KÜNYE
Kitap Adı:
Yaşamdan Esintiler
Yazarı: Melek
Işık
Basım: Gece
Kitaplığı– 1.Basım- 2022
Sayfa: 213
Tür: Biyografi-
Deneme/Öykü
İNCELEME:
Melek
Işık 1967 yılında Öğretmen Okulundan mezun olmuş, Köy Enstitüleri dönemine
tanıklık etmiş bir öğretmen. Yaşamdan Esintiler adlı kitabı ise oldukça farklı
geldi. Nedeni ise kitabın farklı türlerde 2 ayrı bölümde yazılmış olması.
1.
Bölüm yazarın anılarına, yaşantısına ve ülke yönetimine dair dönemsel
karşılaştırma ve eleştirilerine değinen, haliyle biraz biyografi biraz deneme
türünün iç içe geçtiği bir bölüm olmuş. Yazar çocukluğunu, ailesini, yatılı
öğretmen okuluna girişini, ergenliğini, genç kızlığını, öğretmen oluşunu,
hizmet verdiği dönemleri, siyasete girişini ve emekliliğini anlatıyor. Tabi
bunları anlatırken de birçok ülke gerçeğine, dönemin doğru ve yanlışlarına,
eğitimin getirildiği noktaya da ışık tutuyor. Köy enstitüleri neden kapatıldı,
buna sebep kimlerdi, kimler faydalandı? Köy enstitülerinde verilen eğitimin
kalitesi hakkında bilgi verirken şu an ki cahilliği ve eğitimsizliği
eleştiriyor, bu kurumlar kapanmamış olsaydı sahip olabileceğimiz eğitim
düzeyine ayna tutuyor. Hem dünün hem bugünün önemli siyasi olayları ve
krizlerini eleştiriyor. Kendisi çok gençken okuduğu kitapta bir Avrupa kentinin
tasvirinden çok etkileniyor ve bir gün gidip görebilmek hayali kuruyor,
başarıyor da. Sanıyorum okuyucularına da aynı hayali kurdurmak amacıyla
dünyanın farklı şehirlerine yaptığı gezileri anlatarak bitiriyor bu bölümü
yazar.
2.
Bölüm ise yazarın ‘tamamen hayal ürünümdür’ dediği, kadını, toplumda kadın
olmayı, kadının sorunlarını ve kadın dayanışmasını konu edilen bir öykü olarak
kaleme alınmış. Nihal in ağzından dinliyoruz Nihal’in daha bir çocukken
ailesinin sorumluluğunu almak zorunda kalmasını, kardeşlerini okutmasını, kimi
zaman annesi ve ablasına bile annelik yapmasını, bir kadın olarak yaşadığı
zorlukları, hayatta kendi ayakları üzerinde durma mücadelesini. Erkek
baskısını, şiddetini her yaşında gerek kendi ailesinde gerek çevresinde
hissediyor. Kadının görmezden gelinişini, itilip kakılışını,
değersizleştirilmeye ve hayattan soyutlanmaya çalışılmasını; tüm bunlara rağmen
kadının ayakta durma ve ‘ben varım, buradayım’ deme mücadelesini kaleme alıyor
yazar.
Arka
kapak yazısını ise şöyle bitiriyor: “Tüm kadınlar insan onuruna yakışır,
şiddetten uzak ve eşit bir hayatı hak ediyor.”
Tek
eleştirim bazen düşüncelerin aktarılırken daldan dala atlanılması nedeniyle
akışta küçük prüzler oluşmuş. Yine de değindiği konular açısından iki bölümü de
ayrı ayrı severek ve dikkatle okudum.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
"Dünyada
üst sınıf yaşar, orta sınıf şikayet eder, alt sınıf şükreder. Parayı da üst
sınıf yer. Ancak orta sınıf ve alt sınıfta lidere tapar."
"En
çok da şeriat isteyen kadınlara şaşarım. Nasıl bir akıldır ki, kendini ikinci
hatta üçüncü sınıf bir insan konumuna düşürüyor."
"Tarihin ilk yıllarında Arapların doğan kız çocuklarını diri diri kuma gömdüklerini öğretmenim anlatmıştı. Acaba babamın soyunda Araplık mı vardı?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder