KÜNYE
Kitap Adı:
Ötekiler
Yazarı: Emre
Timur
Basım: Az Yayıncılık–
1.Basım- 2019
Sayfa: 248
Tür: Roman,
Psikoloji- Felsefe
İNCELEME:
Emre
Timur dan okuduğum 8.kitap olan Öteki ile yazarın külliyatını tamamlamış
bulunuyorum. Bu kitabın özel durumu şu ki Şizofren kitabının devamı niteliği de
taşıyor.
“Kendini
hatırlayanlar, kovulur plastik dekor dünyasından. İstenmez koğuşta, uyanmışlar.
Sürüyü terk eden “öteki” olur ve kendini inşa etme ödeviyle başbaşa kalır. Ve
diğer “öteki”lerle…”
İstenmeyenlerin,
sürüyü terk edenlerin romanı ötekiler. Toplumun görmek istemediği, ötelenmiş
kişiler; dilenciler, alkolikler, deliler, fahişeler, evsizler, kimsesizler…
“Unutulmak,
yeni bir Öteki yaratır.”
3
çocuğun travma öyküleri ile başlayan hikaye, 30 yıl sonra yollarının kesişmesi
ile gelişiyor.
13
yaşındaki Adem in hayatı 13 yaşındaki bir kızın çığlığı ile şekilleniyor. Ruha
kazınan bir pişmanlık. Yıllar sonra çok başarılı bir kişisel gelişim yazarı ve
konuşmacısı olur Adem Bey. Bir seminer sırasında sahnede felç geçiriyor, bir
kopuş. Aylarca tedaviden sonra ailesi tarafından terk edilmiş, karısı mal
varlığına el koymuş, tekerlekli sandalyeye mahkum ve 2 yıl ömür biçilmiş bir
adam olarak çıkar hastaneden. Her şey anlamını yitirir, gururu incinir. İntiharda
görür kurtuluşu.
Adem
kendini suya bırakacakken yolu emekli fahişe Matmazel ile kesişir. Gazeteden
ucuz yollu bir psikolog ararken de takıntılı psikolog Memduh ile tanışır.
Memduh da hayattan vazgeçmişlerdendir tam da o sırada. Bu üçlü her gece sahilde
bir bankta bir araya gelir. Sorular, sorgulamalar, diyaloglar…
Zamanı
kısıtlı Adem bir amaç edinir, bu toplantıları genişletmek ister. Tüm Ötekileri
toplamak, düşünmek, soru sormak, sorgulatmak ister. Banktaki söyleşiler eve
taşınır. Ötekiler gittikçe kalabalıklaşır, sorular gittikçe çeşitlenir. Adem’in
zamanı gittikçe daralır. Bir okuma listesi yapar ama okuyabildiği tek kitap
“Dönüşüm” olarak kalacaktır.
3
karakterin kopuşları, kendilerini ve birbirlerini sorgulamaları, arzuları,
pişmanlıkları, iç dünyaları başarılı şekilde verilmiş. Tabi Eftelya, Şehla ve
Yazık da önemli karakterlerden. Şizofreni’yi okuyanlar küçük sürprizler bulacak
kitapta. Karakter analizleri yanında yoğun şekilde sistem eleştirisi de
içeriyor. Çok haklı konular olduğu kadar katılmadığım alanlar da mevcut tabi.
Ama anlıyorum da çünkü amaç cevap bulmak değil soru sorup sorgulayabilmek.
Nietzsche
ve diğer düşünürlerin sözleri yanında kendi şiirleri ile de beslemiş anlatıyı
yazar. Eleştiriye gelirsek, şimdiye kadar yazardan okuduğum kitaplar içinde
düşünce sistemi en dağınık olandı. Kurgu akarken çok fazla dışarı çıkış,
düşüncelerde oradan oraya kayboluş ve bir anda geri dönüşler vardı ve bu akışı
biraz yorucu hale getirdi benim için. Kurgu ile deneme arasına sıkışmış bir
anlatı gibi geldi. Yazar zihninde ne varsa akıtmak istemiş sanırım. Ben Us
kitabının doğum sancılarıydı diye değerlendirdim. Tüm kitapları okumuş bir
okuyucusu olarak yeni kitaplarında buluşmak üzere.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Madem intihar edeceksin, yaşayarak et!”
“Şayet
bir çizgi filmde yaşamıyorsanız, bu geçici kötülük ve acı konağı, herkesin
büyük oranda ‘alacaklı’ ayrıldığı ve kötü olmayı bir başkasına yakıştırdığı,
beyin kabuğunda sülük, göz yuvasında kıymıktır. Ciltler dolusu ansiklopediye eş
inkâr antolojimizden bir misâl: İyiyiz!”
“Oysa
insanı bekleyen bir toplu kurtuluş asla bulunmuyor. Olsa olsa kıyamet bekliyor
insanı. Aydınlanış da aşk gibi veya acı, ölüm veya varoluş gibi ferdidir,
içtimai değil. Toplu bir kurtuluşun ve adil bir dünyanın ümitsiz rüyası ile
doğup ölen milyonlarca insan var.”
“Tüm
hayatını şekillendiren dört önemli parametre vardır ve dördü de şanstır: zeka,
güzellik, para, sağlık. Zekanı arttıramazsın sadece aptallaşmayı
yavaşlatabilirsin. Güzelliğini arttıramazsın, çirkini örtersin. Parayı
istediğin zaman kazanamaz, koca bir serveti bir haftada tüketebilirsin. Sağlığı
bozmak kolay, korumak çok zordur. Yani demem o ki insan, yapabilici değil,
yıkımı erteleyicidir. Onu düşen tek ödev ise hazır yapılmışı korumaktır bir
zahmet ki zordur koruması da.”
“Aslında
hayatta, devamlı olarak kovuyor halde olmazsak bizi rahatsız edecek üç sinek,
üç duygu virüsü var: insanların eleştirisini umursamak sineği, sahip
olduklarımızı bizim sanma sineği ve isteklerimize şartlanmak sineği.”
“Unutan,
hatırlayana kadar iyileşmiş kalır. Kayıtsızlık, inkar ve unutma da bir hayatta
kalma biçimidir.”
“İnsanlar
ikiye ayrılır” dedim, “mutlu yalanlarla avunanlar ve acı gerçekleri arayanlar;
siz seçin!”
“Demek
ki aydınlanışın iki aşaması var: Işığı görüş ve gördürüş.”