13 Ocak 2023 Cuma

İZA'NIN ŞARKISI





KÜNYE

Kitap Adı: İza’nın Şarkısı

Yazarı: Magda Szabo

Basım: Yapı Kredi Yayınları -9. Baskı- 2020

Sayfa: 223

Tür:  Roman


KİTABIN KONUSU

Macar yazar Magda Szabo tarafından kaleme alınmış ‘İza’nın Şarkısı’ temeline bir anne-kız ilişkisini alan, kuşak çatışmasını, yalnızlığı, iletişimsizliği ve bencilliği empati odağında ele alan çok etkileyici bir roman.

Iza, babası Vince ve annesi Etelka’nın taşrada büyük zorluklar altında, yokluk içinde ancak yoğun bir sevgiyle büyüttükleri kızlarıdır. Iza okur ve doktor olur. Boşanma ile neticelenen talihsiz bir evlilik sonrasında anne-babasının yanından ayrılarak başkent Budapeşte’ye yerleşir.

Iza işini ön planda tutan, soğuk, mesafeli, bencil ve kuralcı bir kadındır. Babasının vefatıyla birlikte annesinin taşrada yalnız kalmasını istemez ve büyük şehirdeki evinde yaşamak üzere yanına almak ister.

Etelka ise 49 yıllık eşini kaybetmenin acısı ve umutsuzluğu içindedir. Önünde kendini bekleyen hayattan korkmaktadır. Kızının ona destek olması ve yanına alması onu hem mutlu eder hem de yıllardır yaşadığı yeri, evi, anılarını bırakmak onu zorlamaktadır. Yine de büyük hayallerle ve kızına duyduğu minnettarlıkla Iza’nın teklifini kabul eder.

Birbirini çok seven anne ve kızı için birlikte yaşamak ne kadar zor olabilir ki?

Bir tarafta Iza’nın bağımsızlığa alışkın, kuralcı ve otoriter yapısı, diğer tarafta ise taşra-şehir hayatı arasında bocalayan, alışkanlıklarından vazgeçen, yeni hayatına adapte olmaya çalışan ve duygusal bir boşluk içindeki Etelka.

Ve ana karakterlerimiz dışında hikâyeye yön veren yan karakterlerimiz de mevcut. İza’nın eski kocası Antal, Antal’ın nişanlısı Lidia ve İza’nın sevgilisi Domokos da hikâyede etkili kişiler. Tüm karakterlerin birbirleri ile ilişkileri, kendi duygu dünyaları okuyucuyu farklı sorgulamalara iten etkenler oluyor.

Kuşak çatışmalarını, iletişim kopukluğunu, hayalkırıklığını, çaresizliği, yas duygusunu, özlemi, pişmanlıkları ve empati yoksunluğunu çok güçlü şekilde yansıtan ve okuyucunun hissetmesini sağlayan bir roman. Bir yandan bir karaktere kızarken aynı zamanda aynı karaktere hak verebildiğin bir duygu karmaşası da yaratabiliyor. Herkes kendi penceresinden haklı görünebiliyor. (Yine de Iza’ya duygularımda kızgınlık ağır bastı benim.) Romanın size yansıttığı bu duygularla da kendi hayatınızı, davranışlarınızı sorgular buluyorsunuz bir anda.

Karşımızdakine karşı bulunacağımız eylem ve davranışlarda empatinin önemi nedir?

Aslında doğru olduğunu düşündüğümüz şey, karşı taraf için yorucu ve eziyet verici bir hal alıyor olabilir mi?

İyi niyetle yaptığımızı düşündüğümüz eylemler karşımızdakini mutsuz ediyor olabilir mi?

Karşımızdakini hissetmek ve ihtiyaçlarını doğru anlamak için ne kadar çaba harcıyoruz?

İnsanın önüne geçemediği faktörlerden biri olan zaman elimizden bu kadar hızlı kayıp gidiyorken sevdiklerimiz için, özellikle hayatın zorlukları ve endişeleri ile yüzyüze kalan yaşlılarımız için daha duyarlı ve sevgi dolu olalım. Bunu bir görev bilinci ile değil yüreğimizden gelerek ve empati kurarak yapalım. Çok geç olmadan ve pişmanlık duymadan önce… Empati ve sevgiyle kalın.

 

KİTAPTAN ALINTILAR

 “Her şey yok olmuştu, eski yoksulluklarından büyük bir sabırla, bitmez tükenmez bir maharet ve ustalıkla kurtarmış olduğu her şey; tahripkâr zamanı kandırma becerilerinin hiçbir tanığı kalmamıştı geriye.”

 

“Benim ne kabına sığmaz bir şefkate ne de desteğe ihtiyacım var, yalnızca sessizliğe gereksinim duyuyorum; yorgunum.”

 

"Hatıralar kimseye aktarılamıyor, maalesef."

 

“Bir şeyler ebediyen son bulur, yeni ve belki daha zorlu bir hayat baş­lar...”

 

“Fark etmeden ölmüş olabilir miydi? Farkına varmadan gelebilir miydi ölüm?”

 

“Ona kimse cevap vermedi. Ölüler konuşamaz.”

 

“Mezarların üzerinde arılar vızıldıyordu. Güllerin kırmızısını ve gökyüzünün mavisini hayranlıkla seyrederken, sonsuz bir hayal kırıklığı içini daraltıyordu. Bir mezarlıkta niye bu kadar güzellik vardı? Gerçeklik bunca farklıyken, bu huzur görüntüsü, bu vızıldama, dallardaki kuşların şakıması niyeydi? Gerçek olan ölüm ve evde onu bekleyen kederdi.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder