25 Eylül 2023 Pazartesi

KARDEŞİNİ DOĞURMAK

 










KÜNYE

Kitap Adı: Kardeşini Doğurmak

Yazarı: Büşra Sanay

Basım: Doğan Kitap– 29.Basım- 2023

Sayfa: 370

Tür: Araştırma- İnceleme, Sosyoloji


İNCELEME:

Türkiye’de Ensest Gerçeği

Haber spikeri Büşra Sanay insanlığın en karanlık noktasına büyük bir cesaretle eğiliyor. Konu Ensest. Yıllarca süren titiz bir çalışma ile ensest mağdurlarından ailelere, sosyologlardan ilahiyatçılara, hukukçulardan eğitimcilere, psikologlardan adli tıpçılara kadar her kesimden insanla konuşarak Türkiye'nin ensest tablosunu ortaya çıkarmış. Kitabın sonunda ayrıca Türkiye’nin 7 bölgesinden 21 üniversitenin öğrencileri üzerinde enseste yönelik algı, bilgi ve farkındalığı ölçmek için yapılmış bir anket çalışması da mevcut.

Öncelikle psikolojik olarak çok ağır ve sarsıcı bir kitap olduğunu belirtmeliyim. Psikolojik açıdan hassas dönemde olan ya da özellikle bu konuda yaralanmış kişilerin okuması yönünde baskı yapmak doğru olmayacaktır belki. Ancak ebeveynlerin, eğitmenlerin, bir çocuğun sorumluluğunu taşıyan herkesin okumasını ve bu bilinci edinmesini şiddetle öneriyorum. Okuması çok zor bir kitap doğru, o nedenle doğru zamanı siz seçin ancak okuyun. Çok ağır ve acı dolu bir konu, kan donduran ifadeler mevcut olsa da tüm bunlar yaşanmışlıklar. Ve biz arkamızı döndüğümüzde, gözümüzü kapattığımızda ne yazık ki yok olmuyorlar. Bizim ‘Ben okuyamam, dayanamam’ dediğimiz bu konuyu birileri bir yerlerde bir travma olarak belki tekrar tekrar yaşıyor.

Bazı yetkili makamların ne acıdır ki “Bu ülke Müslüman ülkedir, ensest olmaz” savunması sadece olayları görmezden gelmek. Adli istatistikler ve Sağlık Bakanlığı raporlarından bunun bir ‘gerçek’ olduğu aşikar. Kabullenmek, mağdurları dinlemek, korumak, sanıkların gerekli cezayı almasını sağlamak ve mücadele etmek zorundayız.  Mücadelenin yolu ise farkındalık oluşturmak, bilinçlenmek, hem çocukları hem yetişkinleri eğitmek. Ve maalesef ki toplum olarak ensest, cinsel istismar gibi konular da bilgimiz çok yetersiz.


Kitapta nelere cevap buluyoruz:

Ensest nedir? Pedofili ile farkı nedir?

Ensest bir hastalık mı yoksa adli bir suç mu?

Ailelerin eğitim düzeyi, sosyokültürel düzeyi, ekonomik düzeyi ile ensest görülme sıklığı arasında bir bağ var mı?

Hangi etkenler daha fazla ortaya çıkmasına sebep oluyor?

Olay yaşandığı andan itibaren ne yapılması gerekir, bunu öğrenen kişi nereye başvurmalı?

Adli Tıp boyutunda hangi işlemler yapılır? Polis ve savcılar nasıl ifade alır?

Psikologlar mağdur ve sanıkların ruh halini nasıl analiz ediyor?

Ensest mağduru hayata entegrasyonunu tekrar nasıl sağlıyor ya da sağlayabiliyor mu?

Travmayı atlatma sürecinde nasıl bir ruh hali yaşıyor?

Mağdur bunu kimselere neden anlatamıyor?

İstismara karşı korumak için çocuklarımıza neleri öğretmeliyiz?

 

Kimi zaman öfkeyle kimi zaman duygu seliyle okuduğum ve zihnime kazınan o ifadelerden bazıları ise şöyle:

 

Baba İfadeleri:

“Biraz daha dayan, ne olacak ki?” (Baba oğluna)

“Hâkim bey, bahçenize diktiğiniz ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?"

“Benimle olmasaydı, zaten biriyle yaşayacaktı bunu. Önce benimle deneyimledi."

“Ben yabancı değilim, babasıyım, ne var?”

 

Anne İfadeleri:

“Babanın ihtiyacını gider, ne olur, bak bize zarar verecek.”(Anne kızına)

“Abindir ne olur, evlenene kadar yapmak zorundasın” (anne kızına)

"Kocamı aldı elimden, kendisi tahrik edici davranışlarda bulunmasaydı bu olmazdı”

 

Mağdur Çocuk İfadeleri:

“Ben çilekli süt istiyorum. İneğin sütünü istiyorum… Pipi sütü istemiyorum!” (4 yaş)

"Babalar böyle sever sanırdım"

“Ben şimdi kime güveneceğim”

“Ben şimdi ne yapayım, insanın babası bunu yapar mı kızına, ailem yok artık benim, ölmek istiyorum.”

 

Gerçekleri yüzümüze tokat gibi çarpan, okuduktan sonra bir daha aynı siz olamayacağınız bir kitap. Öğrendiklerinizle geçmiş zamanları, arkadaş, aile ve dost çevrenizi tekrar gözünüzün önüne getirtecek, yer yer sorgulatacak, belki çevrenize karamsar bir gözle bakmanıza neden olabilecek bir çalışma. Ama hata olan tozpembe bir dünyada yaşadığımızı sanmak olur sanıyorum. Bu çocukları görmek, duymak ve sesi olmak zorundayız. Unutmamak gerekir ki: “Bilgi ve dikkat her şeyi değiştirebilir.”

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“Kulak tıka­mak çözüm değil, yetişkinlerin zikretmesi bile zorken düşünün ki küçücük bedenler bu yükü taşıyor. Bunu kabul etmemek onlara ihanettir, bu çok açık.”

 

“Oysa ensesti daha görünür, konuşulur kılmak caydırıcılık sağlayabilir.(…) Dolayısıyla bütün bunların açıkça konuşuluyor olması gerekir. Çünkü sustukça artar, sustukça kanar, sustukça mikrop tüm vücudu kaplar.”

 

“Duyarsızlık insanı fena hırpalıyor!”

 

“Benim suçum muydu çocukken büyümek zorunda kalmak?”

 

“Keşke acılar da, suçlar ve cezalar gibi zaman aşımına uğrasaydı...”

 

“Toplum sadece yaşananı ayıplamayı bilir, ben bunun önlenmesine nasıl yardımcı olabilirim diye sormaz.”

 

“Şiddetin seslerine tep­kisiz kalan komşular müzik sesine tepki gösterirler, çok gürültü var diye... Böyle bir duyarsızlığın olduğu toplumda her türlü olayın gerçekleşebileceğini düşünüyoruz.”

 

“Çocuğu korumak, sadece karnını doyurmak, onu iyi bir okula göndermek ve hasta olmamasını sağlamak değil. Annenin asıl görevi çocuğunu koruyup kollamak, dolayısıyla bilinçli olmak.”

 

“Benden gitmeyeceğine inandığım insanlar oldu. Çok yanıldım. Sen yanıldın mı böyle hiç?”

 

“Kendi evinin içindeki insana güvenmeyeceksin de kime güveneceksin? Bu kadar mı kötü oluyor insanlar diyorsun ama oluyor işte.”

 

“Çocuk çocuktur, masumdur, paktır. Çocukluğunu yaşamalıdır. Çekin kirli ellerinizi, düşüncelerinizi onların üzerinden, bir anda büyümek zorunda bırakmayın çocukları... Mağdur Etmeyin” (Büşra Sanay)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder