KÜNYE
Kitap Adı:
Us
Yazarı: Emre
Timur
Basım: AZ
Kitap– 1.Basım- 2020
Sayfa: 216
Tür: Felsefe-Düşünce
İNCELEME:
"felsefe, yavaşlamaktı;
yavaşladım."
Emre
Timur Varoluşçu Psikoterapi (Irvin Yalom)’yi okuduktan sonra ölümün
farkındalığına daha çok ermiş ve ‘Us’una düşenleri toplama kararı vermiş.
Topladıklarını artık saklayamaz olmuş ve Us’undan geçenleri 6 ayrı başlıkla biz
okurları ile paylaşmış; Us, Estetik, Etik, O, Tekamül ve Eşya. Kitabın akademik
bir felsefe kitabı olmadığına kendi de dikkat çekiyor ve gayesinin serbest bir
düşünme kitabı ortaya koymak olduğunu ifade ediyor.
§
Us
başlığı ile aklı nasıl kullandığını, akıl, zeka, mantık, sezgi, görgü, doğru,
iyi, güzel, parça, bütün, hakikat, arketip kavramlarını;
§
Estetik
ile güzeli ve sevmeyi, aşk, gerçek, hakikat, güzellik, zevk kavramlarını;
§
Etik
ile ahlakı, niyet, kötülük, iyilik, ceza kavramlarını;
§
O
ile “O”nu, Allah, Tanrı, inanç, evrim, entropi, kader kavramlarını;
§
Tekamül
ile gelişim ve değişimi, külli irade, cüz’i irade, metamorfoz, doğal seçilim,
evrim, varoluşçuluk, hiç, hep, mükemmel, kusurlu kavramlarını;
§
Eşya
ile fizik, metafizik, kuantum, entropiyi, çürüme, hayatta kalma, yaşama, ruh,
enerji kavramlarını ele alıyor.
Bunlar ile kalmayıp
devamında da konuları destekleyen serbest denemelerini ve kendisini anlamamıza
yardımcı 2 adet söyleşiyi de paylaşıyor.
Ve sürekli hatırlatmadan
geçmiyor. “Bunlar fevkalade nazik
mevzular.”
Hayattaki
en eski kadim bilgiyi de kendi usunca şöyle revize ediyor: “Değiştirebileceklerim ve değiştiremeyeceklerim arasındaki farkı
görebilmek için akıl, değiştirebileceklerim ile yüzleşebilmek için
Varoluşçuluk, değiştiremeyeceklerim için de Stoacılık -ve tevekkül-
gerekiyor."
Yazardan
okuduğum ilk kitaptı, romanlarını da oldukça merak ediyorum. Anlatım tarzını,
konuyu ele alış şeklini, örneklendirmelerini beğendim. Her fikrine katılmasam
da genel anlamda düşünmemi ve sorgulamamı sağladı. Hem herkesin aynı şeyi
düşündüğü bir ortamda düşünceden bahsedilemezdi, öyle değil mi?
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Bir
takım kötüler henüz kötülük yapacak zemin bulamadıkları için iyi sanılırlar. Ve
bir takım kötülerin kötülük yapabilmeleri için en azından bir kişiliğe sahip
olmaları gerekir. Bu yüzden, kişiliksiz kişileri hemen iyi sanma...”
“Her
fikir, kendinden önceki ile çatışarak ve öncekini revize ederek ilerler. O
yüzden bu toprakları terketmiş görünen o ışıltılı "katılmıyorum" ve
"katılıyorum" eylemlerini geri getirelim istiyorum. Öğüt, idam veya
dayak istemiyorum; dışlama, ötekileştirme, marjinalleştirme, tebliğ, ikaz,
infaz ve hakaret de öyle. İstediğim ve beklediğim ve bana yarayacak ve çağa
yarayacak olan şey, fikrime katılmayan akıllar.”
“Öğretmenlik
soruları cevaplamak değil; kötü soruyu iyiye, yanlış soruyu doğruya, çirkin
soruyu güzele çevirmektir.”
"Aklı
aşan" şeyler muhakkak vardır fakat sorguya kapalı bir şey yoktur ve
olmamalıdır.”
“Hiçbir
şey boşa gitmemiştir. Hayatta her şey her şeyi muhakkak değiştirir. Olmuş olan
her şey, kendisinden evvelki her şeyin bir sonucudur ve kendisinden sonra
olacak her şeyin sebeplerinden biridir.”
"...
beden ve ruhun dışında en önemli sevdirici şey, hatıralardır. Onları severiz
biz asıl. Beden bozulur, ruh değişir ama hatıralar hatırlatıcılarda diri kalır,
yaşar. Çünkü orada senin ve sevdiğinin bedeni de ruhu da genç ve diridir ve o
an, o hatıra güzel ve coşkundur ve bu karışım öyle leziz öyle el değmemiştir
işte..."
"İki
günü denk olan" değil mi "ziyanda" olan? Bir akış var ve sen
kaya gibi direniyorsun su gibi akacağına. Dünkü işlerini beğendiğin gün
öldüğünü anla işte...”
“…değişim
çığlığı susturulursa, yani insan olma potansiyeli yok sayılırsa depresyon
başlar. Depresyon bir işarettir. Başka bir hayat, başka bir oluş olduğuna dair
bir işaret, içsel bir şikâyettir.”
“Üç
tip varoluş var. (…) İlk varoluş şekli çürüme. (…) İkinci varoluş şekli hayatta
kalma. İlki evrende çok fazla, ikincisi
bizim gezegende bile belli yerlerde, üçüncüsü ise son derece nadiranttandır.(…)
Üçüncü varlık biçimi ise yaşama ki hayatta kalanların çoğu gerçekten
yaşayamaz.”
“Dört
kere kopuş yaşarız ve hayat boyu dört dehşet ile karşı karşıya kalırız; ölümlü
olmak, yalnızlık, özgürlüğe mahkumiyet, anlamsızlık. Bunları da inkar ile geçer
hayat.”
“…bize
iyi insanlardan önce iyi ve kötü niyeti ile yüzleşebilecek insanlar
gerekmektedir.”
“Dürüst insanlar, yalancıların mutluluk
masallarıyla mutsuz olmaya mahkûmdur.”
“Hayat
sizin güldüğünüzden çok daha komik ve sizin ağladığınızdan çok daha hüzünlü.”
“Kötülük
işledik. Ne yapacağız? İnkar edeceğiz! ... Güçtür suçlu yaşamak.”