KÜNYE
Kitap Adı:
Kardeşini Doğurmak
Yazarı: Büşra
Sanay
Basım: Doğan
Kitap– 29.Basım- 2023
Sayfa: 370
Tür: Araştırma-
İnceleme, Sosyoloji
İNCELEME:
Türkiye’de
Ensest Gerçeği
Haber
spikeri Büşra Sanay insanlığın en karanlık noktasına büyük bir cesaretle
eğiliyor. Konu Ensest. Yıllarca süren titiz bir çalışma ile ensest
mağdurlarından ailelere, sosyologlardan ilahiyatçılara, hukukçulardan eğitimcilere,
psikologlardan adli tıpçılara kadar her kesimden insanla konuşarak Türkiye'nin
ensest tablosunu ortaya çıkarmış. Kitabın sonunda ayrıca Türkiye’nin 7
bölgesinden 21 üniversitenin öğrencileri üzerinde enseste yönelik algı, bilgi
ve farkındalığı ölçmek için yapılmış bir anket çalışması da mevcut.
Öncelikle
psikolojik olarak çok ağır ve sarsıcı bir kitap olduğunu belirtmeliyim. Psikolojik
açıdan hassas dönemde olan ya da özellikle bu konuda yaralanmış kişilerin
okuması yönünde baskı yapmak doğru olmayacaktır belki. Ancak ebeveynlerin,
eğitmenlerin, bir çocuğun sorumluluğunu taşıyan herkesin okumasını ve bu bilinci
edinmesini şiddetle öneriyorum. Okuması çok zor bir kitap doğru, o nedenle doğru
zamanı siz seçin ancak okuyun. Çok ağır ve acı dolu bir konu, kan donduran
ifadeler mevcut olsa da tüm bunlar yaşanmışlıklar. Ve biz arkamızı
döndüğümüzde, gözümüzü kapattığımızda ne yazık ki yok olmuyorlar. Bizim ‘Ben
okuyamam, dayanamam’ dediğimiz bu konuyu birileri bir yerlerde bir travma
olarak belki tekrar tekrar yaşıyor.
Bazı
yetkili makamların ne acıdır ki “Bu ülke Müslüman ülkedir, ensest olmaz”
savunması sadece olayları görmezden gelmek. Adli istatistikler ve Sağlık Bakanlığı
raporlarından bunun bir ‘gerçek’ olduğu aşikar. Kabullenmek, mağdurları dinlemek,
korumak, sanıkların gerekli cezayı almasını sağlamak ve mücadele etmek
zorundayız. Mücadelenin yolu ise
farkındalık oluşturmak, bilinçlenmek, hem çocukları hem yetişkinleri eğitmek. Ve
maalesef ki toplum olarak ensest, cinsel istismar gibi konular da bilgimiz çok
yetersiz.
Kitapta
nelere cevap buluyoruz:
Ensest
nedir? Pedofili ile farkı nedir?
Ensest
bir hastalık mı yoksa adli bir suç mu?
Ailelerin
eğitim düzeyi, sosyokültürel düzeyi, ekonomik düzeyi ile ensest görülme sıklığı
arasında bir bağ var mı?
Hangi
etkenler daha fazla ortaya çıkmasına sebep oluyor?
Olay
yaşandığı andan itibaren ne yapılması gerekir, bunu öğrenen kişi nereye
başvurmalı?
Adli
Tıp boyutunda hangi işlemler yapılır? Polis ve savcılar nasıl ifade alır?
Psikologlar
mağdur ve sanıkların ruh halini nasıl analiz ediyor?
Ensest
mağduru hayata entegrasyonunu tekrar nasıl sağlıyor ya da sağlayabiliyor mu?
Travmayı
atlatma sürecinde nasıl bir ruh hali yaşıyor?
Mağdur
bunu kimselere neden anlatamıyor?
İstismara
karşı korumak için çocuklarımıza neleri öğretmeliyiz?
Kimi
zaman öfkeyle kimi zaman duygu seliyle okuduğum ve zihnime kazınan o
ifadelerden bazıları ise şöyle:
Baba
İfadeleri:
“Biraz
daha dayan, ne olacak ki?” (Baba oğluna)
“Hâkim
bey, bahçenize diktiğiniz ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?"
“Benimle
olmasaydı, zaten biriyle yaşayacaktı bunu. Önce benimle deneyimledi."
“Ben
yabancı değilim, babasıyım, ne var?”
Anne
İfadeleri:
“Babanın
ihtiyacını gider, ne olur, bak bize zarar verecek.”(Anne kızına)
“Abindir
ne olur, evlenene kadar yapmak zorundasın” (anne kızına)
"Kocamı
aldı elimden, kendisi tahrik edici davranışlarda bulunmasaydı bu olmazdı”
Mağdur
Çocuk İfadeleri:
“Ben
çilekli süt istiyorum. İneğin sütünü istiyorum… Pipi sütü istemiyorum!” (4 yaş)
"Babalar
böyle sever sanırdım"
“Ben
şimdi kime güveneceğim”
“Ben
şimdi ne yapayım, insanın babası bunu yapar mı kızına, ailem yok artık benim,
ölmek istiyorum.”
Gerçekleri
yüzümüze tokat gibi çarpan, okuduktan sonra bir daha aynı siz olamayacağınız bir
kitap. Öğrendiklerinizle geçmiş zamanları, arkadaş, aile ve dost çevrenizi
tekrar gözünüzün önüne getirtecek, yer yer sorgulatacak, belki çevrenize karamsar
bir gözle bakmanıza neden olabilecek bir çalışma. Ama hata olan tozpembe bir
dünyada yaşadığımızı sanmak olur sanıyorum. Bu çocukları görmek, duymak ve sesi
olmak zorundayız. Unutmamak gerekir ki: “Bilgi ve dikkat her şeyi değiştirebilir.”
KİTAPTAN SEVDİĞİM
ALINTILAR:
“Kulak
tıkamak çözüm değil, yetişkinlerin zikretmesi bile zorken düşünün ki küçücük
bedenler bu yükü taşıyor. Bunu kabul etmemek onlara ihanettir, bu çok açık.”
“Oysa
ensesti daha görünür, konuşulur kılmak caydırıcılık sağlayabilir.(…)
Dolayısıyla bütün bunların açıkça konuşuluyor olması gerekir. Çünkü sustukça
artar, sustukça kanar, sustukça mikrop tüm vücudu kaplar.”
“Duyarsızlık
insanı fena hırpalıyor!”
“Benim
suçum muydu çocukken büyümek zorunda kalmak?”
“Keşke
acılar da, suçlar ve cezalar gibi zaman aşımına uğrasaydı...”
“Toplum
sadece yaşananı ayıplamayı bilir, ben bunun önlenmesine nasıl yardımcı
olabilirim diye sormaz.”
“Şiddetin
seslerine tepkisiz kalan komşular müzik sesine tepki gösterirler, çok gürültü
var diye... Böyle bir duyarsızlığın olduğu toplumda her türlü olayın
gerçekleşebileceğini düşünüyoruz.”
“Çocuğu
korumak, sadece karnını doyurmak, onu iyi bir okula göndermek ve hasta
olmamasını sağlamak değil. Annenin asıl görevi çocuğunu koruyup kollamak,
dolayısıyla bilinçli olmak.”
“Benden
gitmeyeceğine inandığım insanlar oldu. Çok yanıldım. Sen yanıldın mı böyle hiç?”
“Kendi
evinin içindeki insana güvenmeyeceksin de kime güveneceksin? Bu kadar mı kötü
oluyor insanlar diyorsun ama oluyor işte.”
“Çocuk
çocuktur, masumdur, paktır. Çocukluğunu yaşamalıdır. Çekin kirli ellerinizi,
düşüncelerinizi onların üzerinden, bir anda büyümek zorunda bırakmayın
çocukları... Mağdur Etmeyin” (Büşra Sanay)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder