KÜNYE
Kitap Adı:
1Q84
Yazarı: Haruki
Murakami
Basım: Doğan
Kitap - 1.Baskı- 2012
Sayfa:
1256 (Tek Cilt)
Tür:
Roman, Fantastik Kurgu
İNCELEME:
Haruki
Murakami’nin 1Q84 isimli fantastik kurgu olarak nitelendirilebilecek romanı
aslında bir üçleme. 3 kitabı ayrı ayrı edinebileceğiniz gibi benim gibi tek
ciltte toplanmış versiyonunu da okuyabilirsiniz. Yalnız uyarayım; tek cildin
hacmi nedeniyle (1256 sayfa) yanınızda taşıyamama ve ağırlığı nedeniyle bilek
ağrısı oluşturma gibi dezavantajları mevcut.
Kitabın
isminin George Orwell’ın 1984 adlı romanına benzemesi tesadüf değil, yazar
1984’e göndermeler yapmış bu romanında. (ayrıca ingilizcedeki q harfinin
telaffuzu da japoncada 9 sayısının telaffuzuna benzer)
"1Q84'teki
Q, Question Mark'ın Q'su, İngilizce soru işareti(?)." Zamandaki ve
dünyadaki belirsizlik manasında kullanılmış. Roman paralel evrenlerde geçiyor.
Yıl 1984. Paralel evrendeki zamanı tanımlamak için ise 1Q84 ya da Kediler Şehri
tanımlaması kullanılıyor.
Roman
içerik olarak din, inanç, cemaatler, aşk, cinsellik, ensest, şiddet, çocuk
istismarı, aile içi şiddet, çocukluk travmaları, iyi ve kötü kavramları gibi
konular üzerinde yoğunlaşıyor.
Her
kitap sırasıyla 3 aylık dönemi anlatacak şekilde 1984 yılının Nisan-Aralık
döneminde geçiyor hikâye. Ana karakterlerimiz Aomame ve Tengo. İlk iki kitap bu
iki karakter üzerinden anlatılırken 3.kitapta devreye bir de dedektif
Uşikava’nın anlatımı girer.
Tengo
ve Aomame ilkokulun bir dönemini birlikte okurlar, arkadaşlarınca alay edilen
ve dışlanan çocuklardır. Birlikte yaşadıkları duygusal bir anı ikisini de
birbirinin hafızasında unutulmaz kılar.
Aomame
ailesi ile bir cemaat içinde, dini kısıtlamalar ile büyümüş bir çocuktur.
Yetişkin bir kadın olduğunda topluluktan kendini sıyırır, kadınlara kendini
savunma dersleri veren bir spor hocası olur. Yaşlı ve zengin bir kadın olan
Madam ile tanışmasıyla tehlikeli bir işe girer. Madam’ın yönlendirmeleri ile
kadınlara ve çocuklara cinsel şiddet gösteren erkekleri hiçbir iz bırakmadan
öldüren bir katile dönüşür. Bir gün randevusuna geç kaldığından kestirme diye
önerilen bir yolu kullanır ve 1Q84 evrenine geçer.
Tengo
Kavana ise babasıyla yaşayan ancak baba şefkati görmeyen, haftasonları bile
babası ile kapı kapı dolaşıp vergi toplayan ve bundan utanan bir çocuk.
Yetişkin bir erkek olan Tengo bir dershanede matematik öğretmenliği yaparken
aynı zamanda da dergilerde yazılar yazan ve roman yazmak isteyen amatör bir
yazardır.
Disleksiye
sahip bir kız öğrenci olan Fukaeri’nin yazmış olduğu roman bir editör
vasıtasıyla Tengo’ya ulaştırılır ve yarışmaya sokulabilmesi amacıyla edebi
düzenleme yapılması istenir. Pupa Hava isimli romanda anlatılan hikâye çok
ilginçtir. ‘Little People’ olarak adlandırılan, 6 insansı varlık havada pupa
yaparak mesajlarını iletebileceği verici yapıyorlardır. Aynı zamanda klonlama
da gerçekleştirebiliyorlardır. Tengo romanı tekrar kaleme alırken hikâyeyi
araştırır ve olaylar onu 1Q84 evrenine taşır.
Paralel
evrene geçildiğini nasıl mı anlıyorlar? 1Q84 evreninde gökyüzünde 2 adet ay
mevcuttur.
Peki
Tengo ve Aomame’nin yolları tekrar kesişecek midir?
Kitabın
hacmi sizi korkutmasın. Oldukça sürükleyici bir hikâyesi ve yalın bir dili var.
Eleştirmek gerekirse bazı konularla ilgili fazla tekrara düşülen yerler olmuş,
dolayısıyla aslında roman biraz daha sadeleştirilip kısa tutulabilirmiş. Buna
rağmen ben okumaktan oldukça keyif aldım.
KİTAPTAN SEVDİĞİM ALINTILAR:
“Yürekten
sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir. O
seni sevmese bile.”
"Görünüş
sizi aldatmasın. Gerçek daima tektir."
"Ne
kadar para olursa olsun, satın alınamayacak şeyler elbette var."
"Neresinden
bakarsan bak, bu basit bir olay değil. İnsanın bir sırrı sürekli yüreğinde
taşıması."
“Kapanması
güç yaralarla yaşıyoruz. İnsanların yüreğinde açılan yaraların kapanması mümkün
olmuyor.”
“Uzun
zaman boyunca kök salan şeyler, hiçliğin içinde o kadar kolay yitip gidemezler”
“İnsanların
büyük çoğunluğu gerçeklere inanmak yerine, gerçek olmasını arzuladıkları
şeylere inanırlar.”
"düşünüyorum
da, bu dünyada mantığa yer yok, empati de yetersiz."
“Sorun
insanın ruhunun kutsallığıydı. Oraya çamurlu ayaklarla girmeye hiç kimsenin
hakkı yoktu. Üstelik çaresizlik insanın içini yiyip bitirebilirdi.”
“Sadece
herkesin okuduğu kitapları okursan, sadece herkesin düşündüğünü düşünürsün.”