1 Mart 2023 Çarşamba

YEDİ KİLİSE


 











KÜNYE

Kitap Adı: Yedi Kilise

Yazarı: Selami Çınarcı

Basım: Klaros Yayınları- 1.Basım- 2020

Sayfa: 243

Tür: Roman


İNCELEME:

Selami Çınarcı’dan okuduğum ikinci kitap olan Yedi Kilise de ilk romanda olduğu gibi hem okurken okuyucuyu ülkemizin tarihi ve doğal güzellikleri arasında dolaştırıyor hem de toplumsal sorunlarımıza yönelik yaptığı eleştiriler ve verdiği mesajlarla bir sistem sorgulaması yapmamıza neden oluyor.

Antalyalı 19 yaşındaki Adelya’nın tek hedefi Gazetecilik bölümünü kazanabilmektir. Tercih sonuçları açıklandığında ise en son tercihini kazandığını görür. İstediği bölümü kazanmıştır ancak hiç istemediği bir şehir olan Van’da okuyacaktır.

Adelya doğu bölgelerine ve yöre insanına karşı ciddi bir önyargıya sahiptir. Gidip gitmemeyi düşünür ancak hayallerini riske atmayı ya da ertelemeyi istemez. İçinden gelmese de kayıt yaptırmak ve şehri görme için Van’a gider.

Şehri gezdikçe sevmeye, kendisini rahat hissedeceği mekanlar bulmaya başlar. Ancak okulun ilk günleri herkese karşı çok mesafeli durur ve kimseyle iletişim kurmaz. Yaklaşmak isteyen kişilere ise önyargıları nedeniyle çok kaba davranır.

Durumun farkında olan sınıf arkadaşları Adelya’nın doğum gününde bölgenin meşhur yemeği Keledoş ile ona sürpriz bir kutlama düzenlerler ve bu parti aralarındaki buzların yavaş yavaş çözülmesine vesile olur. Adelya en azından onları tanımak için bir şans vermeye karar verir.

Eda, Altan ve ona okulun ilk gününden beri Tamara diye seslenen Taha ile yakınlaşır. Arkadaşları ile birlikte fakültenin Dağ ve Doğa Sporları Klübüne kayıt olurlar. Birlikte hem yörenin doğal güzelliklerini dolaşır hem tırmanışlar yapar hem de iyi bir gazeteci olma yolunda aktiviteler yaparlar. Yaptıkları gezi ve gözlemleri paylaşacakları bir okul gazetesi ile bir dergi çıkarmaya karar verir ve uygularlar.

Taha zaman zaman şakanın dozunu kaçıran ve arkadaşlarını delirten ama üzerinde şeytan tüyü var dedirten, Adelya için yeri çok önemli olacak bir karakter. Bu şen hali altında ise aslında çok büyük acılar ve imkansızlıklar yatan bir delikanlı.

Taha ve Adelya’nın birlikte yaptıkları haberler hem okulda hem de bölgede çok ses getirir. Öyle ki dokundukları ince konular nedeniyle tehditlere bile maruz kalırlar. Ancak maceraya girişmekten asla geri durmazlar oldukça tehlikeli olsa bile.

Biz de onlarla birlikte hem Nemrut Dağı, Van gölü, Süphan Dağı, Yaylıkara Köyü, Pirreşit Dağı, Süphan Gölü, Erek Dağı, Artos dağı ve Çaldıran ovasını gezip, tanıyıp hem de girdikleri maceraları soluksuz okuyoruz.

Yazar hikaye içinde tarihi yapılara verilen zarar, medyanın sübjektifliği, bölgedeki yoksulluk, yöre insanının çaresizlikten girdikleri tehlikeler, kaçak yaşamlar, eğitim imkanlarının zorluğu, unutulmuşluk ve gelir eşitsizliği üzerine eleştirilerde de bulunuyor.

Mezuniyet günü geldiğinde ise arkadaşlar vedalaşırlar. Adelya ve Taha sonraki gün birlikte bir gezi planlar ve vedayı o zamana saklarlar. Hikaye burada bitti mi? Hayır. Taha son bir şaka yapacak ve yeni bir hikaye başlatacaktır. Ben burada hem Taha’ya anlamsız gidiş için hem de Adelya’ya işin peşini kolay bıraktığı için kızdım. Adelya’nın hemen bir hayat kurmuş olması biraz hızlı oldu sanki. Burada biraz birbirlerine duyarsızlık hissettim ve oturmadı sanki zihnimde.

Peki Adelya hayaline kavuşabilecek mi? Adelya ve Taha’nın yolları bir daha kesişecek mi?

Bu arada kitabın ismi Erek Dağı eteklerindeki Yedi Kilise’den geliyor. Mülkiyet hakkı da hepimizin tanıdığı ünlü bir gazeteciye ait. Romandaki yeri ise çok ayrı. Hem Yedi Kilise’nin hem Tamara’nın hikayesini artık kitaptan okumalısınız diyorum.

Emeğinize ve kaleminize sağlık Selami Çınarcı. Keyifle okudum.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 "Hayatını hiçe saymayıp riskleri göze alamayanlar asla hayatın değerini anlayamazlar."

 

“Bize bahşedilen ve kendi kaderimizi en güzel biçimde yaşayabileceğimiz bu cennet parçası yurdumuzda, ortak bir yaşamın yolu, ancak herkesin kendi tabusunu yıkmasından geçiyor.”

 

“Ten rengi ister beyaz olsun, ister esmer olsun. Gittiği ibadethane ister cami olsun ister kilise olsun. Bu ülke tüm renkleriyle bir bütündür. Arada sırada birbirimize kırılabilir, kızabilir hatta birbirimizi dövebiliriz ama bize dıştan gelebilecek herhangi bir tehdide karşı, tek yürek olmayı da biliriz.” 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder