KÜNYE
Kitap Adı:
Türk Canavarları Sözlüğü
Yazarı: Ahmet
Burak Turan
Basım: Gerekli
Kitaplar Yayıncılık- 2.Basım - 2020
Sayfa: 212
Tür: Araştırma-İnceleme, Mitoloji
KİTABIN KONUSU
‘Şamanist Söylencelerde Canavarlar ve Şeytani Ruhlar’ kitabımızın alt başlığı ve aynı zamanda içeriğe aitte bize ön bilgi veriyor. Yazar Anadolu, Balkanlar ve Kafkasya’nın birçok bölgesini dolaşarak, birçok kaynağı tarayarak, Türk mitolojisine konu olmuş, bugün bile halk arasındaki söylencelere konu olan ve hala varlıklarına inanılan yaratıkları bizlerle tanıştırıyor.
Kitabın
sunuş bölümünde mit ve mitoloji şöyle tanımlanmış: “Doğal veya toplumsal olguların, kişilik ve
işlev üstlenerek soyut planda, yaptırım gücü olan bir varlık haline
dönüştürülmesine mit diyoruz.” (…) “İlk insan topluluklarının evren, dünya,
insan, bitki, hayvan, sosyal olguların oluşumuyla ilgili oluşturdukları ilk
inanışlar, kutsallıklar, bunlarla ilgili anlatılan ilk kutsal metinler mitoloji
kapsamına girer.”
Yine sunuş
içeriğinde, aslında bazı fizyolojik ve biyokimyasal durumların veya
aksaklıkların yarattığı olguların korku dünyamızı zenginleştirip nasıl mitlerin
oluşumuna zemin hazırladığına da kısacık değinilmiş. Hamile ve lohusalarda
yaşanan al basmasının ve uykudan uyanma sırasında yaşanan karabasanın nasıl
kötü ruhlarla ve canavarlarla ilişkilendirildiğinden örnekler verilmiş. Mitlere
konu olmuş bu yaratıkların yarattığı korkularımızın aslında bilimsel temelleri
olduğuna parmak basılmış.
Kitap bize
Türk mitolojisindeki tüm varlıklardan, şahıslardan, temalardan bahsetmiyor. Bu
sözlükte yazar bize sadece şeytani varlıklardan bahsediyor. Türk mitolojisinde
yer alan kötü ruhları alfabetik sırayla ele almış yazar. Sözlük, bu canavarlara
farklı yörelerde verilen isimleri, dış görünüş tasvirlerini, hangi durumda
ortaya çıktıklarını, göründükleri kişiye nasıl etki ettiklerini ve bu kötü
ruhlardan korunmak için neler yapılması gerektiğine yönelik bilgiler içeriyor.
Ayrıca Turan’ın tasvirleri doğrultusunda Aslı Ekim’in hazırladığı illüstrasyonlar
da kitaba görsel zenginlik katıyor.
Oldukça
ilgi çekici ve okuması keyifli bir kitap olması yanında aralardaki anlatılarla
tüylerinizi ürpertmiyor da değil. Kamp ateşi başında anlatılacak hikâyeleri de
oldukça fazla besleyeceğini düşünüyorum.
Pagan
kökenli bir ritüel olan, daha çok Hristiyanlar tarafından kutlansa da gittikçe
farklı kültürlerde de yaygınlaşan Cadılar Bayramının kutlandığı bu dönemde biz
de kendi kültürümüze ait canavarlarımız ile ritüele dahil olabiliriz belki, kim
bilir…
KİTAPTAN ALINTILAR
"Doğu Anadolu'da yaygın olan bir söylenceye göre, her evin bir Sahab'ı bulunur. Bu varlıklar, evin temiz ve düzenli tutulmasını isterler. Eğer böyle yapılmazsa evde yaşayan insanları cezalandırırlar. Evin bereketi kaçar, hastalıklar gelir. Çoraplarınızı ortalığa atmadan önce iki kez düşünün."
“Albıs,
kötü bir ruhtur. Bu ruha sıklıkla Alkarısı da denmektedir. Gökçe munçuktan yani
mavi boncuktan çok korkar. Nazar boncuğu kavramının kökenlerinde bu anlayışın
yattığı düşünülmektedir.”
"Kadim
Türkler intiharı hiçbir zaman hoş karşılamadı. Belki de sırf bu yüzden, intihar
eden insanların Alt Dünya'ya atıldığına ve orada Güney Göğü kısmının yedinci
katında acıklı bir şekilde eziyet çektiklerine inanıldı… İnsanları intihar
etmeye telkin eden ve hatta onları zorlayan yine bu kötü ruhlardır. Yeryüzüne
çıktıklarında, yalnız kalmış, bunalım ve ruhsal çöküntü yaşayan insana
ilişirler. Kulaklarından girer ve akıllarını esir alırlar. Alban Buuray … "
“Çocukların
çokça yaramazlık yaptıkları bir vakit, yaşlı nine şu tekerlemeyi okur:
Harkıt!
Bacadan torbanı sarkıt!
Çocukları
al da kaçırt?
Harkıt!
Kullaklarını sarkıt!
Ağlayanı
bağıranı kaçırt!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder