KÜNYE
Kitap Adı:
Vatan Millet Samatya
Yazarı: Seray
Şahiner
Basım: Doğan
Yayınları– 1.Basım- 2025
Sayfa: 336
Tür: Roman
İNCELEME:
Vatan Millet Samatya yazardan okuduğum 2.kitap oldu, ilk kitap Antabus idi ve çok sevmiştim. Kitabın kargo gönderiminin güzelliğine dair paylaştığım reels içeriğine kitaba dair küçük de bilgi iliştirmiştim ama okuma sonrası daha detaylı bir paylaşım gerekiyordu tabi.
Kitap
3 bölümden oluşuyor. 70lerden 90lara uzanıyor hikaye. 2 ayrı çocuk gözünden 3
ayrı kuşağa ayna tutuluyor.
‘Samatya’
ve ‘Millet’ bölümlerinde çocuk Melek gözünden dönemin sosyolojik, ekonomik ve
kültürel yapısını tanıyoruz. Samatya nın kentsel dönüşümünün hanelere etkisini,
3 kuşağa yansımasını çocuk Melek gözünden görüyoruz. Melek yaşadıklarını mizahi
bir dille anlatsa da aslında yaşadıkları ya da şahit oldukları oldukça zor,
kimi zaman trajik. Kendi derdinde anneler, sevgisiz, kendi halinde büyüyen
çocuklar. Başa bela gelmeden büyümenin şans olduğu bir yaşamak.
Son
bölüm ‘Vatan’ da ise Melek anne olmuş, kızı İnci gözünden görüyoruz dünyayı bu
sefer. Sevgisiz büyümüş bir kadın kızına ne verir ki demeyin. Melek’in kendi
özlemlerini kızına yaşatmama, onun yanında sevgiyle var olma çabası takdire
şayandı. Ancak annelerin hatalarının bedeli çocuklara da yansıyor az ya da çok.
İnci nin sınavı ise babasıyla.
Kadınların
zor şartlar ve baskıcı tutumlar altında katlanmaya zorunda hissettikleri
hayatlar gözler önüne seriliyor kitapta. Ayrıca toplumsal sınıf ayrılıkları da
incelikli şekilde yansıtılıyor. Yazarın mizahi dili bu kitapta da kendini
gösteriyor. Tabi kara mizah demek daha doğru olur sanıyorum. Yer yer yoğun argo
da içeriyor çünkü anlatı başka türlü bu duyguyu veremezdi diyorum.
İlk
iki bölümde beni yoran yerler oldu. Yazar bir mezhebi anlatmak için fazlaca
alan açmış ve karakter eklemiş bence. Kimi zaman övgü mü tanıtmak mı amaç yoksa
yaşananlara yergi mi anlayamadım. Asıl hikaye ile bu bölümler gelgitler
oluşturmuş gibiydi. Bir de 2.Bölümde çocuk Melek’in başına gelen olay sonrası
birden 3.bölümde anne Melek ile tanıştık. Ne oldu, nasıl oldu? Arada ne yaşandı
kısmı boşluk kaldı. 3.Bölüm çok daha akıcıydı. Ben en çok İnci kızı sevdim.
80ler
ve 90larda çocuk olmuş nesli tebessüm ettirecek detaylarla bezeli anlatı. Konu
olarak ise yer yer hüzünle yer yer gülerek okudum. Seray Hanım ın üslubunun
özelliği sanıyorum bu. Eleştirilerim olsa da severek okuduğum bir kitaptı ancak
benim için hala 1 numara Antabus. (Ülker Abla yı okumadım belirteyim) Antabus u
okumayan kalmasın isterim.
“ölmek
istiyorum, çok küçüğüm nasıl ölünür bilmiyorum.”
“Allahım
sence çocuklar da insan mı?”
“Kimsem
yok Allah'ım. Dünyada bunlar yok sayıyor beni, gökyüzünde sen. Allah'ım beni
öldür ki sana inanayım.”
“İnsan
sevilmediğini hemen anlıyor çünkü.”
“İnsan
annesine küsünce bir daha çocuk olamıyormuş.”
“Ben
elimle saçımı okşuyorum. Kimse beni sevmeyince kendi kendimi evlat edindim.”
“Babamı
inkâr edemiyorum. Kendimi reddetmek daha kolay.”
“Anneciğim
bana hiç geber demez: Geberesice, tufana gelesice der. Bedduaların, sonuna
mutlaka "sice" yi ekleyerek yumuşatır. Çok kibar kadındır annem.”
“Keşke
büyüklerin çocukları aldırabildiği gibi biz de babamızı aldırabilsek.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder