KÜNYE
Kitap Adı:
Otomatik Portakal
Yazarı: Anthony
Burgess
Basım: Türkiye
İş Bankası Kültür Yayınları– 35.Basım- 2020
Sayfa: 171
Tür: Roman,
Dünya Klasikleri, Bilimkurgu
İNCELEME:
Anthony
Burgess ‘dan Otomatik Portakal, suç ve şiddet atmosferinde bir distopya.
Anlatımında yoğun argo ve vahşet içeren ancak alt metinlerde vurgulanan konular
nedeniyle okuyucuyu sorgulamaya iten bir kitap. Ana teması suçluların ıslahı ve
etik tartışması olan bu kitap 3 bölümden oluşuyor.
İnsanların
can güvenliğinin olmadığı, şiddet ile güdülenmiş gençlerin çeteler oluşturduğu,
geceleri sokakların terörize edildiği bir gelecek. 15 yaşındaki Alex de 4
kişilik bir çetenin lideri. Alex ve çetesi önlerine kim çıkarsa yaşlı, düşkün
demeden sınırı olmayan şiddet uygulamaktan, genç kızlara ve kadınlara tecavüz etmekten,
hırsızlık yapmaktan büyük zevk alıyorlar. Ancak soygun için girdikleri bir evde
yaşlı bir kadının ölümüne sebep olunca Alex cinayetten hapishaneyi boyluyor.
2.bölüm
Alex’in hapishane günlerini ele alıyor. Başta evine ve eski şiddet içeren
eğlenceli günlerine dönmek için uyumlu ve rehabilite rolü oynasa da bir gün
içindeki şiddet dürtüsüne engel olamıyor. Bunun üzerine hükümetin suçluların
ıslahı için planladığı deneysel bir tedavinin kobayı olarak seçiliyor. Pavlov’un
deneyine benzer bir şartlandırma uygulanıyor. Sonuçta şiddet dürtüsü
baskılanıyor, hatta şiddet düşüncesi bile onu felç ediyor.
3.Bölüm
ise deneyden başarılı çıkan ancak kendini bile savunamayacak bir robota dönen
Alex’in topluma salınmasını ve başına gelenleri anlatıyor. Tüm gözler Alex’in
üzerinde iken siyasilerin çevirdiği kirli oyunların insan hayatını nasıl yok
saydığına da ayna tutuyor.
Peki
şiddetten zevk alan insanları aynı alana tıkmak onları rehabilite edip çözüm
sağlar mı?
Bir
kişinin özgür iradesini, seçme şansını elinden almak etik mi?
Peki
içindeki kötülüğü baskılayarak iyiliği seçmeye zorlamak. Bu şartta seçilmiş
iyilik anlamlı mı?
Saf
kötülüğü, suçu önlemek söz konusu ise duygusal hadım uygulanmalı mı?
Nerden
baktığınıza, kime baktığınıza göre değişebilir tabi cevaplar. Özgürlüğün
sınırsız olmadığını düşünerek cevaplamalı belki.
Kitabın
sonundaki, vahşetin gençliğin deli akan zamanlarından kaynaklandığı, büyümenin
olgunluğu ve dinginliği getirdiği imasına katılmıyorum tabi. Vahşet ve
çılgınlık aynı şey değil ne de olsa.
1971
yapımı Stanley Kubrick imzalı bir film uyarlaması da mevcutmuş, henüz
izlemedim. Rahatsız edici olsa da okunmasını öneririm. +18 olduğunu da
belirtmeliyim.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Tüm
hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik
bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç
kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...”
“Tanrı biz
kullarından ne istiyor? Tanrı'nın istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme
şansına sahip olabilmek mi? Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan
birinden daha mı geçerli Tanrı'nın gözünde?”
"Yetişkinlerin
savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol
gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu
değildir."
“Kişiye
seçme hakkı tanınmazsa, o kişiliğini yitirir.”
“Tutku
korkuyu kovabilen tek güçtür.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder