29 Ekim 2025 Çarşamba

SYBIL

 











KÜNYE

Kitap Adı: Sybil

Yazarı: Flora Rheta Schreiber

Basım: E Yayınları– 2.Basım- 2018

Sayfa: 504

Tür: Psikoloji


İNCELEME:

Sybil / Flora Rheta Schreiber

Çoklu kişilik bozukluğu (Dissociative Identity Disorder – DID) konusunda daha önce filmler izlemiştim ki en bilineni Split-Parçalanmış adlı filmdi. Ancak Sybil bu konudaki ilk kitap deneyimim oldu.

1973 yılında yazılan kitap, benliğinde tam 17 farklı kişilik taşıyan (kendi ana karakteri ile birlikte) “Sybil Isabel Dorsett” takma adlı kadının (1923-1998) hayat hikâyesini konu alıyor. Tıp dünyası açısından önemi ise; Sybil’in psikanalizi yapılan ilk çoklu kişilik vakası olmasıdır. O zamana kadar ki diğer DID vakalarından bir diğer ayrımı da bünyesinde farklı cinsiyetler taşıyan ilk çoklu kişilik oluşumudur.

Sybil yaşadığı ‘kayıp zaman’lara bir anlam veremez. Diğer insanların bu zaman karmaşalarını yaşamadığını anladığında bir sorunun varlığından emin olur. Ailesini zorlu ikna çabaları sonunda bir psikiyatriste görünebilsede araya giren imkânsızlıklar nedeniyle gerçek anlamda tedaviye başlaması daha ileri bir zamanı bulur. Sybil 1950’lerde psikanalist Dr. Cornelia B. Wilbur tarafından tedaviye alınır. Başta basit bir kişilik bozukluğu sanılırken çok daha karmaşık bir vaka olduğu anlaşılır. Kendi dışında 16 birbirinden farklı kişiliğin keşfi ve onlarla bir yüzleşme süreci başlar.

Tek bir benlikte birleşebilmenin ilk koşulu ise çoklu kişiliklerin oluşum nedenlerinin keşfedilmesidir. Sybil onlara neden ihtiyaç duydu? Şizofren bir anne, destek görülmeyen bir baba, aşırı dindar aile büyükleri. Annenin sadist ve sapkın davranışlarını, küçücük bir çocuğun uğradığı işkenceyi okumak gerçekten çok zor ve ürperticiydi. İnsan ruhunda ne denli yaralar açtığını bildiğimiz sevgisizliğin insanın benliğini de nasıl parçalara ayırdığına şahit oluyoruz. Oluşan her bir kişilik ise Sybil için onu gerçek dünyadan koruyan bir savunma mekanizması. Peki, Sybil’in tüm alter kişilikleri sonunda birleşebilecek mi?

Hikâyenin tamamının gerçek olmadığına, bazı eklemelerle daha çarpıcı hale getirildiğine yönelik eleştiriler olsa da, bu konuda oldukça bilgi verici ve etkileyici bir kitaptı. Psikoloji sevenlere şiddetle tavsiyedir. Aynı isimli bir sinema uyarlaması da mevcutmuş, ben izlemedim ancak bilgi olsun.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“Doktorun kanısına göre normal doğan Sybil, iki buçuk yaşına yani tam anlamıyla bütün kavgalarından dayak yiye yiye arınana dek, kendi kavgasını sürdürmeye çalışmış bir bebekti. Dışarıdan kendisine bir kurtarıcı aramış ve sonunda hiçbir kurtuluş sunulmadığını anlayınca, bu kez kurtuluşu kendi içinde aramaya koyulmuştu: İlk önce, onu çok seven bir annenin de bulunduğu bir hayal dünyası yaratmıştı kafasında; ama diyordu doktor, çok-kişilik en son kurtuluş olarak çıkmıştı önüne. Yalnızca dayanılmaz değil, aynı zamanda tehlikeli bir gerçeğe karşı savunmasını değişik kişiliklere bölünme yöntemine dayandıran Sybil, hayatta kalabilmek için bir 'modus operandi' (davranış biçimi) bulmuş oluyordu. Hastalığı, her ne kadar kaygı vericiyse de aslında bir savunma aracı olarak belirlenmişti.”

 

“Hayatın öyle çok acıları var ki, insan bir doruğa ulaşmak istiyor. Kaçmayı kastetmiyorum. Kaçış, kitaplarla olamaz. Tersine, kitaplar insanın kendisini daha yakından tanımasına yardımcı oluyor.”

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder