6 Eylül 2023 Çarşamba

ÇÜRÜME


 










KÜNYE

Kitap Adı: Çürüme

Yazarı: Emre Timur

Basım: İnkılap Kitapevi– 1.Basım- 2022

Sayfa: 317

Tür: Roman


İNCELEME:

Çürüme, Emre Timur’dan okuduğum ikinci kitap, ilk roman. Daha önce bir düşünce kitabı olan Us’u okumuştum. Çürüme ise kokuşmuş adalete ithafen; çürüyen çağın romanı. Hem felsefeyi hem psikolojiyi harmanlayıp içinde büyütmüş bir kurgu. Kendisinin de beyan ettiği gibi huzurumuzu kaçıracak bir kitap olmuş, yine.

Ana karakterimiz adını bilmediğimiz, sonradan takma adı ile takdim edilen Öncü. Annesinin sarhoş kocası terketmesin diye hamile kaldığı ancak doğduğu için terkedilen Öncü. Alkol ve sigara bağımlısı annesi ve babalığından bir de kardeşi doğan Öncü. Bir gün kül olmuş evden annesinin ve bebek kardeşinin kül cesedinin çıkarılışını gören Öncü. Bunların izini hayat boyu taşıyacak olan Öncü.

Öncü hayat mücadelesine devam eder, kağıt toplayıcısı olur, servis şoförü olur, evlenir ve 4 çocuklu huzurlu bir aile kurar kendine. Ancak bir gün yaptığı bir kaza ve verdiği karar ile hayatı değişir. Kan kardeşi Kader’in dediği gibi kötü başlayan kötü mü biter, iyilik beklemek hata mıdır? Servis aracı ile 2 küçük kıza çarpar ve kaçar. Görmezden gelirse unutulur sanır. Ancak vicdan çok ağır bir yüktür ve ona bunu sıklıkla hatırlatacaktır.

“Bazen öyle bir an öyle bir karar verirsiniz ki, tüm hayatınız boyunca o anı tekrar tekrar yaşamaya mahkum edilirsiniz.”

Sinir krizleri başlar, işten kovulur, bebeği açlıktan ölür, ailesinden kopar, uyuşturucu almaya ve şehir çöplüğünde yaşamaya başlar. Teslim olmayı da dener ama meczup muamelesi görür. Bir gün yolu tetik arkadaşı olacak Masum ile kesişir. Adaletin kalemini kırmadığı suçluların adaletini sağlamak için,  iyi niyetli kötüler ve kötü kalmak istemeyenlerce biraz illegal, biraz legal bir polis alt birimi kurulmuştur. Cezaevinde tatil yapıp çıkmış tecavüzcü ve katillerin yine zarar vermesini engellemek, çalışmayan adaleti çalışır kılmaktır görevleri. Birimin profesyonel katilleri iyilik yapacaktır insanlığa. Böylece vicdan yüklerinden de kurtulabilecekler midir?

Üvey babasının tecavüzü sonrası hapse düşmüş, trans bir birey olarak toplumdan dışlanmış Kader, çöp tenekesini evi yapmış Masum, kitap karşılığı bedenini satan Vasife, Öncü’ye yüz çeviren karısı, adını beğenmeyen köpek Hachiko… Diyaloglar, sorgulamalar, hesaplaşmalar… Çürüyen gurur, çürüyen onur… Çürüyen duygular, bedenler, hayatlar…

Yazar karakterlerinin düşünce ve davranışlarını ilmek ilmek işlemiş. Yaptığı psikolojik analizleri çok başarılı buldum. Öyle ki karakterler ete kemiğe hisse büründü, duygularını öyle başarılı geçirdiler ki yüreğime, zihnim uykumda bile huzurumu kaçırdı. Kitabı okuduğum 4 gün boyunca ruhum ezildi, daraldı, anlam aradı, çürüdü ve sanıyorum bir nebze aydınlandı.

“Bazen anlam acı verir, bazen de acıya anlam yüklenir ama her ikisi de çürütür.”

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“Dünyaya en büyük bela, en büyük azabı veren yaratıklar... Biz olmasak buranın cennete dönüşmesi kaç yıl alırdı acaba? Ve bizimle cehenneme dönüşmesi cennetlerin? Ah bu insanlık... Hınç ve nefretle doğup büyüyen ve yaşayan ve maalesef üreyen... Ortaya da yapay gülücükler ve kazık atma fırsatı ile yanıp tutuşan yeni canlılar üreten bu insanlık... Dünyaya, diğer canlılara ve kendimize duyduğumuz bir ölümcül düşmanlık ile yaşıyoruz. Güzel olan, mutluluk olan, iyilik olan her yeri bozuyoruz. Adalete düşmanız, samimiyet ve bağlılığa düşmanız... En hayırlı işimiz, mezara gidişimiz...”

 

"Evet, durmak bir ölüm çeşididir. Yani bir şeylerin değişmeyi durdurduğu huzurlu hayat çürümedir. Ama yok olmak için çırpınmak, acı ile güçlenmek, çığlık atmak ve hatta can çekişmek, yaşamaktır. Yaşamak için geldik, çürümek için değil."

 

"‘Deli’ demesinler diye okudum, okuyunca ‘deli’ dediler. Ne bulduysam okudum. Okumanın o tuhaf, hürleştirici zehrini almış bulundum. Şu yararı, bu yararı konuşulur ama bana kalırsa en büyük yararı kendi küçük hapishanenizde takılıp kaldığınız ihtimallerin ötesinde, hatalı ikilemlerin dışında yeni, yepyeni dünya önermeleriydi. Önerdiler. Hem de neler neler. Belki de acımla baş etmeyi öğrettiler. Verdikleri bilgiler bana deyip uçup gitti sadece. Mühim kısmetse bana dedikten sonra uçması yani benden sekmesiydi Çünkü çarptığında ilmin değiştiremeyeceği 'insan' bile demiyorum, canlı hatta şey yoktur ki sesli olarak kitap okuduğumda tüm köpek arkadaşlarım sıraya girip pür dikkat bana dikti kulaklarını, gözlerini. Değiştim, değiştiler”

 

“Çöp dağlarında süzülen bakışlar hemen görür ki dünya iki kavim. Diriliş, yaşam, püskürüş ve gidiştir ilki. Çürüme ve sürüklenişse diğeri. Bir esen rüzgara rağmen kanat çırpan kelebek var, bir de Rüzgar sayesinde sürüklenen kuru yaprak. Kendi haline bırakılan her şey gibi dağılmaya mahkum. 1 trilyon yıl evvelden muayyen yasalarca boğulmaya, ufalanmaya, dağılmaya, sürüklenmeye ve aslında yani çürümeye namzet, mahkum ve memur. Bir saat önce dalından kopmuş elma niçin heveslendirir bizleri de bir yıl önce kopmuşun esamesi okunmaz? Çürür her şey uzun vadede. Yeterince uzun vade biçilirse her şeye bir çürük elma olacaktır. En diri, en canlı, en alınabilecek bir tedbir, bir aşı, bir ilaç yoktur.”

 

“Tercihlerimizi değerlendirirken en sık yaptığımız hata budur. Seçeceğimiz şeyi hayal ederiz. Oysa yapmamız gereken vazgeçeceklerimizi hesap etmektedir.”

 

“Yıkıntılı bir gençlik bir şekilde toparlanır; yeter ki yıkıntı çocuklukta olmasın...”

 

“Sessiz, suskun vicdanların olduğu yerde her şey caiz, her şey çürük olur.”

 

“Kimse değişmedi. Çamur çamurdu, gri de gri. Ona bakıp örüntü gören sendin. Ne de kötü bir ressamdın. Şehir çöplüğüne bakıp şelale manzarasını sen çizdin.”

 

“Her şey mutlu mesutken cennetten kovuluşumuzun hıncını çıkardık buradan. Dedik "Bu çizgiden bu taraf benim." Bunu ilk kim dedi, ilk çizgiyi kim çekti? Doğa bunu anlamadı. Zeytin fidanları, bülbüller, karıncalar bunu anlamadı. Mülkü bulduk, doğa anlamadı. Parayı bulduk, ırkı bulduk, araziyi bulduk, sahipliği... Doğa bunları anlayamadı, anlasa başımızı küçükken ezerdi.”

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder