9 Mart 2025 Pazar

BELKİ BİR GÜN UÇARIZ

 












KÜNYE

Kitap Adı: Belki Bir Gün Uçarız

Yazarı: Aylin Balboa

Basım: İletişim Yayınları – sesli kitap

Sayfa: 148

Tür: Öykü


İNCELEME:

Belki Bir Gün Uçarız / Aylin Balboa

Yazardan okuduğum ilk kitap ‘Bu Hikaye Senden Uzun Osman’dı. O trajikomik üslubunu çok sevmiştim. Dram içinde mizah, komedi içinde hüzün. Bu kitapta ise dram daha ağırlıkta. Kara mizah mı demeli bilmiyorum ama karası yoğun bu sefer. Çünkü mevzu ağır.

Aylin Hanım abisinin geçirdiği bir kazanın ardından, yoğun bakım ve vefat sürecinden sonra kaleme alıyor bu kitabı. Yaşanmışlık hissiyatı çok yoğun, buram buram yüreğe dokunuyor. Zaten yaşamamış olanın böylesi anlatabileceği bir konu değil mevzu.

“Sonra işte çok özledim. Özlemekten kalbim ağrıdı. Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler çok çirkin ve silahlı. İnsanın doğrudan canına nişan alıyor.”

İsimsiz kadın karakterimiz. Motor kazası geçiren ve komaya giren bir abi. Bir babanın vefatı.  Bir aşkın vedası. Özlem, ayrılık, ölüm, yas, depresyon, isyan, kopuş, kendini buluş. Birbirlerine görünmez iplerle bağlı kısa kısa öyküler. Belki de anlatılar demek daha doğru olur. Histerik bir iç döküş sanki.

"Çaresizlik mi diyorsunuz? Bizim en büyük çaresizliğimiz, aklımızın hala başımızda olması."

Yazarın ilk kitabıymış. Her ne kadar aralara serpiştirilmiş mizahi anlatılar olsa da, kendi hayatından yansıyan trajik durumdan ötürü sanırım, bu kitapta dili daha kırgın, daha hüzünlü, daha öfkeli. Yakın zamanda yas süreci yaşayanlar için okuması ağır olabilir. Ben yine hayranlıkla, arada tebessümle ama çokça gözlerime yansıyan hüzünle okudum. İzafiyet ve Tımarhane Notları bölümleri benim en etkilendiğim, Serengeti ise Gezi olaylarına verdiği selam ile en alkış tuttuğum öyküler oldu. Ateş Sönene Kadar kitabını da okumak istiyorum mutlaka.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

"...takvimlere bakarak tayin edilen zaman sadece buz gibi bir matematiktir. Oysa özlemekler sayılmaz. Özlemekler bilhassa yalnız kaldığınızda gelir suratınıza kürekle vurur."

 

"Olmayınca olmuyor işte. Hayat zaten işlerin hiç de umduğunuz gibi olmadığı yerdir."

 

“Zaten iyi haberler genelde umudunuzu kaybetmek üzereyken gelir. Kötü haberlerin böyle özel ayrımları yoktur.”

 

“Yeteri kadar fokuslanırsanız istediğiniz her şey olur,” diyenlere aldırmayın siz. Biteviye çabalamanız gerekir. Çoğu zaman çabalasanız da olmaz gerçi ama şimdilik bunu görmezden gelelim. Dayanabilmek için birtakım şeyleri görmezden gelmek zorundayız. Fokuslanmakmış. Laflara bak.

 

“Yıldızlar aslında nedir size söyleyeyim: Yıldızlar, acıdan delirmiş insanların gökyüzüne sıktıkları kurşunlarını açtığı deliklerdir. Bilim adamları sürekli yenilerini keşfettiklerini söylüyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yok. Yukarısı bir gün dümdüz olacak.”

 

“Aslında hepimiz biraz ölüyüz, sadece vücudumuz henüz mezara girecek kadar soğumadı.”

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder