18 Mayıs 2023 Perşembe

BU HİKAYE SENDEN UZUN OSMAN


 










KÜNYE

Kitap Adı: Bu Hikaye Senden Uzun Osman

Yazarı: Aylin Balboa

Basım:  İletişim Yayınları – 4.Basım- 2022

Sayfa: 129

Tür: Öykü


İNCELEME:

Bu Kitap Senden Uzun Osman, Aylin Balboa’nın bir dönem Kafa Dergisinde yazdığı aylık ‘Osman’ yazılarının tekrar elden geçirilip düzenlenerek toplandığı bir kitap. Öykü olarak nitelense de aslında günlük ya da mektup tarzına daha uygun sanki.

Sevgilisinden ayrılan bir kadının bu süreçle mücadele etme hikâyesi anlatılıyor. Okuyacağınız ne bir aşk öyküsü ne de dramatik bir yas hikâyesi. Kitap ‘bir kadının kendi kendini tamir etme hikâyesi’ diye tanıtılmış arka kapakta. Biraz Aylin Bilboa’nın yaşanmışlıklarından da yansıma var gibi hissettirdi bana ama adı olmayan bir kadın karakter ağzından okuyoruz biz hikâyeyi.

Ayrılığın getirdiği yalnızlık hissiyatı, sorgulama dönemi, histeri dönemi, melankoli dönemi, kabul etme, vedalaşma, hayatla barışma, ayağa kalkma, hayata sarılma ve iyileşme halleri. En güzeli ise kendini sorgulama ve kendini bulma süreci. Tüm bu süreçlerde kaleme aldığı, Osman’a hitaben yazılmış ama Osman’ın hiç görmediği, ona hiç gönderilmeyen yazılar.

Birçok insanın hayatından böyle bir anda çekip giden bir Osman geçmiştir. Geçmediyse ne mutlu size. Geçenlerse bilir, anlatmak, konuşmak, tartışmak ister bazen insan. Hatta bir insanla bile değil çoğu zaman. Bir çiçek, bir resim, varsa kedin köpeğin yoksa karşındaki duvar ya da aynadaki senden daha iyi dinleyici yoktur. Kadın karakterimiz ise sayfalarda hesaplaşmış, aktarmış tüm hislerini. Ama ne aktarmak.

Bir o kadar gerçek ve samimi aktarımı ile içinizdeki yaşanmışlıklara dokunarak inceden yüreği sızlatıyor yalan yok. Ama daha çok düşündürüyor. Diyor ki:

"Her geçen günün bizi kendi cenazemize yaklaştırdığı bilgisini önbellekte tutunca hiçbir şey çok mühim değil."

Daha çok esprili ve tatlı dili ile tüm coşan duygularınıza rağmen yüzünüzde bir gülümseme hatta arada kahkaha ile okuduğunuz bir kitap oluveriyor. Bazen hayvanların dünyasından; bazen fizikten, biyolojiden, astronomiden; kimi zamansa dil bilim ve deyişlerden dem vuruyor.

Ben severek okudum. Sizlere de tavsiye ederim. Ve kitaptan güzel bir temenni ile de bitireyim;

“Bizi gülmek kurtaracak, biliyorsam bir bunu biliyorum başka da bir şey bilmiyorum Osman”

 

KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

"Bana kalırsa beklemek dünyadaki en acımasız şey. İnsan beklerken asla tam olarak yaşayamıyor Osman."

 

“Sana inanan tek bir kişi varsa kurtulursun, ben bunu bilir bunu söylerim. Bir kişi bile yeter insanın kara kara kuyulardan çıkmasına; gerçekten varsa yeter. Hatta sana bir sır vereyim mi, o kişi kendin bile olabilirsin Osman.”

 

"İnsan, tatile giderken ne bulduysan tıkıştırdığım bir bavul gibi. Bir kere açtıysan bir daha katiyen aynı şeyleri içine sığdıramıyorsun."

 

"Yaşlanmak mütemadi bir kaybediş ve sanırım ancak bunu kabullenebilenler tadını çıkarmanın bir yolunu buluyor. Günü gelince hepimizin altına kaçıran yamuk yumuk ihtiyarlar olacağımızı hesaba katarsak, ciddiye alacak pek bir şey kalmıyor Osman"

 

"İşleri akışına bırakayım diyorum ama Termodinamiğin ikinci yasasından çok korkuyorum. Evrende kendi halinde doğal şartlara bırakılan tüm sistemler zamanla doğru orantılı olarak düzensizliğe, dağınıklığa ve bozulmaya doğru gider, bak kapı gibi bilimsel kanıtlarla konuşuyorum."

 

"Kendimizi çok karmaşık varlıklar sanıyoruz. Çözebilmek için de karmaşık düşünceler içinde boğulup duruyoruz. Halbuki basit işte. Korkularımızın ve arzularımızın altını kısabilirsek biraz daha mutlu yaşayabiliriz Osman.’’

 

“Lütfen daha az sevgi ve biraz daha fazla saygı.” Sevginin ne olduğu herkes için bu kadar farklıyken, saygıdan daha tutulur bir dal olduğunu hiç sanmıyorum."

 

“Bir savaştan çıkmış hiç kimse, artık aynı kişi olamazmış. Kazanmak kaybetmek gibi olaylar komple yalanmış. En önemlisi, ‘Ben elimden geleni yaptım’ kadar güzel cümle yokmuş...”

 

"Sence hayat yaptıklarımız mıdır, başımıza gelenler mi? Cevapların bir anlamı varmış gibi nasıl da her şeyi sorgulayıp duruyoruz değil mi?"

 

"Kendimize 'Ben' adında bir hapishane yapmışız, bir türlü tahliye olamıyoruz Osman."

 

"Cinsellik sürüngen beyinle ilgiliyken, duygular limbik sistemde dolanır. Fakat elimizde, bizi akıl ve izana davet eden korteks gibi bilge bir kozumuz vardır. Aşk dediğimiz şey kabul etmek gerekir ki insan icadıdır. Biz icat ettik aşkı. Yerleşik düzene geçtikten sonra gelişen toplumsal kültürün biyolojiye etkisi sonucu aşık olmak üzere evrimleştik. (…) İşte bu yüzden, genlerimizin devamı için çıldıran sürüngen beynimizdeki hayvani düşünceleri, limbik sistemimizdeki duygularla olduk olmadık anlamlara bürüyüp aşık oluyor, o kişi tarafından istenmediğimizdeyse soyumuz kuruyacakmış gibi krizlere giriyoruz. (…) Aklını korteksine toplayıp sistemi reddedenlerin genleri devam etmiyor. Akıllılar ölüp gidiyor yani, hadi geçmiş olsun. Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız özetle. O yüzden dedelerimiz ve ninelerimizle aynı tuzaklara düşüyor, armut gibi aşık oluyoruz Osman."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder