KÜNYE
Kitap Adı:
Yedi Kilise
Yazarı: Selami
Çınarcı
Basım: Klaros
Yayınları- 1.Basım- 2020
Sayfa: 243
Tür: Roman
İNCELEME:
Selami
Çınarcı’dan okuduğum ikinci kitap olan Yedi Kilise de ilk romanda olduğu gibi
hem okurken okuyucuyu ülkemizin tarihi ve doğal güzellikleri arasında dolaştırıyor
hem de toplumsal sorunlarımıza yönelik yaptığı eleştiriler ve verdiği mesajlarla
bir sistem sorgulaması yapmamıza neden oluyor.
Antalyalı
19 yaşındaki Adelya’nın tek hedefi Gazetecilik bölümünü kazanabilmektir. Tercih
sonuçları açıklandığında ise en son tercihini kazandığını görür. İstediği
bölümü kazanmıştır ancak hiç istemediği bir şehir olan Van’da okuyacaktır.
Adelya
doğu bölgelerine ve yöre insanına karşı ciddi bir önyargıya sahiptir. Gidip
gitmemeyi düşünür ancak hayallerini riske atmayı ya da ertelemeyi istemez. İçinden
gelmese de kayıt yaptırmak ve şehri görme için Van’a gider.
Şehri
gezdikçe sevmeye, kendisini rahat hissedeceği mekanlar bulmaya başlar. Ancak okulun
ilk günleri herkese karşı çok mesafeli durur ve kimseyle iletişim kurmaz.
Yaklaşmak isteyen kişilere ise önyargıları nedeniyle çok kaba davranır.
Durumun
farkında olan sınıf arkadaşları Adelya’nın doğum gününde bölgenin meşhur yemeği
Keledoş ile ona sürpriz bir kutlama düzenlerler ve bu parti aralarındaki
buzların yavaş yavaş çözülmesine vesile olur. Adelya en azından onları tanımak
için bir şans vermeye karar verir.
Eda,
Altan ve ona okulun ilk gününden beri Tamara diye seslenen Taha ile yakınlaşır.
Arkadaşları ile birlikte fakültenin Dağ ve Doğa Sporları Klübüne kayıt olurlar.
Birlikte hem yörenin doğal güzelliklerini dolaşır hem tırmanışlar yapar hem de
iyi bir gazeteci olma yolunda aktiviteler yaparlar. Yaptıkları gezi ve
gözlemleri paylaşacakları bir okul gazetesi ile bir dergi çıkarmaya karar verir
ve uygularlar.
Taha
zaman zaman şakanın dozunu kaçıran ve arkadaşlarını delirten ama üzerinde
şeytan tüyü var dedirten, Adelya için yeri çok önemli olacak bir karakter. Bu
şen hali altında ise aslında çok büyük acılar ve imkansızlıklar yatan bir
delikanlı.
Taha
ve Adelya’nın birlikte yaptıkları haberler hem okulda hem de bölgede çok ses
getirir. Öyle ki dokundukları ince konular nedeniyle tehditlere bile maruz
kalırlar. Ancak maceraya girişmekten asla geri durmazlar oldukça tehlikeli olsa
bile.
Biz
de onlarla birlikte hem Nemrut Dağı, Van gölü, Süphan Dağı, Yaylıkara Köyü,
Pirreşit Dağı, Süphan Gölü, Erek Dağı, Artos dağı ve Çaldıran ovasını gezip, tanıyıp
hem de girdikleri maceraları soluksuz okuyoruz.
Yazar
hikaye içinde tarihi yapılara verilen zarar, medyanın sübjektifliği, bölgedeki
yoksulluk, yöre insanının çaresizlikten girdikleri tehlikeler, kaçak yaşamlar, eğitim
imkanlarının zorluğu, unutulmuşluk ve gelir eşitsizliği üzerine eleştirilerde
de bulunuyor.
Mezuniyet
günü geldiğinde ise arkadaşlar vedalaşırlar. Adelya ve Taha sonraki gün birlikte
bir gezi planlar ve vedayı o zamana saklarlar. Hikaye burada bitti mi? Hayır.
Taha son bir şaka yapacak ve yeni bir hikaye başlatacaktır. Ben burada hem Taha’ya
anlamsız gidiş için hem de Adelya’ya işin peşini kolay bıraktığı için kızdım. Adelya’nın
hemen bir hayat kurmuş olması biraz hızlı oldu sanki. Burada biraz birbirlerine
duyarsızlık hissettim ve oturmadı sanki zihnimde.
Peki Adelya
hayaline kavuşabilecek mi? Adelya ve Taha’nın yolları bir daha kesişecek mi?
Bu arada
kitabın ismi Erek Dağı eteklerindeki Yedi Kilise’den geliyor. Mülkiyet hakkı da
hepimizin tanıdığı ünlü bir gazeteciye ait. Romandaki yeri ise çok ayrı. Hem
Yedi Kilise’nin hem Tamara’nın hikayesini artık kitaptan okumalısınız diyorum.
Emeğinize
ve kaleminize sağlık Selami Çınarcı. Keyifle okudum.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
"Hayatını hiçe saymayıp riskleri göze alamayanlar asla hayatın değerini anlayamazlar."
“Bize
bahşedilen ve kendi kaderimizi en güzel biçimde yaşayabileceğimiz bu cennet
parçası yurdumuzda, ortak bir yaşamın yolu, ancak herkesin kendi tabusunu
yıkmasından geçiyor.”
“Ten rengi
ister beyaz olsun, ister esmer olsun. Gittiği ibadethane ister cami olsun ister
kilise olsun. Bu ülke tüm renkleriyle bir bütündür. Arada sırada birbirimize
kırılabilir, kızabilir hatta birbirimizi dövebiliriz ama bize dıştan gelebilecek
herhangi bir tehdide karşı, tek yürek olmayı da biliriz.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder