KÜNYE
Kitap
Adı: Belki Bir Gün Uçarız
Yazarı:
Aylin Balboa
Basım:
İletişim Yayınları – sesli kitap
Sayfa:
148
Tür:
Öykü
İNCELEME:
Belki
Bir Gün Uçarız / Aylin Balboa
Yazardan
okuduğum ilk kitap ‘Bu Hikaye Senden Uzun Osman’dı. O trajikomik üslubunu çok
sevmiştim. Dram içinde mizah, komedi içinde hüzün. Bu kitapta ise dram daha
ağırlıkta. Kara mizah mı demeli bilmiyorum ama karası yoğun bu sefer. Çünkü mevzu
ağır.
Aylin
Hanım abisinin geçirdiği bir kazanın ardından, yoğun bakım ve vefat sürecinden
sonra kaleme alıyor bu kitabı. Yaşanmışlık hissiyatı çok yoğun, buram buram
yüreğe dokunuyor. Zaten yaşamamış olanın böylesi anlatabileceği bir konu değil mevzu.
“Sonra
işte çok özledim. Özlemekten kalbim ağrıdı. Kavuşamayacağınızı bildiğiniz
özlemekler çok çirkin ve silahlı. İnsanın doğrudan canına nişan alıyor.”
İsimsiz
kadın karakterimiz. Motor kazası geçiren ve komaya giren bir abi. Bir babanın
vefatı. Bir aşkın vedası. Özlem,
ayrılık, ölüm, yas, depresyon, isyan, kopuş, kendini buluş. Birbirlerine
görünmez iplerle bağlı kısa kısa öyküler. Belki de anlatılar demek daha doğru
olur. Histerik bir iç döküş sanki.
"Çaresizlik
mi diyorsunuz? Bizim en büyük çaresizliğimiz, aklımızın hala başımızda
olması."
Yazarın
ilk kitabıymış. Her ne kadar aralara serpiştirilmiş mizahi anlatılar olsa da, kendi
hayatından yansıyan trajik durumdan ötürü sanırım, bu kitapta dili daha kırgın,
daha hüzünlü, daha öfkeli. Yakın zamanda yas süreci yaşayanlar için okuması
ağır olabilir. Ben yine hayranlıkla, arada tebessümle ama çokça gözlerime
yansıyan hüzünle okudum. İzafiyet ve Tımarhane Notları bölümleri benim en
etkilendiğim, Serengeti ise Gezi olaylarına verdiği selam ile en alkış tuttuğum
öyküler oldu. Ateş Sönene Kadar kitabını da okumak istiyorum mutlaka.
KİTAPTAN SEVDİĞİM
ALINTILAR:
"...takvimlere
bakarak tayin edilen zaman sadece buz gibi bir matematiktir. Oysa özlemekler
sayılmaz. Özlemekler bilhassa yalnız kaldığınızda gelir suratınıza kürekle
vurur."
"Olmayınca
olmuyor işte. Hayat zaten işlerin hiç de umduğunuz gibi olmadığı yerdir."
“Zaten
iyi haberler genelde umudunuzu kaybetmek üzereyken gelir. Kötü haberlerin böyle
özel ayrımları yoktur.”
“Yeteri
kadar fokuslanırsanız istediğiniz her şey olur,” diyenlere aldırmayın siz.
Biteviye çabalamanız gerekir. Çoğu zaman çabalasanız da olmaz gerçi ama
şimdilik bunu görmezden gelelim. Dayanabilmek için birtakım şeyleri görmezden
gelmek zorundayız. Fokuslanmakmış. Laflara bak.
“Yıldızlar
aslında nedir size söyleyeyim: Yıldızlar, acıdan delirmiş insanların gökyüzüne
sıktıkları kurşunlarını açtığı deliklerdir. Bilim adamları sürekli yenilerini
keşfettiklerini söylüyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yok. Yukarısı bir gün
dümdüz olacak.”
“Aslında
hepimiz biraz ölüyüz, sadece vücudumuz henüz mezara girecek kadar soğumadı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder