30 Eylül 2024 Pazartesi

ALTINCI KOĞUŞ

 











KÜNYE

Kitap Adı: Altıncı Koğuş

Yazarı: Anton Çehov

Basım: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları– 22.Basım- 2022

Sayfa: 68

Tür: Novella


İNCELEME:

Rus Edebiyatından Altıncı Koğuş , Anton Çehov dan okuduğum ilk eser oldu.

Altıncı Koğuş, bir taşra kasabasında bulunan hastanenin akıl hastalarını yatırdıkları ek binasıdır. Sözde tedavi gören 5 hasta, insani olmayan çok kötü şartlarda barındırılmaktadır.

Ivan Dmitriç burada tedavi gören, eğitimli, zeki bir hastadır. Sorunu sürekli izlendiğini hissetmesidir.

Andrey Yefimiç ise iyi bir aileden gelen, hayatında hiç sıkıntı yaşamamış, acı çekmemiş bir doktordur. Bu taşra kasabasında en çok entelektüel bir sohbet yapabileceği, kültürlü kişilerin özlemini hisseder.

Doktor Andrey Yefimiç ile hasta Ivan Dmitriç in tesadüf eseri karşılaşmaları ve tanışmaları ile doktor aradığını bulmuştur. Aralarındaki felsefi sohbetler zaman zaman çatışmaya dönse de doktor bu sohbetlerden çok keyif alır. Ivan Dmitriç in maruz kaldıkları adaletsizlik, hastane içinde yaşamaya zorlandıkları berbat koşullar hakkındaki şikayetlerini Doktor görmezden gelir. Bu durumu değiştirmek için eylemde bulunmaz.

Doktorun bir ‘deli’ ile bu samimi arkadaşlığı ise hastanede gözden kaçmaz, oklar artık doktorun üzerindedir. Andrey Yefimiç büyük yanılgısını ancak Altıncı Koğuşa ‘doktor’ unvanı olmadan düştüğünde fark edecektir.

Kitap karakterler ve ele aldığı konu üzerinden, döneminde Rus aydınlarının ülke sorunlarına kayıtsız kalmasını eleştiriyor. Toplumsal sorunlara ışık tutmayan, değişimi ateşlemeyen kişiye aydın diyebilir miyiz?

Empati kurabilmek, gerçekten karşıdaki kişinin yaşadığı acıyı, zorluğu duyumsayabilmek özel bir yetenek mi?

Bazen ne acı ki birebir kendimiz mağduru olmadan gözümüzün önünde yaşanan olumsuzlukları algılayamıyoruz. Ciddiye almıyor, önemsemiyor, bir kılıf uydurmakta becerikli davranabiliyoruz. Etrafınızda empati gücü yüksek kişiler varsa sıkı sıkı sarılın derim, sayıları düşünüldüğünden çok daha az bence.

Kısacık ancak içeriği açısından derin ve anlamlı bir kitap. Okumanızı öneririm.

  

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“En acı ve kırıcı olan şey, bu hayatın acılara karşılık olarak mükâfatla sona ermemesi…”

 

“Ancak siz de biliyorsunuz ki onlarca, yüzlerce deli dışarıda dolaşıyor, çünkü cehaletiniz yüzünden onları sağlıklı olanlardan ayırt edemiyorsunuz. “

 

“Her türlü zorbalığın toplum tarafından makul ve yerinde bir gereklilik olarak karşılandığı, beraat kararı gibi her türlü merhamet duyguları uyandırdığı bir dünyada adaleti düşünmek gülünç değil midir?”

 

“Hayat can sıkıcı bir tuzaktır. Düşünen bir insan olgunluğa eriştiğinde ve tam bilinç kazandığında kendini istençsiz olarak sanki çıkışı olmayan bir tuzağın içindeymiş gibi hisseder.”

 

“Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur.”

 

“Hayatın yükü altında ezilebilir, ondan nefret edebilirsiniz, ama onu küçümseyemezsiniz.”

 

"Bence kitaplar notaya, sohbet ise şarkı söylemeye benziyor."

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder