KÜNYE
Kitap Adı:
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Yazarı: Aylin
Balboa
Basım: İletişim Yayınları – 4.Basım- 2022
Sayfa: 129
Tür: Öykü
İNCELEME:
Bu
Kitap Senden Uzun Osman, Aylin Balboa’nın bir dönem Kafa Dergisinde yazdığı
aylık ‘Osman’ yazılarının tekrar elden geçirilip düzenlenerek toplandığı bir
kitap. Öykü olarak nitelense de aslında günlük ya da mektup tarzına daha uygun
sanki.
Sevgilisinden
ayrılan bir kadının bu süreçle mücadele etme hikâyesi anlatılıyor. Okuyacağınız
ne bir aşk öyküsü ne de dramatik bir yas hikâyesi. Kitap ‘bir kadının kendi
kendini tamir etme hikâyesi’ diye tanıtılmış arka kapakta. Biraz Aylin
Bilboa’nın yaşanmışlıklarından da yansıma var gibi hissettirdi bana ama adı
olmayan bir kadın karakter ağzından okuyoruz biz hikâyeyi.
Ayrılığın
getirdiği yalnızlık hissiyatı, sorgulama dönemi, histeri dönemi, melankoli
dönemi, kabul etme, vedalaşma, hayatla barışma, ayağa kalkma, hayata sarılma ve
iyileşme halleri. En güzeli ise kendini sorgulama ve kendini bulma süreci. Tüm
bu süreçlerde kaleme aldığı, Osman’a hitaben yazılmış ama Osman’ın hiç
görmediği, ona hiç gönderilmeyen yazılar.
Birçok
insanın hayatından böyle bir anda çekip giden bir Osman geçmiştir. Geçmediyse
ne mutlu size. Geçenlerse bilir, anlatmak, konuşmak, tartışmak ister bazen
insan. Hatta bir insanla bile değil çoğu zaman. Bir çiçek, bir resim, varsa
kedin köpeğin yoksa karşındaki duvar ya da aynadaki senden daha iyi dinleyici
yoktur. Kadın karakterimiz ise sayfalarda hesaplaşmış, aktarmış tüm hislerini.
Ama ne aktarmak.
Bir
o kadar gerçek ve samimi aktarımı ile içinizdeki yaşanmışlıklara dokunarak
inceden yüreği sızlatıyor yalan yok. Ama daha çok düşündürüyor. Diyor ki:
"Her
geçen günün bizi kendi cenazemize yaklaştırdığı bilgisini önbellekte tutunca
hiçbir şey çok mühim değil."
Daha
çok esprili ve tatlı dili ile tüm coşan duygularınıza rağmen yüzünüzde bir
gülümseme hatta arada kahkaha ile okuduğunuz bir kitap oluveriyor. Bazen
hayvanların dünyasından; bazen fizikten, biyolojiden, astronomiden; kimi
zamansa dil bilim ve deyişlerden dem vuruyor.
Ben
severek okudum. Sizlere de tavsiye ederim. Ve kitaptan güzel bir temenni ile de
bitireyim;
“Bizi
gülmek kurtaracak, biliyorsam bir bunu biliyorum başka da bir şey bilmiyorum
Osman”
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
"Bana
kalırsa beklemek dünyadaki en acımasız şey. İnsan beklerken asla tam olarak
yaşayamıyor Osman."
“Sana
inanan tek bir kişi varsa kurtulursun, ben bunu bilir bunu söylerim. Bir kişi
bile yeter insanın kara kara kuyulardan çıkmasına; gerçekten varsa yeter. Hatta
sana bir sır vereyim mi, o kişi kendin bile olabilirsin Osman.”
"İnsan,
tatile giderken ne bulduysan tıkıştırdığım bir bavul gibi. Bir kere açtıysan
bir daha katiyen aynı şeyleri içine sığdıramıyorsun."
"Yaşlanmak
mütemadi bir kaybediş ve sanırım ancak bunu kabullenebilenler tadını çıkarmanın
bir yolunu buluyor. Günü gelince hepimizin altına kaçıran yamuk yumuk
ihtiyarlar olacağımızı hesaba katarsak, ciddiye alacak pek bir şey kalmıyor
Osman"
"İşleri
akışına bırakayım diyorum ama Termodinamiğin ikinci yasasından çok korkuyorum.
Evrende kendi halinde doğal şartlara bırakılan tüm sistemler zamanla doğru
orantılı olarak düzensizliğe, dağınıklığa ve bozulmaya doğru gider, bak kapı
gibi bilimsel kanıtlarla konuşuyorum."
"Kendimizi
çok karmaşık varlıklar sanıyoruz. Çözebilmek için de karmaşık düşünceler içinde
boğulup duruyoruz. Halbuki basit işte. Korkularımızın ve arzularımızın altını
kısabilirsek biraz daha mutlu yaşayabiliriz Osman.’’
“Lütfen
daha az sevgi ve biraz daha fazla saygı.” Sevginin ne olduğu herkes için bu
kadar farklıyken, saygıdan daha tutulur bir dal olduğunu hiç sanmıyorum."
“Bir
savaştan çıkmış hiç kimse, artık aynı kişi olamazmış. Kazanmak kaybetmek gibi
olaylar komple yalanmış. En önemlisi, ‘Ben elimden geleni yaptım’ kadar güzel
cümle yokmuş...”
"Sence
hayat yaptıklarımız mıdır, başımıza gelenler mi? Cevapların bir anlamı varmış
gibi nasıl da her şeyi sorgulayıp duruyoruz değil mi?"
"Kendimize
'Ben' adında bir hapishane yapmışız, bir türlü tahliye olamıyoruz Osman."
"Cinsellik
sürüngen beyinle ilgiliyken, duygular limbik sistemde dolanır. Fakat elimizde,
bizi akıl ve izana davet eden korteks gibi bilge bir kozumuz vardır. Aşk
dediğimiz şey kabul etmek gerekir ki insan icadıdır. Biz icat ettik aşkı.
Yerleşik düzene geçtikten sonra gelişen toplumsal kültürün biyolojiye etkisi
sonucu aşık olmak üzere evrimleştik. (…) İşte bu yüzden, genlerimizin devamı
için çıldıran sürüngen beynimizdeki hayvani düşünceleri, limbik sistemimizdeki
duygularla olduk olmadık anlamlara bürüyüp aşık oluyor, o kişi tarafından
istenmediğimizdeyse soyumuz kuruyacakmış gibi krizlere giriyoruz. (…) Aklını
korteksine toplayıp sistemi reddedenlerin genleri devam etmiyor. Akıllılar ölüp
gidiyor yani, hadi geçmiş olsun. Biz, hayatta kalan diğer kafasızların
torunlarıyız özetle. O yüzden dedelerimiz ve ninelerimizle aynı tuzaklara
düşüyor, armut gibi aşık oluyoruz Osman."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder