KÜNYE
Kitap Adı:
Mahalle Kahvesi
Yazarı: Sait
Faik Abasıyanık
Basım: Türkiye
İş Bankası Kültür Yayınları– 18.Basım- 2021
Sayfa: 134
Tür: Öykü
İNCELEME:
Mahalle
Kahvesi, Sait Faik Abasıyanık’ dan okuduğum ilk öykü kitabı oldu. İçerisinde 22
öykü ve bir de Orhan Veli tarafından Sait Faik’i anlatmak amacıyla kaleme
alınmış bir yazı bulunuyor.
Edebiyat
çevrelerince çok beğenilen bir hikayeci olsa da beni yazım tarzı biraz yordu
açıkçası. Öykü tarzı olarak olay öyküsü tarzında kaleme alınmış öyküler
olduğundan bazı öykülerde oldukça sıkıldım. O anki çiçeği, böceği, insanı,
duyguyu tasvirlediğinden daha durağan bir havası var. Bazı öykülerin sonu bir
yere varmadı gibi hissettirdi. Ve anladım ki ben durum öykülerinden ziyade olay
öykülerini seviyorum.
Edebi
tarafına lafım yok tabi. Öykülerin akışı zaman zaman yorsa da içerik içinde çok
da özlü ve anlamlı cümleler geçiyor ki alıntılar kısmında sevdiklerimi paylaştım.
Öyküler
arasında en sevdiklerim Hallaç, Baba-Oğul, Mahalle Kahvesi isimli öyküler oldu.
Ayrıca Kestaneci Dostum ve Sinağrit Baba isimli öyküleri de severek okudum. Ki
sevdiğim öyküler de biraz daha olay öyküsüne yakın öyküler.
Durum
öyküsü severler çok daha fazla keyif alacaklardır. Keyifle ve kitapla kalın.
Sevgiler.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Kitaplar,
bir zaman bana, insanları sevmek lazım geldiğini, insanları sevince tabiatın,
tabiatı sevince dünyanın sevileceğini oradan yaşama sevinci duyulacağını
öğretmiştiler.”
“Şu
ömrü mevsimlere benzetenler iyi etmişler doğrusu. Herkesin bir ilkbaharı, yazı,
güzü, kışı oluyor işte.”
“Hey
zavallı, budala çocukluk! Şimdi sen bile yoksun, sesin o kadar uzaklardan
geliyor ki, mezardan çıkıyor bu ses diyecek gibi oluyorum.”
“Hani
bazı insanlar vardır, iyilik edersin. Bir edersin, iki edersin, üç edersin.
Sonra edemeyecek hale gelirsin de elinden bir şey yapmak gelmez. O zaman bir de
bakarsın ki, karşındaki sana düşman kesilmiştir. Hepimiz öyleyiz işte. Bütün
iyilikleri, bütün dostlukları, tulumba gibi emeriz. Sonra dostluklar, iyilikler
de kuyular misali kurur.”
“Şu
uyku insanın sevgilisi gibi bir şey, gelmeyince sinirlendiriyor.”
“Ölüye
ağlayamayan insanların huzursuzluğu içindeyim. Gülenlere kızıyorum. Halbuki ben
yaşamayı severim, delicesine!”
“Asalet
insanlardan çoktan kalktı.(…)Asalet ümitlerimize, hüzünlerimize, yalnız fakir
insanların ümitlerine, facialarına gelip kondu. Onu ne okumuş suratlarında, ne
kitaplarda, ne eşyada, ne de hareketlerde aramamalıyız beyhude.”