23 Şubat 2024 Cuma

GAZAP ÜZÜMLERİ

 












KÜNYE

Kitap Adı: Gazap üzümleri

Yazarı: John Steinbeck

Basım: İletişim Yayınları– 3.Basım- 2023

Sayfa: 540

Tür: Roman


İNCELEME:

John Steinbeck’ten okuduğum 2.kitap olan Gazap üzümleri Amerika’da 1929 yılında başlayıp 10 yıl kadar süren Büyük Buhran dönemini Joad ailesinin yaşadıkları üzerinden konu alıyor.

Çıkan toz fırtınaları tarımla uğraşan ailelerin mahsüllerini mahvetmiş, bankalardan aldıkları kredileri ödeyemeyen bu küçük çiftçilerin topraklarına bankalar el koymuştur. Binlerce aile karınlarını doyurabilmek, ailelerini geçindirebilmek için evlerini, memleketlerini bırakıp göç etmek zorunda kalmıştır.

Joad Ailesi üyelerini Büyükana, Büyükbaba, John Amca, Ana, Baba, büyük oğulları Noah, Al ve Tom, küçük çocuklar Rutie ve Winfield, büyük kızları Rosesharn ve damatları Connie ile köpekleri oluşturur. Zorlukla toparlama aldıkları bir kamyonla ve onlara sadece bir süre yetecek yiyecek ve para ile Oklahoma’dan Kaliforniya’ya iş bulma umuduyla yola çıkarlar. Eski peder Casy de yola çıkarken onlara katılır.

Kalifornia meyve-sebze bahçelerince çok zengindir ve çalışacak çok sayıda işçiye ihtiyaç olduğuna dair broşürler elden ele dolaşır. Joad ailesi kalabalık oluşlarını avantaja çevirecek, her üyeleriyle çalışacak, para biriktirecek, kısa sürede ev ve tarla sahibi olacaklardır. Hayalleri büyüktür. Peki ya gerçekler?

“Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık.”

Makineleşmenin artmasıyla insan iş gücünün değersizleştiği bir dönem başlamıştır. Binlerce insan karın tokluğuna bile sayılamayacak ücretlerle bütün gün çalıştırılmakta, insanca olmayan koşullarda yaşamaktadır. Kayıplar, terkedişler, açlık, sefalet, ölüm, hor görülmek, istenmemek, korku ve kaygı dolu bir göç yolculuğu aileyi beklemektedir. Geri dönecek bir yerleri olmadığından geleceğe yönelik umutlarını sürekli taze tutmaya çalışırlar. Ne yazık ki kamptan kampa sürüklenirken Joad ailesinde de yaprak dökümü başlar.

Sefalet içindeki bir ailenin psikolojisini, aile dayanışmasını, bir kadının (Ana) ailesini bir arada tutma çabasını, Babanın ailesine yetememe hissiyatını, açlığı ve çaresizliği vurucu şekilde anlatan, aynı zamanda emek sömürüsü üzerinden kapitalizme ve kurulu sisteme bir eleştiri niteliğinde olan etkileyici bir roman. Ben henüz izlememiş olsam da romanın bir film uyarlaması da mevcut.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“İnsan, alıştığı gürültüyü bile arar.”

 

"Umutlarının öyle fazla coşmasına izin vermezsen, hayal kırıklığına uğramazsın."

 

“Beni dinlersen; ne fazla düş kurup kuşlar gibi havalara çık ne de kötümser ol böcekler gibi yerde sürün…”

 

“İnsanları kavga edecek kadar çileden çıkaran, ezilmektir.”

 

 “Mal, birkaç kişinin elinde birikti mi, ellerinden alınır. Başka bir gerçek daha: Halkın büyük bir kısmı aç ve çıplak olunca, istediğini zorla alır. Ve bütün tarih boyunca haykıran küçücük bir gerçek daha; Baskı, ancak baskı altındakileri güçlendirir ve birbirine bağlar. Büyük mal sahipleri, tarihin bu üç haykırışına kulaklarını tıkamışlardı.”

 

“Kuramlar değiştiği ve parçalandığı zaman; okullar, felsefeler ve düşüncenin ulusal, dinsel ekonomik dar ve karanlık yolları gelişip dağıldığı zaman, insan ileriye uzanır; ıstırapla, bazen yanlışlıkla sendeleyerek adımını atar. Adımını ileri attıktan sonra geri kayabilir, ama sadece yarım adım, hiçbir zaman tam adım geriye kaymaz.”

 

“Yaşamayan insanlara cennet umudundan nasıl söz edilebilir?”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder