7 Ekim 2025 Salı

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ

 











KÜNYE

Kitap Adı: Bin Muhteşem Güneş

Yazarı: Khaled Hosseini

Basım: Everest Yayınları– 52.Basım- 2024

Sayfa: 430

Tür: Roman


İNCELEME:

Bin Muhteşem Güneş / Khaled Hosseini

Meryem ve Leyla’nın hikayesi. Aslında bu iki kadının yaşadıkları üzerinden Afganistan’ın, Afganistan halkının ve özellikle şeriat kuralları altında yaşam mücadelesi veren kadının hikayesi.

Afganistan’ın 1970 li yıllarından itibaren 30 yıllık bir zaman dilimini kapsıyor kitap. İşgaller, bombalar, roketler, yıkıntılar, kaçan aileler, dağılan aileler, kaçamayan aileler, yetimler, acılar, yoksulluk, bir hayat mücadelesi. Devrimci yenilikçi hükümet düşürülür, Taliban artık silahlı mücahitleri ile sokaklarda bile şeriat hükümleri uygulamaya başlar. Kadınlara neredeyse nefes almak dahi yasaklanmıştır. Evden çıkamayan kadın, kocasının fiziki ve ruhsal şiddetiyle her an karşı karşıya, çocuklarıyla hayatta kalmak için direnir. Ciddi bir sefalet hakimdir.

Harami (piç) Meryem’in önce babasıyla sınavı, annesi Nana’nın vicdan yükü derken daha 15 yaşındayken kendinden 30 yaş büyük Raşit ile evlendirilir. 6 sonuçsuz hamilelikten sonra Raşit onu hor görmeye başlar. Küçük yaşında şiddetle de tanışır. 30 unda yaşlısın denilip üstüne kuma getirilir.

Ve Leyla. Modern bir aileye sahip, okulda başarılı, geleceği parlak görülen bir kızdır Leyla. İki abisi savaşta ölür. Tarık en iyi arkadaşı, abisi ve aşkı olur. Ancak evlerine isabet eden bir roket bu parlak geleceğe gölge düşürür. Sonrasında da Raşit’in hain tuzağına düşer.

Ve hayatları istemeden de olsa kesişen, önce düşman sonra yoldaş olan iki kadının yürekleri darmadağın eden hikayesi başlar.

Yazarın daha önce Uçurtma Avcısı kitabını boğazım düğüm düğüm okumuştum. Bin Muhteşem Güneş’i de elimden bırakamadan soluksuz okudum. Öncelikle tüm kadınlar olmak üzere herkesin okumasını isterim. Laikliğin, Cumhuriyetin, Atatürk İnkılaplarının kıymetinin anlaşılması açısından ders niteliğinde, adı gibi muhteşem ve yüreğe dokunan bir kitap. Meryem fedakarlığın, Leyla umudun adı oldu benim için. Mutlaka okuyun.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

"Bunu öğren, kafana iyice sok, kızım," dedi Nana. "Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma, Meryem."

 

"Çünkü bir toplumun kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı yoktur, Leyla. Hiç yoktur."

 

“Bütün bu yılları, zihninin tenha bir köşesinde geçirmişti. Kuru, çorak bir arazide; arzulamanın ve dövünmenin uzağında, hayallerin ve hayal kırıklıklarının ötesinde. Orada, geleceğin hiçbir önemi yoktu. Geçmişse yalnızca tek bir dersi içeriyordu: Sevgi, insana zarar veren bir hatadır; işbirlikçisi, yani umutsa tehlikeli bir yanılsama. Dolayısıyla, bu iki zehirli çiçek Meryem'in zihnindeki o kuru, kavruk arazide ne zaman sürgün vermeye yeltense, Meryem onları koparıp attı.”

 

“Bir erkeğin kalbi fesat, habis bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez”

 

“Artık şuna inanıyordu: Bütün sevgilerini, zaten sahip oldukları çocuklara verip tüketen anne-babaların, yeni çocuk yapmalarına izin verilmemeliydi.”

 

“Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: gerçeği, iş işten geçtikten sonra, artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek, anlamak.”

 

“Sırrını rüzgara fısıldarsan ağaçlara söylediği için suçlayamazsın.”

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder