki
mücadelelerinden avlanmayı, vahşi doğada ayakta kalmayı öğrenir. Acıyı öğrenir.
Bir gün yolları Kızılderililerle kesişir. Dişi kurt onlar için yabancı değildir,
adı Kiche’dir. Artık ‘insan tanrılar’ın himayesi altındadırlar. Yabani bir kurt
olan Beyaz Diş için kabullenmesi kolay olmasa da farklı avantajları da vardır: Yemek,
ateş, korunmak ve yoldaşlık. Vahşi doğanın yasaları üzerine tanrıların yasalarını
öğrenir. Ancak annesi ile de gün gelir yolları ayrılır. Zorlu kıtlık günleri
atlatılır. Ve en vahşi hayvanlarla ölümüne dövüştürüleceği Yakışıklı Smith’e
satılır. Beyaz Diş yaşadığı deneyimlerden gittikçe vahşileşir. Bir gün sona
yaklaşmışken Weedon Scott onu kurtarır. Bundan sonra ise sevgiyi, şefkati,
iyiliği, dostluğu ve aileyi tadacağı günler gelmiştir. Yapacağı kahramanlık
sonrası adı ‘Muhteşem Kurt’ olarak anılacaktır.
“Yaşam,
tüm derinliği, genişliği ve çeşitliliğiyle yanından akıp gidiyor, duyularını
durmaksızın uyarıyor, ondan ani ve bitmek bilmeyen düzeltmeler ve yanıtlar
bekliyor ve onu hemen her zaman doğal dürtülerini baskılamaya zorluyordu”
Bir
yabani kurdun evcilleştirilme sürecine tanıklık ediyoruz kitapta. Kimi zaman insan
mı daha vahşi doğa mı diye de sorguluyoruz. Son nefese kadar mücadele etmenin,
her zaman bir umut olduğunun ve sevginin gücünün de göstergesi sanıyorum bu
hikaye. Çok severek okudum.
“Ama
Vahşi Doğa, Vahşi Doğa' dır. Annelik de anneliktir ve ister Vahşi Doğa' da
ister başka yerde olsun hep aynı şekilde şiddetle korumacıdır.”
“Yaşam,
yaşamın üstünden geçiniyordu. Yiyenler ve yenenler vardı. Yasa da şuydu: YE,
YOKSA SENİ YERLER.”
"...yalnız
olmaktansa bir başkasına yaslanmak daha kolaydır."
“...
çünkü yaşam ancak yapmak için donatılmış olduğu şeyi sonuna dek yaptığında
zirveye ulaşır”
"...
büyümek yaşamdı ve yaşam her zaman ışığa doğru yönelmeye yazgılıydı."
"Ne
de olsa bilinmezlik, korkunun harcındaki
ana bileşenlerden biriydi."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder