KÜNYE
Kitap Adı:
Veronika Ölmek İstiyor
Yazarı: Paulo
Coelho
Basım: Can
Sanat Yayınları- 64.Basım- 2020
Sayfa: 213
Tür: Roman
İNCELEME:
Başkarakterimiz
Veronika her istediğine sahip görünen, renkli bir hayat süren genç ve güzel bir
kızdır. Ancak mutlu değildir, yaşamında bir şeylerin eksik olduğunu
hissetmektedir. Yaşamın tekdüzeliği ve sıkıcılığından bunalır ve başarısız bir
intihar girişiminde bulunur. Önce kısa süre yoğun bakımda kalır, sonrasında ise
psikiyatri kliniğinde servise alınır. Kendine geldiğinde ise 1 hafta kadar ömrü
kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika için bu sorun teşkil etmez. Bu
sırada klinikteki diğer kişilerle ve hayatlarla tanışır. Ancak kimse yakında
ölecek bir kız ile derin bir bağ kurmak istemez.
Veronika
klinikte tanıştığı, şizofreni tanısı olan Eduard ile tanışır ve yakınlaşırlar.
Ve kalan ömrünü Eduard ile dilediği gibi geçirerek yaşamak ister. Birlikte
hastaneden kaçarlar. İstedikleri yerlere gider, gezer, ne yapmak istiyorlarsa
öyle vakit geçirirler. Kısıtlı bir zamanının kaldığı bilgisi ile hiç tereddüt
etmeden, içinden nasıl davranmak geliyorsa öyle yaşamaya başlar.
Genç
kızın sağlık durumu aslında doktoru tarafından yürütülen bir deneyden
ibarettir. Dr.İgor her ne kadar etik bir yaklaşım olmasa da Veronika’ya sahte
kalp krizi bulguları oluşturan ilaçlar vermektedir. Amaç genç kızın yaşamın
değerini anlaması ve tekrar hayata tutunmasını sağlamaktır. Doktor deneyinin
amacına ulaşabilecek midir?
Kitapta
yaşamdan zevk almanın anahtarını veriyor yazar okurlarına. Her ne koşulda
olursa olsun içimizden geldiği gibi, kendimizi ertelemeden yaşamak. Yapmak
istediklerimize zaman ayırmak, kendimizi şımartıp mutlu ederek yaşama
sevincimizi diri tutmak. Monotonluğa izin vermemek. Gün koşullarında çok kolay
olmasa da elimizden geldiğince farkında olmak ve kendimizi mutlu etmek için imkân
yaratmak belli ki akıl sağlığımızı koruma yolunda yapacağımız en doğru seçim
olacaktır.
"Ya
aynı şey benim de başıma gelseydi? (...) Şu an da yaşama fırsatım var, bunu
değerlendirebiliyor muyum?”
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
"Sevgi,
akıldan üstündür."
"İnsanlar
ancak koşullar buna elverdiğinde delirme lüksüne sahiptiler."
"Dünyanın
bütün dağlarında, ormanlarında, bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı
olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz."
"Yaşayın.
Yaşamasını bilirseniz Tanrı da sizinle birlikte yaşar. Onun koyduğu riskleri
göze alamazsanız, o Tanrı da uzak bir cennete çekilir ve yalnızca felsefî
birtakım spekülasyonlara konu olur."
"Kimsenin
kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acıların
boyutlarını ya da yaşamında anlamın hepten yok olduğunu."
"Ve
delilik beni özgürleştirdi."
“Kendi
dünyasında yaşayan herkes delidir. Şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. Yani,
başkalarından farklı olanlar.”
“Bir an
ona her şeyi anlatabileceğini düşündü, ama sonra vazgeçti; insanlar hiçbir
zaman kendilerine anlatılanlardan bir şey öğrenmezler, kendi çabalarıyla
öğrenirler yalnızca....”
“Oysa
Tanrı çok farklı bir yol izlemiş, keyfi bir kural koymuş, sonra insanoğlunu bu
kuralı çiğnemeye ikna edecek bir yol bulmuştu, sırf ceza kavramını icat
edebilmek için. Adem ile Havva’nın kusursuz bir yaşamdan sıkılacaklarını çok
iyi biliyordu, er geç onun sabrını denemeye kalkacaklardı. Resmen tuzak
kurmuştu, belki kendisi de, yani Her Şeye Kadir Tanrı, her şeyin kusursuzca
sürüp gitmesinden sıkılmıştı. Eğer Havva yasak meyveyi tatmasaydı, son birkaç
milyar yıl boyunca ilginç hiçbir olay meydana gelmeyecekti.”
“Veronika
her şeyden nefret ediyordu ya, en çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden,
içinde barındırdığı yüzlerce Veronika'yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden
tiksiniyordu. Oysa orada kim bilir ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah,
ne deli kızlar duruyordu.”
“Taştan
fışkıran pınar ol, suyu tutan bir kuyu olma.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder