8 Şubat 2024 Perşembe

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

 












KÜNYE

Kitap Adı: Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Yazarı: Ahmet Hamdi Tanpınar

Basım: Dergah Yayınları– 54.Basım- 2020

Sayfa: 382

Tür: Roman


İNCELEME:

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Osmanlının son dönemlerinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan bir dönemi irdelediği bunu yaparken birey üzerinden toplumu ele aldığı, yoğun bir ironi ve sembolizmin kullanıldığı bir kurgu romandır. Romanda ana motif zamandır.

Roman Tanzimat öncesini (1.bölüm), Tanzimat dönemini (2-3.bölüm) ve Cumhuriyet döneminin ilk yıllarını (4.bölüm) konu alır. Hem modernleşme, batılılaşma süreci hem de gelenekçi yapıya eleştiriler içerir. Yirmiden fazla karakter üzerinden ülkenin kültür devrimi geçirdiği süreçte yaşadığı sorunlar, çıkmazlar, değer yargıları üzerinde değerlendirmelerde bulunur. Bunu sembolizm kullanarak yapmaktadır.

Romanın anlatıcısı Hayri İrdal ana karakterimizdir. Fakir bir ailede büyümüş, okul ile ilgilenmemiş, yeteneksiz, saatlere meraklı bir çocuktur. Muvakkit Nuri Efendi’nin yanında zaman geçirmeye başlar, saatçiliği öğrenmeye çalışır. Nuri Efendi zaman kavramı üzerine bir felsefe oluşturmuş, filozof ruhlu bilge bir adamdır. Bu dönem Hayri İrdal için çok önemli olacaktır. Nuri Efendi geleneğin, doğu kültürünün olumlu yönlerini, çalışma azmini, dürüstlüğü simgeler.

Daha sonra askere gidip döndükten sonra bir boşlukta bulur kendini. Hayri pasif, iradesiz, realist, karar almaktan yoksun bir karakterdir. Etrafındaki karakterlerin sürüklemesiyle hayatını yönlendirir. Ayrıca Hayri’nin babasından kalma ayaklı duvar saati Mübarek de hikayede önemli bir yer işgal eder.

Seyit Lütfullah esrarkeş, meczup, gaipler dünyası ile bağlantıda bir adamdır. Geleneğin olumsuz yönlerini, Osmanlının yanlışlarını simgeler.

Aristidi Efendi eczacıdır, seyit lütfullah’ın etkisiyle simya ile altın oluşturmaya çalışırken hayatını kaybeder. Batı ile doğu kültürü arasında kalmışlığı simgeler.

Hayri ruhani dünyaya iletişim kuran medyumlardan oluşan İspritizma Cemiyetinde çalışmaya başlar. Cemal Bey patronudur.

Abdüsselam Bey kalabalık ailesiyle bir konakta yaşayan zengin bir adam. Zamanla yanındakiler ayrılır ve yalnız kalır. Osmanlıyı ve dağılmasını sembolize eder. Abdüsselam ın servetiyle ilgili bir dedikodu nedeniyle Hayri deli muamelesi görür ve psikolog Dr.Ramiz ile tanışır. Dr.Ramiz Avrupa da psikanaliz eğitimi almış, yerli yersiz uygulamaya çalışmaktadır. Dr.Ramiz batı hayranlığının ve taklitçiliğinin sembolüdür.

Hayri, Dr Ramiz sayesinde Halit Ayarcı ile tanışır. Soyadından anlaşılacağı üzere etrafına, topluma ayar verecek, bir nizam kuracak, her duruma uyum sağlayan, yaratıcı, kendine ait bir gerçeklik düzeni olan, girişimci bir adamdır. Halit Ayarcı ile tanışması Hayri’nin hayatını değiştirir. Hayri’nin hayatındaki 2.büyük karakter olacaktır. Ülkedeki tüm saatlerin doğru zamanı göstermesini sağlamak amacıyla Saatleri Ayarlama Enstitüsünü kurarlar. Aslında bir ihtiyaç olmayan bir meslek yaratır ve onu ihtiyaçmış gibi pazarlar Halit Ayarcı. Bunda da muvaffak olur hatta fikir yurtdışına bile açılır ve kabul görür.

Kitapta Hayri İrdal Türk halkını, geçiş dönemindeki arada kalmışlığı, Halit Ayarcı ise Cumhuriyeti, devrimi, gelişmeyi sembolize eder. Hatta Halit Ayarcının Türk halkını ayağa kaldıran Atatürk ü simgelediği yorumu yapılır.

Oldukça ağdalı bir dili olmasına rağmen ilk bölüm sonrası oldukça akıcı gelişiyor hikaye. Psikoloji, sosyoloji, felsefe unsurlarını ve dili çok başarılı işleyen bir roman. Kullanılan sembolizmi düşünerek okuduğunuzda ise adeta bir başyapıt oluyor. Mutlaka okuyunuz.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

"Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur!"

 

 “İnsan neyi anlatabilir? İnsan insana, insanlara hangi derdini anlatabilir? Yıldızlar birbiriyle konuşabilir, insan insana konuşamaz.”

 

“Böylece hem geriliğe lâyık olduğu cezayı veriyor, hem de ileri düşünüşün hakkını teslim ediyorduk. İnsan yaratılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır.”

 

“Bizzat iyilik dahi, ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir.”

 

“Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?”

 

“Dinlemesini biliyorsun, ki bu mühim bir meziyettir. Hiçbir şeye yaramasa bile insanın boşluğunu örter, karşısındaki ile aynı seviyeye çıkarır!”

 

“Belki de şahsiyet dediğimiz şey bu, yani hafızanın ambarındaki maskelerin zenginliği ve tesadüfü, onların birbiriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir.”

 

“Kitaplara bakarsanız, kendilerini dinlerseniz, insanoğlunun esas vakfı akıldır. Fakat kendi hayatlarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz.”

 

“Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir.”

 

“Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tâyin etmektir. Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir mânası ve kıymeti olmayan bir yığın hüküm vermekten başka neye yarar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar listesinden başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilâkis yolundan alıkor seni. Kötümser olursun, apışır kalırsın, ezilirsin.”

 

“… bilmek ikinci derecede kalır. Yapmak vardır, sadece yapmak! Bilgi bizi geciktirir. Zaten ne sonu, ne de gayesi vardır. Mesele yapmak ve yaratmaktadır. Bilselerdi, bilselerdi... Fakat bilselerdi bunu yapamazlardı. Bu heyecana, bu icada, bu kendiliğinden bulmağa erişemezlerdi. Bilgi buna mani olurdu. (...) Çünkü yaratmak yaşamanın ta kendisidir.”

 

“İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu (...) İnsan kaderinin ve tarihin büyük sırrı burada idi.”

 

“Sabır, insanoğlunun tek kalesidir.”

 

"Bütün hayatım boyunca dikkat ettim. İnsanın daima en çok korktuğu şeyler başına geliyor."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder