KÜNYE
Kitap
Adı: Billy Milligan’ın Zihinleri
Yazarı:
Daniel Keyes
Basım:
Koridor Yayınları– 2.Basım- 2024
Sayfa:
608
Tür:
Psikoloji
İNCELEME:
Billy
Milligan’ın Zihinleri / Daniel Keyes
Yazardan
Algernon’a Çiçekleri okumuş, hayran olmuştum. Bir önce okuduğum Sybil
kitabındaki ‘çoklu kişilik bozukluğu (DID)’ bu kitabın da ana konusu. Hatta
kitapta Sybil kitabına atıf mevcut. Ayrıca Sybil’in doktoru Dr.Wilbur bu vakada
da etkin doktorlardan. Gerçek bir hayat hikayesi anlatılıyor.
Öz
babası intihar eden, daha çocuk yaşta iken üvey babasının cinsel istismarına ve
şiddetine uğrayan William S. Milligan’ın (Billy) ağzından gerçek hayat
hikayesini dinliyoruz. Yaşadığı travmaların ağırlığı sonrasında benliği tam 24
ayrı kişiliğe parçalanıyor. Bunlar 10 aktif kişilik, 13 istenmeyen(sakıncalı)
kişilik ve tüm karakterlerin bütününü oluşturan ve herşeyi hatırlayan tek
kişilik ‘Öğretmen’. Diğer karakterler diğerlerinin yaptıklarını hatırlamıyor.
Dolayısıyla Billy sıklıkla zaman kaymaları, boşluklar yaşıyor. Billy Milligan’ın
3 kadına tecavüz suçlamasıyla evinden alınıp sorgulanması ve tutuklanması
sonucunda bu kişilik parçalanması önce avukatlarınca farkedilir. Billy hiç birşey
hatırlamaz ve sürekli karakteri değişmektedir.
Billy
çoklu kişilik bozukluğu olan bir akıl hastası olduğu gerekçesiyle kendisine
isnat edilen bu suçlardan beraat eder, mahkemenin bu kararı tarihte ilktir ve
bu vaka toplumunda oldukça ilgisini ve tepkisini çekmiştir.
Kişiliklerin
herbiri farklı yaşta, farklı cinsiyette, farklı yeteneklere sahip hatta farklı
aksan ya da dil kullanıyor. Ürkek çocuk karakterleri olduğu gibi suça meyilli
karakterleri de mevcut. Karakterler Billy’nin yetemediği ya da baş edemediği
ayrı durumlarda ‘spota geçiyor’(bilinçlilik durumuna geçiyor), kimi onu
koruyor, kimi acısını yaşıyor, kimi entelektüel kimlik oluşturuyor. Tek tek
kişilikleri tanıyor ve Milligan’ın hayat hikayesine, mücadelesine şahit
oluyoruz.
Hasta
olmadığına, rol yaptığına inanan, hatta halk tepkileri nedeniyle doktorlarını
dahi dinlemek istemeyen yargı mensuplarına karşı yürütülmeye çalışılan mücadele
bile yer yer adalet kavramını sorgulamamıza neden oluyor. Ve biz yine hem çocukluk
travmalarının hem de sesini duyuramıyor olmanın insan ruhu ve benliği
üzerindeki kırılgan etkisine şahit oluyoruz.
Psikoloji
severlere şiddetle öneririm ama mutlaka önce Sybil’i okuyun. Kitabın son
çeyreği, fazla detaya girildiğini düşündüğümden beni biraz yordu ama bunda aynı
konuda iki hacimli kitabı üstüste okumam da etkili olmuş olabilir. Yine bu
kitabın da bir mini dizi uyarlaması bulunuyor, henüz izlemedim, yorum
bildiremeyeceğim. İzleyenler yorumda katkıda bulunabilir.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
《"Şimdi fark ediyorum ki,"
diye fısıldadı Billy, "polis beni almak için Channingway'e geldiğinde ben
tutuklanmamıştım. Aslında kurtarılmıştım. Bundan önce bazı kişilerin incinmiş
olmasından dolayı üzgünüm ama Tanrı'nın yirmi iki yılın sonunda bana
gülümsediğini artık hissedebiliyorum.》
"-Neyi
anlamadılar?" diye sordu.
"-Aşkın ne olduğunu. Sevilme ihtiyacının ne olduğunu.
Birisinin kollarında olmanın ne anlama geldiğini. İnsanın kendisini sıcacık
hissetmesinin ve başka biri için önemli olduğunu bilmesinin nasıl bir şey
olduğunu..."
“İnsanlar
ona iyi davranmaya başladığı vakit, uzun vadede bunun bedelini ödemesi
gerektiğini biliyordu. Her zaman bir bit yeniği olurdu böyle durumlarda.”
“Nefret,
şiddet yoluyla pek çok şeyi elde edebilir ama idare etmesi zor olan bir
duygudur. Eğer nefretin fiziksel gücünü muhafaza etmek ama kötü tarafından
kurtulmak istersen dahi, yine de elinde kötü özellikleri olan bir duygu
kalacaktır.”
"Eğer
bu dünyada hayatta kalmak istiyorsak bu kaostan bir düzen yaratmayı başarmamız
gerekecek."