1 Haziran 2023 Perşembe

MUHTELİF EVHAMLAR KİTABI


 










KÜNYE

Kitap Adı: Muhtelif Evhamlar Kitabı

Yazarı: Ömür İklim Demir

Basım: Yapı Kredi Yayınları– 19.Basım- 2022

Sayfa: 105

Tür: Öykü


İNCELEME:

Ceza avukatı, reklam ve blog yazarı Ömür İklim Demir ilk kitabı Muhtelif Evhamlar Kitabı ile birçok prestijli öykü ödülüne değer görülmüş..

10 öyküden oluşan kitap birbirinden çok farklı karakterlerin yalnızlığına, acılarına, korkularına, aşklarına, dostluklarına, kırgınlıklarına, kendileriyle hesaplaşmalarına, evhamlarına ışık tutuyor. Ayrıca bazı karakterlerin hayatları da farkında olarak ya da olmayarak farklı zamanlarda birbirine değiyor. Özellikle ilk 3 hikaye birbiri ile doğrudan bağlantılı gelişiyor, ilki Melda’nın ikincisi Taner’in ağzından anlatılıyor.

1.öykü İçler Dışlar Çarpımı; kocasının ölümünden yıllar sonra hayata tekrar katılmaya karar veren Melda ile mektuplaşma yoluyla tanışan İhsan’ın geçmişlerine hüzünlü bir yolculuk sunuyor. Yüzyüze tanışmaya karar verdikten sonra ki ilk buluşma 1995 yılında gerçekleşen Marmara Oteli altındaki Opera Pastanesi patlaması ile düğümleniyor. Patlama da ölen şair Onat Kutlar’da hikaye içinde anılmış; hem bir karakter hem de bir alıntı vasıtasıyla.

"Durmadan düşünüyorum, ne çok öldük yaşamak için." (Onat Kutlar)

2.öykü Vasati 40; Taner’i tanıştırıp ilk öykünün iç yüzünü ve şaşırtıcı bir ihtimali sunuyor.

3.öykü Tuz; Melda’ya umut veren bir mektup getiriyor.

4.öykü Sonsuz Rasim Abiler Diyarı; sokak bilgesi Rasim abi ile yeni boşanıp kendini sokaklara vurmuş bir adamın dostluğunu,

5.öykü Dün Gece Ansızın; beyaz yakalı bir adamın heyecanlı ve özgür gençlik günleri ile dostluklarını yadedişini,

6.öykü Kartela; Ceren’in Julide için kaygılanırken içinde yaşadığı anlık taciz korkusunu,

7.öykü Saraylı’nın Üç Ölümü; klinikteki kimliği belirsiz bir adamın gerçek hikayesini,

8.öykü İki Oda Bir Salon Yarım Hayat; anlık kararı ile yarım kalan bir hayatın iç hesaplaşmasını,

9.öykü Uzun Uzun Çalan Ziller ve Bir Mutfak Kapısı Hakkında; Rahmi Bey ve bir güzel köpeğin öte dünyada buluşmasını,

10.öykü Sessizliği Öldüren Tuzluk; kocasının ve kardeşinin travmatik ölümüne katlanabilmek için unutmayı seçen Suzan Hanım’ın ve hayatın yükleri altında ezilirken bir de buna tanıklık etmek zorunda kalan oğlu Selim’in kaybolan hayatlarını anlatıyor.

Biraz melankolik bir havası olan oldukça akıcı bir kitap. Özellikle bazı öykülerden sonra bir süre kapağı kapatıp düşünme ihtiyacı duydum ki bu da benim için değerli. En sevdiğim öyküler ise ‘İçler Dışlar Çarpımı’ ile ‘Sessizliği Öldüren Tuzluk’ oldu.


KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:

 

“Ne diyeyim, huzur tuhaf şey arkadaş, ancak kaybedecek bir şeyin kalmadığında gelip seni buluyor.”

 

“Öyle güzel bir andı ki, hafızasının köşesini kıvırdı.”

 

“Bütün hatalarımı ve pişmanlıklarımı silecek, başıma gelen her şeyi sanki ona varmak için yaşamışım gibi haklı gösterecek bir amaca ihtiyacım var.”

 

“Yokluğu hissetmek kolay da anlatması zor. Bir vardı, bir yok oldu işte, gerisi boş laf.”

 

“Umut bu, alır gerçeğin ötesine götürür, yol kenarına atar adamı.”

 

“...mutlu son diye bir şey yoktu, uzun vadede bütün hikâyeler mutsuz biterdi.”

 

“Velhasıl hayat beklemiyor, beklemek gibi bir derdi de yok. Biz onu anlayana kadar gelip geçecek.”

 

“Herkes o kadar birbirinin aynısı ki, gelenler gidenleri ya da gidenler gelenleri aratmıyor. Galiba bu yüzden, kalabalığın yalnızlıktan bir farkı yok.”

 

“Tanıdığımız herkesin hayatta olduğu, ölümsüz yıllardı o zamanlar. Rüya gibi... Sanırım bu nedenle rüyalarımda çocukluğumu görmüyorum. Bir rüyanın rüyası kolay kolay görülmüyor.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder