26 Mart 2024 Salı

HOMO DEUS : YARININ KISA BİR TARİHİ

 












KÜNYE

Kitap Adı: Homo Deus – Yarının Kısa Bir Tarihi

Yazarı: Yuval Noah Harari

Basım: Kolektif Kitap – 1.Basım- 2016

Sayfa: 415

Tür: Bilim, Araştırma


İNCELEME:

Homo Deus – Yarının Kısa Bir Tarihi | Yuval Noah Harari

Harari, Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatmıştı. Homo Deus ise insanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallığın peşindeki yolculuğunu, bambaşka bir tür olan Homo Deus’a (Tanrı İnsan) evrildiğimiz yarınımızı, dikkat çekici öngürüler ile kurguluyor. Kitap açılış bölümü ve 3 kısımdan oluşuyor.

1.Kısım:Homo Sapiens Dünyayı Fethediyor: İnsan neden kendisinin bir hayvan türü olduğu gerçeğini unutmak için elinden geleni yapıyor? Tanrısallığa oynarken nerden geldiğimizi hatırlamak önem arzediyor. Hayvan-insan ilişkisi neden önemli? Gelecekte süperzeki syborgler, sıradan insana nasıl davranacak dersiniz? İnsanın daha az zeki hayvan akrabalarına nasıl davrandığına bakmak ipucu verir mi? 21.yy.a hükmedecek algoritma kavramı nedir ve duygularla ilişkisi nedir?

2.Kısım:Homo Sapiens Dünyayı Anlamlandırıyor: İnsanlar nasıl bir dünya yarattı? Dünyayı kontrol etmenin ötesinde insanlar kendi anlamlandırdıkları dünyaya nasıl inanmaya başladılar? Homo Sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü ve insanların tüm anlam ve gücün odağı olduğunu iddia eden hümanist öğretiye inandı?

3.Kısım: Homo Sapiens Kontrolü Kaybediyor: İnsanlar dünyayı yönetmeye devam edebilir mi? Hümanizmin yerine getirmeye çabaladığı girişimler neden kendi sonunu getirebilir? Ölümsüzlük, mutluluk ve ilahilik arayışımız insanlığa duyduğumuz temel inancı nasıl sarsabilir? Karmaşık insan zihnini tamemen çözmeyi başaramamışken, zihin sürümünü yükseltmek için yapılacak girişimler bir felaketle sonuçlanabilir mi? Biyoteknoloji ve yapay zeka hümanizmi nasıl tehdit ediyor? İnsan türünü kim devralacak, hümanizmin yerini ne alabilir?

İnsanın anlamlandırdığı dünyada ideolojiler (kapitalizm,komünizm,liberalizm vb.) ve dinler nasıl gelişti, birbirleriyle ilişkileri nasıl şekillendi? 19 yy.da Hümanizm nasıl baskın öğreti haline geldi? Hümanizmin yükselmesi düşünce merkezini Tanrı’dan Homo sapiens’e nasıl çevirdi? Ancak teknolojik gelişmelerle Hümanizm de geçerliliğini yitiriyor. 21.yy.da geleceğin dini ne olacak? “Yükselen en ilginç din, ne tanrılara ne de insana tapıyor, sadece veriye tapıyor: Dataizm dini”

Harari’nin kitabın sonunda aklımızda kalmasını umduğu 3 önemli soru ise şöyle;

1. Organizmalar birer algoritmadan, yaşam da veri işlemeden mi ibarettir?

2. Zeka mı daha değerlidir yoksa bilinç mi?

3. Bilinci olmayan ama yüksek zekalı algoritmalar bizi bizden daha iyi bilecek duruma geldiğinde toplum, siyaset ve gündelik hayat ne olacak, neye benzeyecek?

Yakın geçmişimizi, bugünümüzü insanlık tarihi açısından ele alan ve özellikle insanın geleceğine ışık tutan senaryoları irdeleyen ufuk açıcı bir kitap. Zamana yayarak, irdeleyerek okumakta fayda var. Üçüncü kitap 21.yüzyıl 21 ders beni bekler.

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“En önemli mesele, insan türünü ve gezegeni bir bütün olarak kendi gücümüzden korumak olacaktır?”

 

“Biz ölümlüler, hayatlarımızın bir gün sona ereceğini bilerek alıyoruz günlük riskleri... Halbuki ebediyete kadar yaşayacağınıza inandığınızda, böyle bir sonsuzluğu riske atmak için deli olmanız gerekir.”

 

“Tarihsel bilginin çelişkisi budur. Davranışı değiştirmeyen bilgi işe yaramaz, ama davranışı çok hızlı değiştiren bilgi de hızla bağlamını yitirir.”

 

“21. yüzyılda ilerleme trenine yetişenler, yaratmanın ve yok etmenin ilahi kudretini elde ederken, geride kalanlar yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacaklar.”

 

“Modern bilimin ve sanayinin gelişmesi insan ve hayvan ilişkisindeki yeni dönüm noktalarında şekillendirdi. Tarım devrimi boyunca insan türü hayvanları ve bitkileri susturarak animist Senfoni insan ve tanrı arasındaki bir diyaloğa dönüştürdü. Bilimsel Devrim sırasında ise insan türü tanrıları da susturdu. Dünya artık insanı yönettiği tek kişilik bir gösteri.”

 

“Dünyayı ele geçirmemizi sağlayan en can alıcı özellik, birçok insanı bir araya getirip birbirleri ile iletişim kurmalarını sağlayabilmekti. İnsan bir şempanzeden ya da kurttan bireysel olarak çok daha zeki olduğu ya da becerikli parmakları var diye değil, Homo Sapiens kalabalık gruplarla bile esnek işbirliği yapabilen tek tür olduğu için dünyaya hükmediyor.”

 

"Din her şeyin ötesinde düzen ister. Sosyal bir yapı kurmayı ve bunu sürdürmeyi amaçlar. Bilimse her şeyden önce güç kazanmakla ilgilenir. Araştırmalarıyla hastalıkları iyileştirme, savaşlar kazanma ve besin yaratma gücü edinebilmeyi amaçlar. Tekil olarak biliminsanları ve rahipler hakikate çok kıymet veriyor olabilirler ama toplumsal kurum olarak bilim ve din, düzen ve gücü hakikate tercih eder."

 

“Her şeye muktedir olma ihtimalimiz çok yakın, neredeyse parmaklarımızın ucunda, ancak tam altımızda hiçlikten meydana gelen dipsiz bir uçurum uzanıyor. Anlamdan yoksun bir evrende, güç peşinde, bitmek tükenmek bilmeyen bir koşudur aslında modern yaşam.”

 

“Elitler ve Hükümetler ekonomik olarak fayda sağlamadıklarında da insanlara değer vermeye devam edecekler mi? (…) çok önemli bir devrimin eşiğindeyiz. İnsanlar ekonomik değerlerini yitirmek üzereler çünkü zeka bilinçten ayrılıyor.”

 

“İnsanları tanrı mertebesine yükseltmek muhtemelen üç şekilde ilerleyebilir: Biyoloji mühendisliği, siborg mühendisliği ve organik olmayan varlıkların mühendisliği.”

 

“DATAİZM, EVRENİN VERİ AKIŞINDAN meydana geldiğini ve her olgunun ya da varlığın değerinin veri işleme sürecine yaptığı katkıyla belirlendiğini öne sürer.”

 

“Hümanizm, "Duygularınıza kulak verin!" diye buyuruyordu, Dataizm ise Algoritmaları dinleyin!" diye emrediyor.”

 

“Kendi içinde değerlendirildiğinde, insan deneyimlerinin kurtların ya da fillerinkinden üstün hiçbir yanı yoktur. (…) Kıymetimiz deneyim sahibi olmakla değil, bu deneyimleri serbest hareket edebilen verilere dönüştürebilme kapasitemizle belirleniyor.”

 

“…insan türünü gelecekte tehlikeye atacak büyük salgınların, acımasız bir ideolojinin takipçisi insanların bizzat kendi elinden çıkması işten bile değil. insan evladı­nın doğal salgınlar karşısında çaresiz kaldığı çağ, muhtemelen sona erdi. ne var ki o günleri mumla arayabiliriz.”

 

“terör, güce gerçekten sahip olmayanların benimsediği bir zayıflık stratejisidir (…)Terör büyük bir zücaciye dükkanını dağıtmaya niyetli bir sineğe benzer. Sinek güçsüzdür, tek başına bir fincanı bile hareket ettiremez. Bu yüzden kendine bir boğa bulur, kulağına girer ve vızıldanmaya başlar. Boğa korku ve öfkeyle çıldırıp dükkanı altüst eder. Geçtiğimiz on yılda Orta Doğu’nun başına gelen de bundan ibaret.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder