9 Mayıs 2024 Perşembe

AĞAÇLARIN GİZLİ YAŞAMI

 












KÜNYE

Kitap Adı: Ağaçların Gizli Yaşamı

Yazarı: Peter Wohlleben

Basım: Doğan Kitap– 1.Basım- 2024

Sayfa: 200

Tür: Araştırma- İnceleme


İNCELEME:

Almanya’da bir eyalette Orman Müdürlüğünde 20 yıldan fazla ormancı olarak çalışmış ve şu an Orman Akademisinde doğa dostu yöntemlerle orman idaresi öğreten Peter Wohllben’ın bilimsel araştırmalara dayanarak hazırladığı Ağaçların Gizli Yaşamı ağaçların gizli dünyasından keşifler sunuyor.

Ağaçlar… Ne Hissederler, Nasıl İletişim Kurarlar? Ağaçlar sosyal varlıklar mı? Ağaçlar nasıl yaşarlar? Acı hissederler mi ya da çevrelerini farkındalar mı?

Ağaçların aileler gibi çocuklarıyla yaşadıklarını, onlarla haberleştiklerini, hasta olanlarla besin kaynaklarını paylaşarak onları desteklediklerini ve hatta yaklaşan tehlikeler konusunda onları uyardıklarını biliyor muydunuz?

Öyleyse birbirleriyle nasıl iletişim kuruyorlar? Koku iletimi, elektrik sinyalleri ve kimyasallar ile tat duyusu birbirlerini korumalarında ne kadar etken? Ya ses iletişimi? Ağaçlar su iletimi kesildiğinde su çığlıkları mı atıyorlar?

Kökleri ve dallarının kaplayacakları alanlar adına arkadaş ağaçlar birbirlerine saygı mı duyuyorlar? Kök uçlarındaki mantarsı ağlar ile insanoğlundan çok daha önce mi bir internet şebekesi (wood wide web) kurmuşlar? Orman alanlarında koloniler kurup birbirlerine kaynak yardımı mı yapıyorlar? Öyleyse asosyal ağaçlar sağır ve dilsiz mi? Peki ya şehirlerdeki yalnız ağaçlar neler yaşıyor? Kökleri ile sıkıştıkları beton alanlarda mutlular mı?

Ahir ağaçların dik fertleri için münasip görüntü ve kabul edilebilir davranış şekilleri neler? Ağaçlar için de bir adab el kılavuzu mu mevcut? Ağaçların biçimlenmelerinde doğal şartların etkileri neler?

Anne ağaç genç yavrusunu nasıl yetiştirir? Genç fide yetişkin olana dek hangi koşullarla sınanır? Kesilmiş bir ağaçtan(çotuk) filizlenen yeni ağaç kaç yaşındadır? Bir çotuk hala bir ağaç mıdır?

Ağaçların karbon emilimindeki önemi nedir? İklim değişikliğine karşı mücadele de genç ağaçlar mı yaşlı ağaçlar mı daha güçlü müttefikimiz? Orman ekosisteminin su dengesine etkisi nedir?

Ağaçlar zararlı haşere ve hayvanlara karşı nasıl savunma yaparlar? Ağaçlarda yerleşen ve onlardan beslenen canlılar neler? Bir yaşam alanı olarak ağaçların önemi? Ölü bir ağaç gövdesinin orman ekosistemindeki önemi nedir?

Bitkiler düşünebiliyorsa bu bilişsel merkez nerede? Ağaçlarda zaman algısı nelere bağlı?

Yangın ormanların gerçeği mi? İnsanların yangın söndürme pratiği ormanların yangına tepkisini değiştiriyor mu?

Büyüme, gelişme, üreme, savunma, yardımlaşma, iletişim, rekabet, dinlenme, yaşlanma, ölüm süreçleri nasıl işliyor? Ağaçlar hakkında birçok şey öğreneceğiniz, bir ormanda ya da bahçede yürürken doğaya farklı bir gözle bakmanızı sağlayacak bir kitap. Bir biyolog olarak birçok bilgiye aşina olsam da kitabı okumak ve ağaçların sosyal dünyasına dair bilgiler okumak keyifliydi. Yazarın da anlatımını bitirdiği cümle ile yorumumu sonlandırayım:  "Ancak ağaçları anlayabilen bir insan onları koruyabilir."

 


KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“Ağaçların acıyı hissedebildiğini, hafızaları olduğunu ve ebeveyn ağaçların çocuklarıyla birlikte yaşadığını öğrendiğinizde, artık onları makinelerle kesip hayatlarını alt üst edemiyorsunuz.”

 

“Bitki ve hayvan arasındaki ayrım ne de olsa keyfekederdir ve bir organizmanın kendini besleyiş yöntemine bağlıdır; bitkiler fotosentez yapar ve hayvanlar diğer canlıları yer. Nihayetinde, diğer tek büyük fark, bilgi işlemenin ve bunu harekete dökmenin aldığı zamandır. Bu, illa, hayatı yavaş şeritte yaşayanların hızlı şeritte yaşayanlardan daha az değerli olduğu anlamına mı gelir? Bazen düşünüyorum da, hayvanlara birçok yönden ne kadar benzediklerini şüphe götürmez biçimde tesis etsek,, ağaçlara ve diğer bitkilere daha çok özen gösterirdik.”

 

“Ancak ağaçlar için sadece maddi sebeplerden ötürü endişelenmemeliyiz, onları aynı zamanda bize sundukları küçük bilmeceler ve mucizeler için de önemsemeliyiz. Ağaçların kanopi örtüsünün altında günlük dramlar ve etkileyici aşk hikayeleri yaşanmaktadır. Doğanın ayakta kalan son parçası, yaşanacak maceralar ve keşfedilecek sırlarla birlikte kapımızın hemen önündedir. Kim bilir, belki bir gün ağaçların dili nihayet çözülecek ve bizlere daha fazla muhteşem hikaye için hammadde vereceklerdir. O zamana kadar, bir dahaki sefere ormanda yürüyüş yaptığınızda, hayal gücünüze tam kontrol verin; ne de olsa çoğu durumda, hayal ettiğiniz şey, gerçeklikten o kadar da uzak değildir!”

 

“Peki ama ağaçlar neden böylesine sosyal bir varlıklardır? Neden kendi türleriyle gıda paylaşır hatta bazen rakiplerini bile besleyecek kadar ileri giderler? Bunun sebepleri, insan toplulukları için geçerli olanlarla aynıdır: birlikte çalışmanın faydaları vardır.(…) Eğer her ağaç yalnızca kendisine dikkat etseydi, pek çoğu ileri yaşını göremezdi."

 

Ancak ağaçları yanlış anlamamızın esas sebebi aşırı derecede yavaş olmalarıdır. Çocukluk ve gençlikleri bizimkilerden on kat daha uzundur. Yaşam süreleri bizimkinin en az beş katıdır. Yaprak açmak ya da yeni dal çıkarmak gibi aktif hareketler haftalar, hatta aylar sürer. Bu yüzden ağaçlar bize durağan varlıklar gibi gelir…

 

“Çiçeklerin biçim ve renkleri de bir işarettir. Onlar bir nevi, ağaç örtüsünün genel yeşilliğinde öne fırlayan ve yemeğe giden yolu gösteren reklam tabelaları gibidirler.”

 

“’Bir zincir en fazla en zayıf halkası kadar güçlüdür.’ Bu eski zanaatkâr deyişini ağaçlar bulmuş olabilir. Bunu içgüdüsel olarak bildikleri için de, birbirlerine yardımcı olmakta hiç tereddüt etmezler.”

 

“Bütün türler hayatta kalmak ister ve ihtiyacı olan şeyi diğerlerinden alır. Hepsi de gaddardır ve her şeyin çökmemesinin tek sebebi, hakkı olandan fazlasını talep edenlere karşı korumaların mevcut oluşudur.”

 

“Ancak ormana hizmet ölümle son bulmaz. Çürüyen kadavra (ağaç), yüzlerce yıl boyunca ekosistemde önemli bir rol oynamaya devam eder.”

 

“Eğer bir ağaçsanız, yavaş büyümek uzun yaşamanın anahtarıdır.”

 

“Hasta ağaçlar cerahatli, nemli yaralar da çıkarabilir. Bakteriler bu rutubetli bölgelere dalıp siyah lekeler bırakırlar. Yani derinin, ruhun (ya da sağlığın) aynası olması, insanlara özgü değildir.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder