KÜNYE
Kitap Adı:
Tanrı Küçük Tahta Parçalarını Sevmezdi
Yazarı: Pınar
Seyhun
Basım: Gece
Kitaplığı– 1.Basım- 2021
Sayfa: 178
Tür: Roman
İNCELEME:
Sevgili
arkadaşım Pınar Seyhun’un ilk kitabı olan Tanrı Küçük Tahta Parçalarını
Sevmezdi isimli roman ile sizlerleyim. Romanın 17.Tudem Yetişkin Edebiyat
Ödüllerinde üçüncülüğe layık görülmüş olduğunu da not düşeyim. Ki bir ödülü sonuna
kadar hak eden bir anlatım ile karşılaştım. Pınarcım o nasıl kalem, ilk roman
için nasıl da profesyonel bir dil kullanımı, betimlemeler, kurgu… En çok da
karakterlerin tüm duygularını olduğu gibi hissettirişini sevdim. Tebrik ediyorum
ve sen yazmalısın arkadaşım, kalemin daim olsun diyorum.
Nedim,
Nermin ve Fehmi arasındaki derin bağ ile başlıyoruz kitaba. Hemen sonrasında
Nermin’in aileye katılma hikayesini öğreniyoruz. Nedim’in teyzesi Zehra çocuk sahibi
olamaz ve eşiyle birlikte evlat edinmeye karar verirler. Nermin sessiz,
çekingen ve biraz hüzünlü bir kız çocuğudur. Nedim ve Nermin’in yolları böyle
kesişir ve iki kuzen hayatları boyunca iki yoldaş olur.
Fehmi
ile ilk tanışıklıkları çocukken bir haftasonu tatilinde olur. Yıllar sonra
üniversitede yolları kesişir Nedim ile Fehmi’nin. Sıkı dost olmanın hemen
akabinde ev arkadaşı olurlar. Ve bir aile davetinde Nermin ile tekrar
karşılaşır Fehmi. Çocuk Nermin değişmiş çok güzel bir genç kız olmuştur. İlk gördüğünde
âşık olur. Zamanla yakınlaşırlar ve Nermin de karşılık verir bu sevgiye.
Fehmi
tahtaları oyarak onlara hayat veren cüce Arif’in oğludur. Annesi o bebekken
onları terk eder. Fehmi akıllı bir çocuktur, hayatına doğru yön verir. Mimar olur,
akademisyenliği birkaç yıl sonra bırakır. Fehmi ile Nedim iş kurarlar
sonrasında Nedim yurtdışında işlerini sürdürür. Nermin ve Fehmi evlenirler. Kızları
Deniz’in annesiyle bir türlü yıldızı barışmaz. Yine de Nermin sabırla bekler
aralarındaki buzların çözülmesini.
Ve
Çiğdem… Toksik bir ilişkiyi yıllarca sürdürmüş ama en sonunda aklı başına gelip
hayatında doğru karalar almayı başarmıştır. Edebiyat öğrencisi Çiğdem eğitimine
odaklanır. Okul ödevi sayesinde yolu Fehmi ile kesişir. Gerçek hayattan
esinlenerek hazırlanacak bir öykü ödevinin başkahramanı olması için ihtiyarı
ikna eder Çiğdem. Ses kayıt cihazları, roman taslak kağıtları birlikteliğinde
her Cuma buluşup görüştükleri, Fehmi’nin ağzından onun hayatını dinlediğimiz bir
süreç başlar. Ta ki bir Cuma günü Çiğdem ihtiyar tarafından ekilene kadar. Ve birkaç
Cuma daha haber alamadığı ihtiyarın peşine düşer.
Nermin
yüreğindeki acıyla tek başına zorlanmakta olduğu bir günde tanır Çiğdem’i. Genç
kızın ona verdikleri armağan gibidir. Fehmi’nin yüreği, hisleri ellerindedir. Şimdi
sıra kendi sırlarını, suskunluğunun, hüznünün sebebini ortaya dökme vaktidir. Küflü
bir depodaki sandığa kapattığı çocukluğu, geçmişi, hüznü taşıyan defteri alır.
Fehmi’nin ve Nermin’in tüm hayatları artık Deniz’in çalışma masasının
üzerindedir.
Ben
okurken kolay ağlamam ama 178 sayfalık kitapta 3 kez tutamadım gözyaşlarımı. Zehra’nın
eksik hissedişine, küçük Fehmi’nin öğretmenle sınavına ve küçük Nermin’in
trajedisine… Çok çok beğendim ve okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Her şeyi
sil baştan değiştirmeyi isterdi (…) Ama ömür denen şey hep bu istekler
silsilesinin kırsalında devam eden gerçeklik değil miydi zaten?”
“Henüz
başarısız erkeklerin, başarılı kadınların arkasında bir gölge olmaktan
vazgeçemediklerini ama bu sığınmaya karşın bile küstahlıklarını koruduklarını
bilmiyordu Çiğdem.
Ve yine
bilmediği başka şeyler de vardı. Onlar kendilerini yaralı ve yetersiz
hissettiklerinde, karşılarında duranın canını acıtmak için mutlaka bir b
planına başvururlardı.”
“Zaten
dürüstlüğümüze alkış beklediğimizde çoğu zaman hayal kırıklığına uğramadık mı?”
“Mutlu
olmak için hayatındaki herkesin bir şekilde hoşnut, hiç değilse huzurlu
olmasını sağlamak zorundaydın, dünyadaki en bulaşıcı hastalık hüzündü çünkü.”
“Âşıkken
bile bencilleşmiyorsan eğer, insansındır… İnsanlığın galip geliyorsa eğer
mutluluğa, büyük insansındır…”
“Mutsuz
olmamak için pişman olmamayı öğrenmeliyiz.”
“… Ölüm
haindi. Bütün hayalleri der top edip kaldırıp atmaktı ölüm, ölüm maskeler
bulamamaktı hayata. Ölüm sıradandı. Ölüm gerçekti.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder