KÜNYE
Kitap Adı:
Atuan Mezarları
Yazarı: Ursula
K.Le Guin
Basım:
MetisYayınları - 2.Basım- 1995
Sayfa: 152
Tür: Roman, Fantastik Kurgu
İNCELEME:
Ursula
K. Le Guin’in 6 kitaptan oluşan Yerdeniz serisinin ikinci kitabı olan Atuan
Mezarları, bir kadının doğma, büyüme, kendini keşfetme, özgürlüğünü kazanma
öyküsü ile bizi Tenar ile tanıştırıyor. Serinin ilk kitabında tanıştığımız ve
büyüme serüvenine tanıklık ettiğimiz büyücü
Ged –Çevik Atmaca- yine bu serüvende Tenar’a eşlik ediyor.
Atuan
Mezarları, yazarının belirttiği üzere, ‘cinsellik’ üzerine yazılmış. “Serinin
ikinci kitabı bir kadının büyümesi üzerine. Doğum, yeniden doğum, yıkım ve
özgürlük ana temalarını oluşturuyor.” diye açıklamış. Cinsellik açık imgelerle
değil, simgeler, semboller ve metaforlarla anlatılıyor.
Hikâye
biraz kasvetli, klostrofobik bir mekânda geçiyor. Bir rahibeler meclisi
tarafından yönetilen Atuan Mezarlarına erkeklerin girmesi yasaktır. İsimsizlere
hizmet eden rahibe meclisinin İlk Rahibesi Arha olarak isimlendiriliyor. Arha
karanlık tarafından yutulmuş anlamına gelmektedir. İlk rahibe ölünce ruhunun o
gün doğan bir kız bebek ile dünyaya yeniden geldiğine inanılıyor. Bebek
aranıyor tespit ediliyor ve 5 yaşında anne-babasından alınıyor ve manastıra
kapatılıyor.
Arha’nın
ölümü ile birlikte Atuan’da yeni Arha olacak kız bebek belirleniyor ve böylece
Tenar ile tanışıyoruz. Tenar 5 yaşında ailesinden alınır, ömrünün sonuna kadar
İsimsizlere hizmet etmek üzere ismi ve anıları alınır, düzene göre eğitilir. Arha
15 yaşına geldiğinde başrahibe olur, Atuan labirentlerinde günlerce dolaşır ve
kendini sorgulamaya başlar. Bu sırada yolu ilk kitapta tanıştığımız büyücü Ged
ile kesişir ve onun için her şey değişmeye başlar. Hizmet ettiği tanrıların
aslında tanrı olmadığını öğrenir. Ged sayesinde adını ve kendini hatırlar.
Tenar’ın
yeniden kendini bulmasını, büyümesini ve özgürlüğünü kazanma öyküsünü okuyoruz.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Özgürlük
ağır bir yüktür, ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk. Kolay
değildir. Verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir.”
“Bir
insanın yeniden doğabilmesi için ölmesi gerekir. ”
“Asırlar
geçtikçe bazı şeyler eskir ve yok olur. Değerini koruyabilen kıymetli şeyler
veya anlatılmaya devam eden öyküler çok azdır.”
"İnsanların
birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını ve hayatı ne kadar değişik
gördüklerini fark etmemişti."
“Ve
böylece koca bir yıl geçmişti, tıpkı daha önceki yılların geçtiği gibi;
hayatının tüm yılları böyle mi geçecekti?”
"
Zaten yitireceğin birine bağlanmanın yararı ne? "
"...anlamını
yitirmişti, tıpkı yitip gitmiş bir yolun kenarında kalan yol işareti
gibi."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder