KÜNYE
Kitap Adı:
Işıklar Ülkesi
Yazarı: Andres
Barba
Basım: Notos
Kitap Yayınları– 3.Basım- 2024
Sayfa: 149
Tür: Roman
İNCELEME:
Işıklar
Ülkesi / Andres Barba
Anlatıcımız
eşinin memleketi San Cristobal’e sosyal hizmet uzmanı olarak atanır. Orta ve
alt sosyoekonomik sınıfta insanların yaşadığı, sakin, kırsal bir kasaba burası.
Birden yaşları 9-13 arasında, nerden geldiği bilinmeyen çocuklar türer bölgede.
Bir liderleri yoktur, birlikte takılmaz daha çok 4-5 kişilik gruplar halinde
görünürler. Başlarda kendi halinde gezinen, oyun oynayan, kendi içlerinde
tartışır görünen bu çocukları kimse sorgulamaz. Görmezden gelirler. Kendi aralarında
konuştukları özel dili de zaten kimse anlamamaktadır. Önce küçük hırsızlıklar,
gasplar başlar, sonra küçük saldırılar. Toplumsal düzene tehdit olarak görülmeye
başlansalar da yetkili kimse somut bir eylemde bulunmaz.
Ve
sonunda yılan, bana dokunmayan bin yaşasıncı ahaliye şiddetle dokunur. Dakota
Süpermarketi olayı ile Otuz İkiler adı verilen bu sokak çocukları cana
kastederler. 2 ölü, 3 yaralı. Ormana kaçar ve izlerini kaybettirirler. Ancak
olaylar bununla kalmaz. Kasabalıların kendi çocuklarının tepkileri önce
değişmeye sonra da birer birer kaybolmaya başlarlar. Otuz İkilerin etkisi kasaba
çocuklarını sarmıştır. Artık kasabada halk ile yöneticiler arasında bir kaos başlar.
Sonrasında ise bir çocuk avı organize edilir.
Otuz
İkilerin hazin sonu kitabın başlarında okuyucuya verilen bir bilgi ancak bunun
nerede, ne zaman ve nasıl olduğunu merak ederek okuyorsunuz. Kendilerine bir
sosyal düzen yaratmış bu çocukların hikayesi bana biraz Sineklerin Tanrısı kitabını
hatırlattı. Kitabın adı ise çocukların kendilerine ışık yansımalarıyla
yarattıkları dünyadan geliyor, okuyanlar anlayacaktır.
Bizden
değil diye ötekileştirilen, görmezden gelinen çocuklar üzerinden bir toplum
eleştirisinde bulunurken, şiddete başvurup kaos yaratan aynı çocuklar üzerinden
çocuk masumiyeti mitini sorguluyorsunuz. Hem çocuk hem yetişkinlerin kurduğu düzen
üzerinden medeniyeti, suçu, masumiyeti, şiddeti, toplumsal düzenin oluşum
koşulları ve basamaklarını, insanın karanlık taraflarını düşünmenizi sağlıyor.
Severek ve özellikle sonunu burkularak okudum. Tavsiye ederim.
“Çocuklar
için dünya, çoğu zaman sevgi dolu olsalar da kurallar koymaktan vazgeçmeyen
yetişkin gözetmenlerle dolu bir müzedir. Her şey yekparedir, her şey onlardan
önce, hatta ezelden beridir vardır. Karşılığında sevgi alabilmek için masum
olduklarına dair miti yaşatmak zorundadırlar. Masum olmaları yetmez, bunu
göstermeleri de gerekir.”
"İnsan,
gezegenlerden atomlara kadar anlayamadığı ne varsa sistematik olarak
insanileştiriyor."
“Aklıselim
yaradılışlı insanların deliliğinden daha tehlikelisi yoktur. Şiddete
eğilimlilerden onları ayıran, ümitsiz ve radikal olmalarıdır.”
“Ölüler
terk ederek bize ihanet ediyor olabilir ancak biz de yaşayarak onlara ihanet
ediyoruz.”
“Kimi
zaman insan ruhunun derinliklerine inmek için çok güçlü bir denizaltına binmek
gerektiğine inanırsın, ama sonra bir de bakmışsın ki dalgıç kıyafetleriyle evin
küvetine dalmaya çalışıyorsun.”