KÜNYE
Kitap Adı:
Kardeşimin Hikayesi
Yazarı: Zülfü
Livaneli
Basım: İnkilap
Kitapevi - 2021
Sayfa: 276
Tür: Roman
İNCELEME:
Zülfü
Livaneli tarafından kaleme alınmış Kardeşimin Hikâyesi isimli roman bir
polisiye-gizem romanı gibi başlasa da psikolojik öğelerin ağır bastığı bir aşk
hikayesine evriliyor. Roman Podima köyü, İstanbul, Moskova ve Minsk
şehirlerinde geçiyor.
Ahmet
Arslan olarak kendini tanıtan karakterimiz çocukken ailesinin bir kazada
kaybetmiş, yakın zamanda Karadeniz’in sessiz bir kasabası olan Podimaya
yerleşmiş, duvarları kitaplıklarla kaplı bir evde, bahçesinde Kerberos ismini
verdiği köpeğiyle yaşayan, duyguları körelmiş 50 yaşlarında emekli bir inşaat
mühendisidir. Aynı zamanda dokunma fobisine sahiptir. Sarılma ihtiyacını kendi
tasarladığı sevgili ismini verdiği kucaklama makinası ile giderir. Ayrıca ev
işlerini gören Hatice Hanım’ın zihinsel engelli oğlu Muharrem’e ders
vermektedir.
Bir
gün ailecek görüştükleri komşularının evinde bir cinayet işlenir ve arkadaşı
Arzu Kahraman öldürülür. Cinayet soruşturması başlar. Bölgeye akın eden
gazetecilerden biri olayla ilgili bilgi almak için Ahmet Bey’in peşini
bırakmaz.
Soru-cevaplarla
geçen bir sürenin sonunda bu sefer Ahmet kızın yanından ayrılmamasını sağlamak
için ona muhteşem bir hikâye anlatacağını vadeder. Gazeteci kıza ikiz kardeşi
Mehmet’in İstanbul’dan Rusya’ya uzanan aşk ve kayboluş hikâyesini anlatmaya
başlar. Ahmet hikâyeyi sürekli duraksayarak ve erteleyerek anlatsa da
Olga-Ludmilla-Mehmet üçgeninde yaşananlar kızın da dikkatini çeker.
Soruşturma
devam ederken Ahmet köpeğinin kulübesinin yanında Arzu’nun kolyesini bulur ve
zihninde her şey çözülür. Tüm süreci anlatan 253 sayfalık notlar (roman) ile
birlikte cinayeti işleyen kişi hakkında savcılığa bir mektup bırakır.
Romanın
sonundaki Karar kısmında ise Mahkeme tutanağı şeklinde hazırlanan resmi bir
yazı verilmiş. Herşeyin aydınlandığı bu kısım okuyucuyu ters köşe yapacak bir
son oluşturuyor. ‘Katil Kim?’ in de ötesinde sorulacak sorularla
karşılaşıyoruz.
Duygular
olmadan nasıl yaşanır?
Karasevda
bir insana neler yapar?
Acaba
hangi kardeşin hikâyesini okuduk biz?
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Evet,
insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı.”
"Aşk
dünyadaki en tehlikeli, en öldürücü duygudur"
“Ama
inan bana, insanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür.”
“İnsanı
sadece biyolojik bir varlık olarak göremediğimiz, onun varoluşuna çeşitli yüce
anlamlar yüklediğimiz için, gövdeden akan kanın, can denilen şeyi çekip
almasını, dolayısıyla o kişinin “ölmüş” olmasını bir türlü kavrayamadığımızı
düşünüyorum.”
“İnsanın
biyolojik fonksiyonlarına aşırı bir anlamı yükleme çabası içindeyiz. Çünkü
hiçlik zor geliyor.”
“Karasevda,
gözleri bağlı olarak bir uçurumun kıyısında yürümek değil miydi? Birine
sevdalanmak, donmuş bir gölde, nerede ve ne zaman kırılacağını bilmene imkân
olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor muydu?”
“Kimse
kimseyi bilemez. Çünkü herkesin anlattıklarının bir kısmı kurgudur, kiminde
daha az, kiminde daha çok.”
"Peki
sizin ayrıcalığınız ne?" "Çok basit. Okumak sadece okumak. Okuyan
insan, dünyanın aklına yaslar sırtını."
“İnsanın
kaderini bilmesinden daha korkunç ne olabilir? Herkes öleceği günü saati
bilseydi, geriye sayım ne kadar zor olurdu.”
“Zamanı
bilmek, kavramak ne kadar önemli bir şeymiş meğer. Zaman kavramın kayboldu mu,
içindeki temel gerçeğe, uygarlığın çeşitli yöntemlerle değiştirmeye çalıştığı,
yücelttiği halde içinde durmakta olan gerçek kimliğine, yani hayvan oluşa doğru
adım adım alçalıyorsun.”